Yieeeeyt! Bira getirin bana!
Ben yolculuk yaptıkça hikayeler tükenmez, artık buna eminim. Yine uzun bir uçak yolculuğu, yine başka bir macerayla karşındayım sevgili kalabalık yerlerde etrafındakilere saygı gösteren, çöpünü yollara dökmeyen Habitus okuru.
Öncelikle şunu sorayım: Uçaktan inerken sizden önce inmiş olanların koltuklarına, yerlere atılanlara hiç gözünüz çarpıyor mu?
Çöplerini pervasızca sağa-sola saçan yolcuların pişkinliğine dikkat ediyor musunuz?
İnanın hosteslerin sabrına gıpta ediyorum. Uzun ve benimki gibi dertli uçuşlardan sonra nasıl duvarları yumruklamıyorlar, meraklanıyorum. En zoru da sarhoş ve münasebetsiz yolcuyla baş etmeye çalışmak. Sızana kadar insanları çileden çıkaran bir adama ne yapmalı mesela?
İşte, kısa yolculuklarda bile büyük dert olan bu “taşkın yolcu sendromu”, uzun olanlarda daha da büyük kabusa neden olabiliyor. Ve ne yazık ki uçaktaki görevlilerin yolcuları uyarmak haricinde yapabilecekleri bir şey yok. Ancak uçak indiğinde, bir şikayet söz konusu olursa eğer, havalimanı polisinin müdahalesini beklemek gerekiyor.
Melike Karakartal’ın yazısının devamı için TIKLAYINIZ…