THY, Hava-İş düellosu nereye kadar?
THY'de geçtiğimiz haftalarda uygulanan iş yavaşlatma eylemi akabinde işini kaybeden yüzlerce personel konusu gündemdeki yerini koruyor. Grev hakkı, çalışma şartlarının korunması ve iş barışı için uluslararası havacılık kuruluşlarıyla başarılı örneklere daha dikkatli bakmalıyız.
Hatırlanacağı üzere bu hususu iki hafta önce 'Grev hakkı medeniyet ölçüsüdür' başlığıyla yorumlayarak, dünyadan örneklerle ana hatlarına dikkat çekmeye çalışmıştık. Her zaman olduğu gibi olumlu ve olumsuz tepkiler geldi. Bu süreçte TBMM, havacılık iş kolunun grev yapamayacağına dair çağ dışı olan yasayı onayladı. Özetle konu günden güne daha fazla çözülemez bir istikamete doğru gidiyor. Bu noktada konunun taraflarını, THY, Hava-İş ve TBMM'yi bir kez daha aklı-selime davet etmek isterim.
FİLLER SEVİŞİRSE
Havayolu ve sendika ilişkisi tüm dünyada iki tarafın halat çekme yarışı gibidir. Hatta durumu İngilizce'den çevirdiğim bir deyişle pekiştirmek isterim. 'Filler kavga ederken otlar ezilir, fakat filler sevişirse otlar daha fazla ezilir'.
Hava-İş Sendikası Başkanı, 20 yıldır grev yapmadıklarını belirterek artık bıçağın kemiğe dayandığının altını çizerken, insan haklı olarak yıllardır THY'den erken emekli edilen hatta tuhaf sebeplerle işten çıkarılan binlerce üye için neden bir tepki vermediklerini merak ediyor. Her ne kadar grev hakkının medeniyet ölçüsü olduğunu düşünsem de hiçbir sendikanın gaddarca ve haince bir kurumu yıpratmasını, küresel konjonktürden uzakta taleplerde bulunmasını doğru bulmuyorum...
Tolga Turgut’un yazısının devamı için TIKLAYINIZ…