X-ray cihazında türban ayrıcalığı
Havaalanlarına gidenler bilir, kapılardaki “güvenlik araması” adeta çileye dönüşür. Tabii teröre karşı yapılacak başka bir şey de yok belki ama, sırf bu yüzden uçaktan nefret eder hale geldiğimi bile söyleyebilirim.
Ancak şimdi anlatacağım olay, bu çileye artı öfke katan ve izahı zor bir olay. Cumartesi günü bir kadın okurum aradı ve Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nda yaşadığı olayı anlattı. Sesi ağlamaklıydı. Söylediklerini not alabildiğim ölçüde aynen size de aktarıyorum:
“Havalimanında içeri giriyoruz. Bavulları ve çantaları cihazdan geçirdim. Sonra kendim x-ray’den geçtim. Öttü. Görevli üzerimde metal olup olmadığını sordu. Küpemi ve kolyeyi de çıkardım. Şapkamı da çıkarıp ayrıca cihazdan geçirmemi istedi. Ama yine öttü. Bu sefer kemerimi çıkarttılar. Cihaz yine öttü. Ayakkabılarımı çıkarmamı söylediler. Galoş istedim, olmadığını söylediler. Kenara yaslanıp ayağımdaki çizmelerimi çıkarmaya çalıştım. Tabii bu çok zor, eteğim açılıyor, utanıyorum. Sonunda üzerimde eteğim, gömleğim, yalınayak geçtim. Cihaz yine ötünce bir kadın görevli elle üzerimi şöyle bir arayıp geçebileceğimi söyledi.
Tam bu sırada türbanlı bir kadın geçti. Cihaz öttü. Görevli ona da üzerinde metal olup olmadığını sordu. Türbanlı olmadığını söyleyince, kadın görevli elle üstünkörü arama yapıp geçmesini söyledi. O an isyan ettim. İçimden bağırıp çağırmak geldi, ama kime ne faydası var ki, ülkeyi bu hale getirdiler işte. Benim neredeyse üzerimde hiçbir şey bırakmayan, şapkamı bile çıkartıp cihazdan geçirten görevliler türbanlı kadına ağızlarını açıp bir şey söyleyemediler. Peki o kadının kafasında silah olsa bunun hesabını kim verecek acaba?”
Gerçekten aklıma gelmemişti, tanık da olmamıştım. Türbanlı kadınlar cihazdan geçerken ötünce hep bu mu oluyor yoksa?
Can ATAKLI-Vatan