THY’de hiçbir standart yok
Türk Hava Yolları giderek büyüyor, gelişiyor. Milli gurur gibi laf kalabalıklarına gerek yok, bu gelişmesinin neden olumlu olduğunun çok pratik bir sebebi var. Artık İstanbul’dan pek çok yere direkt uçabiliyoruz. Hem bagaj kaybı azalıyor, hem aktarma çilesi çekilmiyor.
Ancak bu gelişmelerle beraber THY’de hâlâ Türkiye’ye özgü birtakım aksaklıklar da dikkati çekiyor. Pek çok uluslararası şirket, gelişmeyle beraber önemli şirket prensipleri uyguluyorlar ve hepsinin ardında bir mantık var, THY’den görmek mümkün değil.
Mesela okyanus ötesi uçuşlarda Avrupalı havayolları kabin ısısını 21-22 derecede tutarlar. Bunun sebebi vücudun su kaybını önlemek, aynı zamanda da görevlilerin sürekli dolaşıp servis yaparak yolcuları dinlenme esnasında rahatsız etmemelerini sağlamaktır.
Ancak Türk yolcular üşüdüğü için THY kabinlerinde hava sıcaklığı 26 dereceye kadar çıkıyor. Batılı havayolları üşüyenlere daha fazla battaniye veriyor, sorunu böyle çözüyor.
THY’de ise bazen battaniye bile bulunmadığı oluyor.
Geçenlerde bir Londra seyahatinde, business class’ı Bodrum uçakları gibi perdeyi geri çekerek genişletmişlerdi ve yeterli sayıda bardak kalmamıştı!
Başımıza bir başka ilginç olay da New York’a inerken geldi. JFK’deki yoğunluktan dolayı her uçak oraya gecikmeli iniyor, her uçak gecikmeli kalkıyor. THY uçağı da bir türlü inemedi ve havada turladı durdu. Kabin görevlisinden pilotun anons yapıp bizi bilgilendirmesini istedim; daha evvel söylenen gecikme süresini epey aştıktan sonra. Bir azar işittim, bir tersledi ki sormayın. Halbuki Air France mesela, şirket politikası gereği bu gibi durumlarda 15 dakikada bir yolcuları bilgilendiriyor.
Star Alliance, THY için devler liginde yer almak anlamına geliyor. Şimdi, yapılması gereken standartları da o düzeye getirmek. Bir de THY çalışanlarına acilen ‘alliance’ nasıl telaffuz edilir öğretilmesi gerekiyor.
Oray Eğin-Akşam