Milli yazılım sancısı
Geçen hafta yazdım... Türkiye ABD’den alacağı 30 adet F-16 savaş uçağının silah sistemlerine kendi geliştirdiği milli yazılımı yükleyemeyecek.
Bu şu demek:
Türkiye kendi tehdit algılamasını bu uçağın savaş sistemine koyamayacak. Yani benim için şu düşman, bu dost olabilir diyemeyecek. Bu durumda da F-16 savaş uçağı dünyanın en pahalı eğitim uçağı haline gelecek. Çünkü düşman dediğinize ateş etmeyecek. Oysa ki Aselsan bu yazılımı geliştirdi. Ama ABD yerleştirmesine izin vermiyor. İşte sancı da burada başlıyor.
Türkiye, "Madem öyle ben de 30 F-16’yı almıyorum" diyemiyor.
İster kızın ister köpürün ama gerçek şu:
Türkiye bir tehdit değerlendirmesi yaptı. Nasılsa artık Sovyet tehdidi yok. Komşularımla da iyi geçiniyorum. ABD ile dostum. NATO üyesiyim. ABD’nin dost olarak gördüğü herkes benim de dostumdur. Bu durumda milli yazılımda ısrara gerek yok. Ben uçakları alırım. Gerekirse sonradan gizlice bazı değişiklikler için hazırlık yaparım...
Bu olabilir mi?
İşte Ankara’daki "milli yazılım sancısı" bu soruyla başlıyor.