Geçmiş dönemde personel arasında tepkiye neden olan havacılık tazminatlarının dağıtımı konusunda Airkule.com Genel Yayın Müdürü İbrahim Köktener’in “Bu konuyla ilgilenebildiniz mi? “ şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:
“İlgilenmemek mümkün değil çünkü ciddi bir sıkıntı bu maalesef, sıkıntılı bir konu. Personelimizde de belli bir huzursuzluğa sebep olmuş tazminatlar meselesi. İşin kötü tarafı, herkesi tatmin edecek bir çözüm bulmak neredeyse imkansız bu konuda. Çünkü Eurocontrol bunu verirken şartlı veriyor. Yani para bize Türkiye’ye intikal ederken şartlı veriliyor. Sadece ve sadece Eurocontrol’ün ilgili olduğu hizmetlerin verildiği birimlerin bundan istifade edeceği söyleniyor. Yani üst geçişler, özellikle 'overflight' dediğimiz Türkiye’nin üzerinden geçen uçuşlarla ilgili hizmet veren... Nedir bu? Seyrüsefer hizmetleridir, kule, radar hizmetleridir. Bununla ilgili elektronik hizmetleridir. Dolayısıyla bu para, tazminat bunlara verilecek gibi olmuş.Aslında bu sadece DHMİ’nin ve Ulaştırma Bakanlığının inisyatifinde olmamış. Maliye Bakanlığı devrede olmuş, başka bakanlıklar devreye girmiş, Hazine girmiş, Yüksek Planlama Kurulu girmiş, birçok birim işin içine girmiş ve bir takım kararlar alınmış. Bu kararlar alınırken de çok daha girift bir takım tablolar oluşturulmuş. Personel birkaç kategoriye ayrılmış, salt bu işe hizmet verenler, yarı yarıya görülenler, biraz içinde olup biraz içinde olmayanlar, bir de hiç ilgisi olmayanlar gibi kategorilere ayrılmış. Bunlara farklı oranlarda ve yüzdelerde bu tazminatın dağıtılması kararlaştırılmış. İşin ilginç tarafı yukarıdan bir mevzuat halinde getirilerek bize verilmiş.
DEĞİŞTİREBİLME İMKANIM YOK
Çoğu personelimiz zannediyor ki genel müdür olarak benim bunu değiştirebilme imkanım var. Halbuki yok. 'Şuna bu kadar verilsin, buna bu kadar verilsin' deme yetkim yok benim. DHMİ’de hiçbir birimde böyle bir yetki yok. Ha bir haksızlık var mı? Haksızlık olarak görülebilir, çünkü Türkiye’de bu maaş işi hassas bir iş. Tabi ciddi farklar da oluşmuş. Mesela bana şunu söylüyor, bunu ben haklı görüyorum; Ben diyor elektronikçiyim, bu arkadaşım da elektronikçi. Aynı okuldan mezun olmuşuz, hizmet süremiz yaklaşık aynı. Ama o seyrüseferde çalışıyor, ben diğer tarafta çalışıyorum. O benim şu kadar daha fazla maaş alıyor. 'Bu hak mı adalet mi' diyor. Böyle baktığınız zaman hakikaten haksızlık gibi gözüküyor. O da 8 saat çalışıyor, bu da 8 saat çalışıyor. Ama yapacak bir şey yok. Diyor ki 'beni de o zaman o tarafa alın.' O tarafa alsak herkes o tarafa gelecek, bu tarafta personel kalmayacak. Açıkçası çıkmaz bir durum.
RAKAMLAR BİRBİRİNE DAHA YAKIN OLABİLİRDİ
Ne yapılabilirdi? Bu rakamların biraz daha birbirine yakın olması, çok uçurum olmaması sağlanabilirdi. Ama olmamış, geçmiş bir şekilde netice itibarıyla. Bu saatten sonra bunu değiştirme şansımız da yok işin kötü tarafı.
BAŞKA TÜRLÜ TELAFİ ETMEK İÇİN KAFA YORUYORUZ
Tek şansımız arkadaşlarımıza bunu biraz anlatmak ve bunu başka türlü telafi etmeye çalışmak. Onun üzerinde de kafa yoruyoruz. Çünkü meydanlarda çalışan diğer arkadaşlarımız da bundan çok müşteki. Apron memurlarımız, ARFF memurlarımız onlar da bundan şikayet ediyorlar. Bu bir zincirdir, havacılık hepsi birbirine geçmiş halkalar. Eurocontrol böyle bakmamış, o tazminat şartlı olarak verilmiş. Ben şunu yapmaya çalışıyorum. Üzerinde yaptığımız çalışma 'bu huzursuzluğu en aza indirebilmek için ne yapabiliriz, nasıl bir telafi yöntemi bulabiliriz' diye düşünüyoruz ama kolay bir şey değil. Çünkü elimiz kolumuz çok bağlı.”
Airkule.com