Tarife uçaklara uymalı
Bir zamanlar “şeyh-ül muharririn” diye payelendirilen Burhan Felek adında bir gazeteci vardı.
Kendisi işine trenle gider-gelirmiş. Trenler de sürekli rötar yaparmış. Bir gün dayanamayıp, “eğer trenler tarifeye uyamıyorsa, tarifeler trenlere uydurulsun” diye harika bir yazı kaleme almıştı.
* * *
Son zamanlarda Atatürk Havalimanı’ndan kalkan uçakların mutlaka gecikerek hareket ettiğini, inmek isteyenlerin de havada dolap beygiri gibi döndürülüp pistin boşalması için bekletildiğini duyuyordum. Bu olayı aynen ben de yaşadım. Aralarında benim de bulunduğum Kayseri yolcuları tam zamanında uçağa alındık. Yurt dışına veya yurt içine sefer yapacak koca, koca uçaklar, kalkış için sıraya girmişti. Kaptan kalkış kuyruğunda bilmem kaçıncı sırada olduğumuzu söyledi. Netice yaklaşık elli dakika rötarla havalandık. Dönüşte de Kayseri’de uçağa yine zamanında alındık. Kaptan İstanbul semalarında hava trafiği yoğun olduğundan geç kalkacağım dedi ve öyle yaptı. İstanbul’a geldiğimizde yine de inemedi. 15 dakika havada turlayıp durdu.
* * *
Aklıma şu soru takıldı. Acaba bu alandan bir günde yapılası gereken uçak seferlerinden ertesi güne sarkan oluyor muydu? Yani herhangi bir uçak o gün havalanamıyor, ya da gelen uçak yere inemiyor muydu?
Ege Cansen’in yazısının devamı için;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13948413.asp?yazarid=260&gid=61