Bu devirde böyle VIP yolcusu
MİNSK’ten kalkan uçak Atatürk Havalimanı’na 7 Eylül’de saat 19.00’da teker değdirdi, 15 dakika sonra aprona yanaştı, kapıları açtı.
İlk VIP yolcuları indi, apronda kendilerini bekleyen bir midibüs vardı.
Yolcuların gözüne midibüsün önünde dimdik duran şık bir bey ilişti. Midibüse yerleştiler, hareket edilmesini beklemeye başladılar; bunu dışarıdaki beyin bekleyişi de devam ettiği için normal buldular.
Neyse ki bekleyiş az sonra uçaktan göz alıcı güzellikte bir bayan inince sona erdi; beklemekte olan şık bey, o güzel kadına sarıldı, dikkat çekecek bir öpme sahnesinin ardından ikili VIP midibüsüne bindi, midibüs hareket etti.
BAK SENİ VIP’TEN ÇIKARIYORUM
Diğer VIP yolcuları ister istemez, o güzel kadınla “tanıdık gibi gelen” o şık beyin hasret kokan, samimi, sevgi dolu konuşmalarına da tanıklık ettiler.
Şık bey, güzel arkadaşına ta Bodrum’lardan kalkıp geldiğini, onu apronda karşıladığını, VIP’ten geçirerek büyük jest yaptığını, pasaport kontrolü için diğer yolcularla aynı kuyruğa girmekten kurtardığını falan da anlattı.
Kulak misafirleri duyduklarından, gördüklerinden biraz rahatsız oldular; ama Allah’tan az sonra midibüs VIP salonunun önüne ulaştı.
Pasaport işlemleri yapılırken, şık beyin kimliği hâlâ merak konusuydu; ama o sırada VIP yolcularından birinin gözüne, o şık beyin bir eli takıldı; parmaklardaki küçük özür, düğümün çözülmesine neden oldu.
Bu şık beyimiz, Ankara’nın ünlü bir mobilya şirketinin sahibi işadamıydı.
Zaten biraz sonra, görevliler bunu teyit ettiler; üstelik bu ikiliye VIP işlemi yapmaktan duydukları rahatsızlığı da hissettirdiler.
Bunun üzerine VIP yolcusu, şık beyin yüzüne daha dikkatli baktı; zorunlu olarak bir selamlaşma durumu oluştu, karşılıklı kısa bir hal hatır soruldu.
Şükrü Küçükşahin’in yazısının devamı için;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12472967.asp?yazarid=92&gid=61