“Sn. Ali Arıduru, Vekaleten Baktığı Krallığa Artık Asaleten Bakmaktadır.
08.09.2006 tarihli Basın Bültenimizi tekrar etmekle birlikte, yeni gelişen olaylar karşısında, kamu oyunun tekrar karşısına çıkmış bulunmaktayız. Şöyle ki;
Bizler Tarhan Tower Airlines ailesi olarak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bugüne kadar aleyhimize yapmış oldukları uygulamaların bir yenisi ile karşı karşıyayız. Kuruluşumuzdan bu yana süre gelen bitirme, yok etme politikası, 13.12.2007 akşamı Sivil Havacılık Otoritesi’nin yazmış olduğu mektupla son aşamasına gelmiş, birçok havayolu şirketinde olabilecek basit bulgular gerekçe gösterilerek, hiçbir haklı nedene dayanmaksızın, havayolu şirketimizin faaliyetleri 3 ay süre ile askıya alınmıştır ve halen askıdadır.
Şirketimiz Yönetim Kurulu, Sivil Havacılığın almış olduğu bu kararı kınamaktadır ve hukuk devleti olan ülkemizde, kendi öz sermayesi ile kurmuş oldukları ve yüzlerce kişiye iş imkanı sağlamış şirketimizin haklarını, sonuna kadar arayacaktır.
Bu güne kadar şirketimiz aleyhine yapılmış olan yıkım politikaları, sonunda amacına ulaşmıştır. Sivil Havacılık Otoritesi, talihsiz uçak kazasını da fırsat bilerek, diğer havayollarında da benzer durumların olabileceği, basit sayılabilecek bulguları gerekçe göstermek suretiyle, sözde emniyet gerekçeleri ile şirketimizin faaliyetlerini 3 ay askıya almıştır. Sayısal olarak çok fazla gibi lanse edilen bulguların birçoğu aynı olayların farklı versiyonları şeklinde olup, dünyada havacılık tarihinde benzer bir uygulama görülmemiştir.
Bu yıkım politikalarının baş mimarı olan Sayın Ali Arıduru, Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmak istenir iken ataması, Cumhurbaşkanı Sezer'den veto edilmiştir. Daha sonrasında ise veto edilen Arıduru' yu Sivil Havacılık' a Genel Müdür Yardımcısı yapmak için kararname hazırlanmış ancak Sayın Sezer, bu kararnameyi de veto etmiştir. Fakat bu sefer de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu değiştirilip, Genel Müdür Yardımcılığı için Köşk onayı ortadan kaldırılmak istenir iken, Sayın Sezer bu kez de bu kanunu veto etmiştir. Bunun üzerine Ali Arıduru Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne vekaleten atanmış ve Sezer’in görev süresinin tamamlanması ardından da kanunda tek maddelik değişiklik yapılmak suretiyle, Sivil Havacılıkta tüm kadrolar müstafi hale getirilmiş ve Ali Arıduru’ nun, bu göreve asaleten atanmasına ilişkin kararname çıkartılarak, Ali Arıduru Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne asaleten atanmıştır.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne getirilmesi için bu kadar çaba sarf edilen Ali Arıduru hakkında Sakarya 1.Ağır Ceza Mahkemesi 2004/225E “zimmet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmak” suçundan ve yine Sakarya 2.Ağır Ceza Mahkemesinde 2005/155E sayılı dosya numarası ile “resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık’ iddiasıyla” dava açıldığı ve yine World Focus adlı havayolu şirketinden rüşvet aldığı gerekçesiyle aleyhinde soruşturma başlatıldığı herkes tarafından bilinmektedir. Yine öncelikle belirtmek gerekir ki şirketimiz ile Sivil Otorite arasında yaşanan problemlerin kaynağı, Ali Arıduru’ nun, şirketimizle olan şahsi problemleridir.
Bilindiği üzere şirketimiz yeni bir havayoludur ve tamamı ile T.C. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün direktifleri ve kontrolleri altında faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Şirketimiz, çeşitli tarihlerde Sivil Havacılık yetkilileri tarafından denetlenmiş ve tespit edilmiş olan bulguları belirtilen sürede süratle kapatarak güvenli ve emniyetli bir şekilde uçuşlarını gerçekleştirmiştir. Bu güne kadar uçuş emniyetini riske atabilecek hiç bir olay yaşanmamıştır. Özellikle sahip olduğumuz uçaklarımızın teknik olarak bu güne kadar hiç bir ihmali ve eksikliği bulunmamaktadır.
Son yapılan denetlemelerle ilgili olarak,
Yukarıda bahsedildiği üzere Sivil Havacılık Otoritesi tarafından şirketimiz son dönemde tekrar denetlemiş, fakat bu denetlemeler Sivil Havacılık ve JAA kurallarına uygun gerçekleştirilmemiştir. Şöyle ki, denetçiler yapmış oldukları denetlemelerin neticesinde bir kapanış toplantısı yaparak, şirket genel müdürü ve yetkililerine bulgular ile ilgili kapanış toplantısında bilgi vermeleri ve yöneticilerin bulguları doğrulamalarını istemeleri gerekirken, üstlerinden almış oldukları talimat neticesinde böyle bir toplantı gerçekleşmemiş alel acele denetlemeyi bitirip gitmişlerdir. Ayrıca bu yasaya ve usule aykırı denetleme neticesinde birçoğu aynı bulguların farklı versiyonu olan ve birçok havayolu şirketinde olabilecek durumları bulgu olarak tespit ettikleri gerekçesiyle, 13.12.2007 tarihi itibari ile şirketimizin faaliyetleri askıya alınmıştır ve bu durum devam etmektedir. Şirketimizin bu tarihe kadar gerçekleştirmiş olduğu yoğun çabalarda Sivil Otorite nezdinde netice vermemiştir.
Bu bulgular arasında uçak emniyet güvenliğini etkileyebilecek tek bulgu bulunmakla birlikte, bu bulgu yine eksik inceleme sonucu ortaya çıkmıştır. Şöyle ki bu denetimde TC-TTB tescil işaretli uçağımızın Tahran’ da 15.09 -23.09.2007 tarihleri arasında service bakımının yapılmamış olduğu bildirilmektedir. Oysa söz konusu tarihte uçağın, Freebird Havayolları’ nda İstanbul’ da (A ) bakımında olduğu uçağın bakım kayıtlarında açıkça gözükmektedir. Sivil Havacılığın yapmış olduğu incelemenin eksik ve yanlışlarla dolu olduğu bu tespitiyle açıkça ortaya çıkmaktadır.
Yapılan denetlemeden bir hafta sonra, mevcudiyeti iddia edilen bulgular nedeniyle yöneticilerimiz Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ ne davet edilerek adeta sorguya alınmışlar ve postholder sıfatındaki yöneticilerimizi istifa etmeye zorlamışlar ve aksi durumda form - 4 lerini iptal edeceklerini bildirmişlerdir.
Kısacası bir avuç suda kıyamet koparılmaya çalışılmaktadır. Bir havayolu şirketinin bitimine sebep olacak kadar büyük sonuçlar doğurmaya yol açan sözde bulguların tamamı, sadece iki gün içinde şirketimizce kapatılmıştır. Fakat buna rağmen Sivil Otorite sözde bulguları sebep göstererek şirketimizin işletme ruhsatını üç ay askıya alarak, yüzlerce kişiye istihdam sağlayan şirketimizi bitirmeye çalışmıştır. İşletme ruhsatımızın askıya alındığı tarih olan 13.12.2007 tarihinden bu güne kadar, son derece pahalı bir sektör olan havacılık sektöründe, şirketimiz bir ilke imza atmış ve çalışanlarını mağdur etmeyerek, kendi öz sermayesinden bütün çalışanlarının ücretini tam olarak ödemiştir ve ödenmeye devam edecektir.
Öte yandan Şirketimizin uzun süredir sorunsuz olarak yapmakta olduğu İstanbul-Erbil uçuşlarının başka bir firmaya verilmesi ile, şirketimizin uçuşlarının durdurulma nedeni daha da netlik kazanmıştır. Bu durum çok açık ve net olarak ortadadır.
Bağımsız İdari Otorite olarak, sektörde rekabetin sağlanmasıyla sektörün gelişimini amaçlaması gereken, Sivil Otorite, yıpratma ve yok etme politikası ile sektörün küçülmesine ve bunun doğal sonucu olarak ilerlemek yerine gerilemeye neden olmaktadır. Zira uçuşları askıya alınmadan önce şirketimiz ülke içine 7 yedi uçak getirerek, ülke ekonomine ve sektöre büyük bir yatırım yapmayı düşünmekte iken, yine bu uçak alımları Ali Arıduru’nun izin verilmemesi nedeniyle yapılamamıştır.
Şirketimiz ve çalışanları sivil havacılık genel müdürlüğü tarafından mağdur edilmiştir. Bu durumdan sorumlu olan kurumlar karşısında hakkımızı sonuna kadar arayacağımızı, ülkemizde kendi öz sermayemiz ile istihdam yaratmış olduğumuz ve yüzlerce kişiye iş imkanı sağladığımız şirketimizin böyle haksız uygulamalar ile yok edilmesine gücümüz yettiği nispette direneceğimizi bildiririz.
SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK….
TARHAN TOWER HAVAYOLLARI.