Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milli havayolu şirketi Kıbrıs Türk Hava Yolları’nda pilot sendikası UÇ-SEN, Türk Hava Yolları yönetimince istifaya zorlanan bir kaptanın KTHY’de işe başlamasına ’uçuş güvenliği tehlikeye atılıyor’ gerekçesiyle karşı çıkıyor. Bu karşı çıkışı kamuoyuna kaptanın ismini de afişe eden bir gazete ilanıyla yapması tepkilere neden oldu. Söz konusu kaptan pilotun ismi Orhan Tolu.
Tolu Kaptan kısa süre öncesine kadar görev yaptığı THY’de bir uçuşun son dakikalarında Atatürk Havalimanı’na iniş için alçalırken, ATC (Air Traffic Control) birimindeki hava kontrolörünün talimatlarına “Görerek koşulları muhafaza etmek” gerekçesiyle uymadığı için şikayet edildi. Tam da Amsterdam’daki kaza günlerine rastlayan olay üzerine THY yönetimi Tolu kaptanın istifasını istedi. Bugüne kadar herhangi bir kaza kırımı olmayan, başarılı bir mesleki geçmişe sahip, hakkında bir rapor bile bulunmayan Tolu Kaptan dün KTHY’de Boeing 737-800 uçağında ilk uçuşunu yaptı. Tolu Kaptan’ın şirketlerinde uçuşa başlaması KTHY pilot sendikasını ‘uçuş güvenliği tehlikeye atılıyor’ iddiasıyla yönetime karşı harekete geçirdi.
SUÇLAMALAR YERSİZ VE KASITLI
Bu konuyu ve iddiaları sormak için dün KTHY Uçuş İşletme Başkanı İlyas Karagülle ile görüştük. Tüm bu suçlamaların kasıtlı ve olayı kişisel çıkarları korumak adına yapıldığını belirten Karagülle, “Şirketimizde kaptan pilot olarak görev yapan Sadık Gürçavdı ve first officer olarak görev yapan Vedat Dedeoğlu, Havadis Gazetesi’ne verdikleri röportaj ve ilanda şirket yönetimini suçladılar. Bu suçlamaları kendi meslektaşlarına karşı bir tutumla yapmaları çok anlamlıdır. Bu suçlamalar tamamen kasıtlı ve yersiz. ‘Türkiye’de uçuş güvenliği nedeniyle işten atılan pilotları şirket işe alıyor ve pilot kalitesini aşağıya düşürüyor’ gibi gerçek olmayan iddialar ortaya attılar. Orhan Tolu arkadaşımız Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan albay rütbesi ile THY’ye geçti. Hava Kuvvetleri’nde F-4 uçağı ile 5 bin 500 saat uçuşu var. THY’de de 5 bin saat uçuşu olup, bunun 1000 saatini kaptan pilot olarak uçmuştur. Bu arkadaş filo eğitimini 20 sektör olarak bitirdi. Herhangi bir sıkıntısı yok. Üç tane öğretmenle uçtuktan sonra bugün ilk uçuşunu B-737-800 kaptanı olarak yaptı. Pilotların hakkını korumak için kurulmuş olan bir sendikanın kendi meslektaşını suçlaması çok üzücü. Ayrıca THY’den çeşitli nedenlerle ayrılan birçok meslektaşımız başka şirketlerde uçmaktadır. Ya da özel şirketlerden ayrılanlar THY’ye girmektedir. Bu son derece doğaldır” dedi.
ŞİRKET HAKSIZ YERE LEKELENİYOR
Karagülle, UÇ-SEN üyesi birkaç kişinin verdiği röportaj ve ilanla tüm şirketi lekelemeye çalıştığını belirterek, “Böyle şirketi, uçuş işletmeyi ve pilotları lekeleyen çok çirkin bir demeçte bulunarak, yönetimin kamuoyunda sorgulanması için çağrıda bulundular. Bunu kabul etmek mümkün değil. UÇ-SEN Pilotlar Sendikası, pilotları koruyacak bir sendika iken, bir meslektaşlarını şahsi çıkarları için kullanarak kamuoyunun önünde lekeliyorlar. Bu kaptanımız hakkında hiçbir rapor yok, hiçbir kırım yok. Böyle bir şey yokken bir resmi evrak yokken, ellerinde bir gazete haberiyle kulaktan dolma dedikodularla bir pilotun mesleki olarak geleceğini kamuoyu önünde tartışmaya açmak meslek etiğine aykırı her şeyden önce. Bunu kişisel hırsları için kullanarak, tüm pilotları kullanarak, çıkar peşinde, kendilerine yönetimde yer edinmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
SENDİKA KARŞITI DEĞİL, DESTEKÇİSİYİM
Yapılanın pilot camiasına zarar verdiğini ifade eden Karagülle, “Bu davranışlar hem şirkete, hem de topluma zarar veriyor. Kamuoyu önünde bu çeşit tartışmalar genel olarak pilot camiasını lekeliyor, aynı zamanda şirketin ticari olarak geleceğini baltalıyor. Ben Uçuş İşletme Başkanı olarak başından beri pilotların örgütlenmesini, sendikalaşmasını destekleyen bir tavır içinde oldum, çünkü bu anayasal ve çağdaş bir haktır ve çok da gereklidir. Sendikaya karşı bir insan değilim. Yalnız sendikanın sendikal faaliyetlerde, toplumun yararına faaliyetlerde bulunmasının yanındayım. Sendikanın hiçbir şekilde bir pilotun işe alınmasına ve işten çıkarılmasına karışmasına taraftar değilim. Pilotların sosyal haklarının, çalışma koşullarının tartışılacağı, daha mutlu bir yaşam sağlanabileceği bir ortam olması için örgütlenmenin yanındayım. Ama kesinlikle bu çeşit olayları kişiselleştiren, şahsi menfaat konusu yapan tutumların karşısındayım. Bu bir sendikal faaliyet değildir, tamamen kişisel hırstır. Özellikle sendikanın yanında ve devamından yana olduğumu söylüyorum. Ama bu kişilerin şahsi çıkarları ile sendika ağalığı yaparak, sendikayı birçok pilotun iyi niyetini kötüye kullanarak başka bir pilotu, bir meslektaşlarını adları “pilotlar sendikası” olmasına rağmen yok etmeye çalışmasına karşıyım. Biz arkadaşımızın arkasındayız. Orhan Tolu Kaptan evrensel lisansıyla dünyanın her yerinde uçabilir ve iş bulabilir. Ama Sadık Gürçavlı’nın bu tutumu sanırım bütün meslektaşlarımca kabul edilemeyecek bir tutumdur. TALPA’ya da durumu bildirdik. TALPA Başkanımız da bizimle aynı düşünceleri paylaşıyor. Aksi halde bir şirketten çıkan veya çıkarılan bir arkadaşımız başka hiçbir yerde iş bulamaz. Bu bakımdan olayı kamuoyuna böyle taşımaları son derece çirkindir” şeklinde konuştu.
AVRUPA DÖRDÜNCÜSÜ OLDUK
KTHY Uçuş İşletme Başkanı İlyas Karagülle, görevde oldukları iki yıldan beri pilotların lehine çok iyi faaliyetlerde bulunduklarını ve birçok konuda iyileştirmeler sağladıklarını açıkladı. KTHY’de kaptan pilotların yıllık uçuş ortalamasının 600 saat olduğunu vurgulayan Karagülle, Türk Hava Yolları ve diğer bazı şirketlerde pilotların yılda 1000 saat uçurulduğunu belirtti. SHT-6A-50’nin tüm gerekliliklerini yasal olarak yerine getirdiklerini anlatan Karagülle, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapılan SHGM denetlemelerinde ekip planlama yönüyle sıfır bulgu olarak çıkıyoruz. Şirketimizde hiçbir problem görülmemiştir. Bunun dışında pilotların birçok özlük hakkı geliştirilmiştir. Yıllardır yapılmayan lisans kaybı sigortaları, kaza sigortaları yaptırılmıştır ve yaptırılmaya devam edilmektedir. Bunun dışında birçok bürokratik kolaylıklar sağlanmıştır. Verilen pas biletlerden gidiş ve gidişlerine kadar pilotlarımızın rahatlığı için her şey sağlanmıştır. Genel Müdürümüz Ahmet Akpınar ile son iki yıldır yaptıklarımızdan sadece birkaçı bunlar. 35 yıllık bir şirkette ilk defa düşük görüş koşullarında uçuş müsadesi alınmıştır. Bu operasyonda büyük bir kolaylık, gecikmelerin önlenmesi, maliyetlerin en aza indirgenmesi, uçuş emniyetinin sağlanması anlamına geliyor. Daha önce kimse uğraşmamış bu konuyla. Bu ciddi bir uğraşı, çalışma isteyen bir konuydu ve bu çalışmayı bitirdik. Mart ayında Stansted Havalimanı’ndan KTHY’ye gelen bir yazı ile yaklaşmalarda ve tırmanışlardaki usullere uyma konusunda 27 şirket arasından sıfır hata ile dördüncü şirket seçildik. THY ve diğer Türk şirketleri hepsi altımızda kaldı. Üstümüzde üç tane yabancı şirket var, hatta bu rapora göre British Airways bile altımızdadır. Bu uçuş emniyetine ve onun temel unsuru eğitime verdiğimiz önemin bir sonucudur. Personel seçimimizde de aynı hassaslığı gözetiyoruz.”
HERKESE EŞİT YAKLAŞIYORUZ
KTHY Yönetiminin tüm pilotlara eşit davrandığını özellikle vurgulayan Karagülle, “Yönetim herkesi eşit uçurmaktadır ve çok yakın uçuş saatleri ile yıl bitirilmektedir. Biz olayı sadece uçuş saatleri olarak değerlendirmiyoruz. İniş sayısı, yatılar, dış hatlar, iç hatlar, görev sayısı ve uçuş saati olarak 6 kategoride istatistik yaparak bunun üzerine uçuş programı çıkarmaktayız. Yani yükümüzü eşit paylaşarak hafifletiyoruz” diye konuştu.
Airkule.com-ÖZEL RÖPORTAJ