Önce cep telefonumu 2 dakikanın içinde bıraktığım tezgahın üzerinden arakladılar...
Hemen ertesinde uçağa bindim ve tam 8 saat uçağın içinde mahsur kaldım...
6 saat Moskova havaalanının pistinde kalkmayı bekledim...
Yüzden fazla Türk Hava Yolları yolcusuyla birlikte, uçağın içinde...
“Ha kalktı ha kalkacak” diyerek...
Moskova havalanının uçak pistinde yaşanan bir sorun nedeniyle kalkışa izin verilmediği için...
“Bu ne rezalet” diyeceğimi sanıyorsunuz değil mi?..
Hayır!..
Bu ne mükemmel bir havacılık şirketidir, onu alkışlamak ve sizlere paylaşmak için anlatıyorum bunları...
6 saat boyunca değil 5 dakika sabredemeyen ben, yüzden fazla yolcudan bir tanesi bile, en ufak bir şikayette bulunmadı...
Yolcular arasında bir tek kişi bile numune niyetine sızlanmadı, bağırıp çağırmadı...
Çünkü hostesler öyle bir sıcak kanlıydılar, öyle bir hizmet ve sunum yaptılar ki, yolcuların en huysuzunun bile söyleyecek tek bir sözü bile kalmadı...
Ne mi yaptılar?..
Uçağın tam kalkamayacağı anlaşılınca yemek servisine geçtiler...
Millet tam ıkınıp sıkılacakken, yemeğini yedi gevşedi...
Arkasından İngiliz komedyen Mr. Bean’in filmini koydular...
Film bitti, Duty Free alışverişine geçildi...
O bitti bu kez Bruce Willis’in filmi ekrana geldi...
Türkiye saatiyle 12.40’da başlayan yolculuk gece saat 22’de, mutlu bir şekilde sonlandı...
Çaktırmadan çıkarken hosteslerin adlarına baktım...
Birinin adı Dilek, diğerininki Ayşe’ydi...
Bütün ekibe teşekkürler, tabii Türk Hava Yolları’na da...
Reha Muhtar-Vatan