THY vizyon genişletiyor mu?
Birkaç aydır dünyanın en hip dergilerinden Monocle’da Türk Hava Yolları’nın ilanları yayınlanıyor. Havacılığa ve “uçarak yaşayanlara” en fazla değeri veren Monocle’ın cazibesinden THY de kurtulamamış. Monocle, son sayısında “Seyahat Top 50” ekinde de İstanbul’u ikinci sıraya yerleştirmiş; en cazip “hub” olmaya aday şehir diye...
Kısacası THY ve İstanbul Atatürk Havalimanı için işler iyi gidiyor... Hiçbir havayolunun yolcusunu tam anlamıyla mutlu etmesi beklenemez. Kendi dışında gelişen faktörlerden dolayı yaşanan aksaklıkların faturası da maalesef havayolları firmalarına kesilir...
Buna rağmen gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki sık uçan biri olarak THY’den büyük ölçüde memnunum.
Ancak bunun da “temel ihtiyaçlar” ölçüsünde kaldığını üzülerek eklemeliyim... THY’de özellikle Uzakdoğu ve Japon firmalarında gördüğümüz tarzda yenilikçi vizyon bulamıyorum.
Bugün dünyadaki havayolları çok ilginç ayrıntılarla ön plana çıkıyorlar. ANA yastık, battaniye ve pijamalarıyla mesela... Aynı havayolu önümüzdeki sene uçak tuvaletlerinde de devrim yapacak ve meşhur TOTO firmasından dünyanın en hijyenik, yıkamalı klozetlerini kabinlere yerleştirecek... Lufthansa lounge’larıyla kendinden söz ettiriyor... Swiss first class kabin içi dekorasyonlarıyla... JAL ‘premium economy’ sınıfındaki devrimleriyle... Air France dergisiyle...
Daha fazlası ve ayrıntıları Monocle’ın aralık-ocak sayısında var. THY yöneticileri de ilan verdiklerine göre inceler büyük ihtimalle...
Zira THY’nin ihtiyacı olan tam da bu listede yer alabilecek türde bir devrim... Battaniye mi olur, yastık mı, küçük bir ışıklandırma numarası mı... Vizyoner birilerinin THY’de böyle küçük ayrıntılara yoğunlaşıp yenilikler bulması gerekiyor. Bünyesinde eskiden Turkcell’in başındaki Muzaffer Akpınar’ı barındıran bir kurum için bu çok zor olmasa gerek.
Son olarak pek çok firmanın yanı sıra THY’ye de yemek hizmeti veren DO&CO firmasının sahibi Atilla Doğudan’a birkaç not iletmek isterim:
- Son zamanlarda business class’ta seçenekli yemeklerde etsiz bir şey bulmak imkânsız hale geldi. Üç seçenek et-balık-tavuk gibi sunuluyor. Eskiden mutlaka makarna benzeri bir şey olurdu.
- Bazı zor yemeklerde aşırı ısıtma problemi de aşılmadı; etler yenemeyecek kadar kuruyor.
- Makarnalar illa kremalı yapılıyor bu da yolculuklarda mideye ağır geliyor.
- Ne olur ama ne olur şu çikolatalı mousse’tan vazgeçelim: Sürekli her yemek tepsisinde tatlı olarak mousse görmekten sıkılmadık mı? Bana mı denk düştü acaba? Ama bu kadar da sık denk düşemez ki! DO&CO’nun başka mükemmel tatlıları var, onları da denemek gerek.
Oray Eğin'in yazısı için;
http://www.aksam.com.tr/2009/12/07/yazar/15445/oray_egin/ertugrul_ozkok_nerede_yaniliyor.html