THY, 75 yaşında dünya ölçüsünde başarılı bir KİT
Türk Hava Yolları (THY) 20 Mayıs 1933’te kuruldu. Bir “kamu iktisadi teşebbüsü”dür. (Hani “tü kaka” dediğimiz KİT’lerden biridir!). Bugün kutlanacak olan 75’inci kuruluş yılında, uluslararası pazarda, zengin Batılı ülkelerin aynı sektördeki kuruluşlarıyla rekabet edebilen en büyük Türk şirketidir.
2007 yılı satış geliri 4.5 milyar YTL, net esas faaliyet kârı 546 milyon YTL’dir. Şimdilerde (yaş ortalaması 6.66 olan) 102 uçağıyla, 141 noktaya uçuyor. Uçakları bir yılda 168 bin konma yaptı. 11 bin personelinin 1.204’ü pilot, 2.628’i kabin memuru. Uçaklardaki toplam 17.594 koltuğunu yüzde 72.7 oranında doldurarak, bir yılda (ücretli) 19.6 milyon yolcu taşıdı.
Bu KİT’in 75 yıl ayakta kalabilmesi, büyümesi, kârlı olması iyi yönetimin sonucu. İyi yönetilirse bir KİT’in dünya piyasalarında benzerleriyle rekabet edebileceğinin göstergesidir. Bu nedenle, bir vatandaş olarak, bir yolcu olarak 75 yıldır bu kuruluşta görev alanların tümünü kutluyor, teşekkür ediyorum.
Petrol fiyatları yük artırdı
Dünyada havayolu işletmeleri uzun yıllar yıkıcı fiyat rekabetinden sarsıntı geçirirken şimdi de omuzlarına yüksek petrol fiyatının yükü bindi. Bakınız bu yük ne kadar ağır: THY’nın filosunda da olan bir Airbus A330 uçak 2000 yılında Londra-New York-Londra uçuşunda 20.532 dolarlık benzin yakarken, bu gün aynı uçuş için 81.152 dolarlık yakıt kullanıyor.
ABD’nin anlı şanlı uçak şirketlerinin hemen hepsi zarar ediyor. Ödenmiş sermayeye göre zararlarının büyüklüğü karşısında (ABD kanunlarına göre) yeni uçak satın alma imkânlarını kaybetmiş durumdalar. Yılın ilk 3 aylık faaliyet raporlarına göre United Airlines’ın zararı 537 milyon dolar, American’ın 328 milyon dolar, Delta’nın 274 milyon dolar. Nortwest’in 191 milyon dolar. Continental’in 80 milyon dolar.
(Geçen hafta başı Delta uçağı ile Washington’a uçarken 2 küçük bavulum vardı. Dönüşte, “Hafta başı karar alındı. Yolcu başı 1 bavul kabul ediyoruz. Çünkü uçaklar daha az ağırlıkla uçarsa daha az yakıt harcıyor. Yakıt tasarrufuna karar verildi” dediler. İkinci bavulu neredeyse havaalanında bırakacaklardı. Ek para ödeyerek bavulu uçağa yükletebildim.)
KİT’imiz yaşıyor ve sağlıklı
Avrupa’da adı çok duyulan birçok havayolu şirketi petrol fiyatlarındaki tırmanıştan önce çöktü. İsviçreli Swissair, Yunanlı Olympic, Belçikalıların Sabena’sı piyasadan çekildi. KLM ise Air France’ın şemsiyesi altına girdi. Şimdilerde Avrupa’nın 1 numaralısı, 569 uçağı ve 104 bin çalışanıyla Air France/KLM şirketi. 2007 yılı kârı 1.1 milyar dolar.
Avrupa’nın 2 numaralısı Lufthansa ise 2007 yılında 2.1 milyar dolar kâr etti.
Bizim THY ile karşılaştırabileceğimiz Avrupalı şirket İtalyanların Alitalia’sı. Alitalia da bir kamu iktisadi teşebbüsü. AB mevzuatına göre, 2011 yılına kadar özelleştirilmesi gerekiyor. Şirket devamlı zararda. Batmasını önlemek için AB mevzuatına aykırı olarak İtalyan hükümeti 2002 yılından bu yana şirkete 2.8 milyar dolar para aktardı.
2007 yılı zararı 285 milyon dolar. İtalyan hükümeti şirkete kurtarıcı arayışında, devamlı ihale açıyor. Bugüne kadar kurtarıcı bulunamadı.
Bütün bunları bizim 75 yıllık THY’nin değerinin anlaşılabilmesi için yazıyorum. Demek ki ne imiş? Eğer bir şirket iyi yönetilebilirse, küresel pazarda rekabet edebilir büyüklüğe erişebilir, kâr edebilir, büyümeyi sürdürebilirmiş. Demek ki bir şirketin kamu iktisadi teşebbüsü olması, mutlaka başarısız olmasını gerektirmiyormuş.
Güngör URAS-Milliyet