Türk Hava Yolları pilot ve kabin memurları ABD’de 15 yıl önce ortaya çıkan ve dünyada hızla yayılan crossfit sporu sayesinde fit ve zinde kalıyor. Pilot ve kabin memurları, “Bu sporla konsantrasyonumuz ve enerjimiz artıyor, kendimizi daha dayanıklı ve iyi hissediyoruz” diyor.
‘DÜNYANIN EN ORGANİK SPORU’
Pilotluk ve kabin memurluğu günümüzün en stresli ve yorucu meslekleri arasında yer alıyor. Binlerce metre yüksekte yüzlerce yolcuyu güven içerisinde uçurmanın, onlara en iyi şekilde hizmet etmenin sorumluluğunu taşımak, pilot ve kabin memurlarında stres, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği ve çeşitli eklem ile kas rahatsızlıklarına sebep oluyor. İşte uçucular tüm bu olumsuzlukları yenmenin yolunu dünyaya ABD’den yayılan ve ülkemizde henüz çok yeni bir spor olan crossfit’le aşıyor. Türk Hava Yolları’nda 18 yıl kabin memuru olarak çalıştıktan sonra emekli olan kabin memuru Erdem Dinç, Türkiye’yi bu sporla tanıştıran ilk kişilerden biri. Dinç, Atatürk Havalimanı’na çok yakın bir bölgede yaklaşık 2 sene önce faaliyete soktuğu Crossfitpars salonunda ev hanımlarından pilotlara, kabin memurlarından yer hizmeti şirketi görevlilerine kadar her kesimi ‘dünyanın en organik sporu’ dediği bu sporla tanıştırıyor.
CROSSFİT NEDİR
Erdem Dinç ‘crossfit nedir? ’ sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Crossfit esasında bir Amerikan markası. İçerisinde kardiovasküler çalışma, yani atletizm, jimnastik ve en önemlisi olimpik ağırlık kaldırış olmak üzere üç temel üzerine gelişen bir sistem. Son 10 yıldır dünyanın en hızlı gelişen ve en organik spor dalı. Genlerimizde olan hareketler üzerine kurulmuştur. İdmanlarımız çoklu eklem ve çoklu kas gruplarına hitap ediyor. Nabzımızı yükseltiriz, üçüncü olarak da oturma, kalkma, uzatma, itme, çekme, fırlatma gibi fonksiyonel hareketlerde bulunuruz. Bunların hepsi bizim hayatımızda, DNA’larımızda var olan hareketler. Adem’le Havva’dan gelen şeyler. O zaman fitness yoktu, aletler yoktu. Bir şeyleri kaldırıyorlardı, koşuyorlardı ve kendi vücut ağırlıklarıyla idman yapıyorlardı. Uçak içerisinde kabinde troleye eğildin, yemeği aldın, bu squat hareketidir. 6.5 milyar insan sakatlığı yok ise doğuştan emekler, bir yere dokunur ve squatla kalkar. Baş üstü bagaj dolaplarını kapatıyorsunuz. Bu hareketin adı da push press’tir. Hep hayatın içinde olan şeyler. “
İÇİMİZDE DNA’MIZDA VAR OLAN HAREKETLERİ ORTAYA ÇIKARIYORUZ
İnsanların normal spor salonlarında çok fazla zaman kaybettiklerini söyleyen Dinç, “Biz aletlere bağlı değiliz, hiçbir aletimiz yok. Sadece küreklerimiz var. Jimnastik yapıyoruz, atletizm yapıyoruz, olimpik kaldırış yapıyoruz. Bu sporu yapan kişiler günlük hayatlarında çok yorulmadan rahat hareketler yapar duruma geliyorlar. Fonksiyonel hareketlerden oluştuğu ve hiçbir makineye bağlı olmadığı için günlük hayattaki hareketler otomatikman hızlanıyor. Yorulmuyorsunuz, dayanıklılığınız artıyor. Bir şeyi bir yerden nasıl kaldıracağınızı öğreniyorsunuz” dedi. ‘En fazla bel fıtığı olan meslek grubu ev kadınlarıdır çünkü eğilmeyi ve kalkmayı bilmiyorlar’ diyen Dinç, “Biz insanların normal hayattaki oturuşlarını, kalkışlarını ve duruşlarını düzeltiyoruz. ‘Boeing 777’in kapaklarını kapatamıyordum’ diyen hostesler artık tek elle kapatma noktasına geliyor. Nasıl kapatacağını, vücudunu nasıl kullanacağını öğreniyor. İnsanlar vücutlarını kullanmayı bilmiyorlar. Onlara vücutlarını doğru kullanmayı, nasıl hareket etmeleri gerektiğini öğretiyoruz. Spor aletlerine bağlı kalmadan bizde var olan, genetik şifremizde var olan hareketleri ortaya çıkarıyoruz” diye konuştu.
FİTNESS’TAN SIKILAN CROSSFİT’E GELİYOR
Fitness’ten sıkılan ve zamana önem veren insanların artık bu spora yöneldiğini anlatan Dinç, pilottan kabin memuruna, yer görevlisinden uçan aşçılara kadar değişik yelpazeden müşterileri olduğunu söyledi. Dinç, havacıların fazla rağbet göstermesini ise “Havacılık yorucu bir iş. Bu yorucu tempo içinde sosyalleşmek istiyorlar. Sosyalleşirken ailelerine de vakit ayırmak istiyorlar. Crossfit onlar için biçilmiş kaftan. 1 saat sürüyor ortalama bir seans. Haftada 3 gün, ayda 12 kez gelindiği takdirde 3 ayda kişide inanılmaz bir değişim oluyor. İnsanlar ‘Hocam çok kilo vermedim ama kendimi çok zinde hissediyorum’ demeye başlıyor. ‘Sabah çok güzel uyanıyorum. Yatılarda Los Angeles’a gidiyorum artık jet lag olmuyorum, vücudum kendine geldi, dirayetimi kazandım” gibi geri dönüşler alıyoruz” şeklinde açıkladı.
FBI AJANLARI İLE BORDO BERELİLER DE YAPIYOR
ABD’de 15 yıldan beri yapılan Crossfit’i FBI ajanlarının dahi yaptığını anlatan Dinç, “Dünyadaki çok özel kolluk kuvvetleri, bordo bereliler, ABD başkanlık korumaları, FBI, Kuzey Irak’taki özel birlikler hepsi bunu yapıyor. İnsan vücuduna adapte olabilen en organik spor. 7’den 77’ye herkes yapabiliyor. Çünkü hayatın ta kendisi” diye konuştu.
Türk Hava Yolları’ndan Airbus 320 uçaklarında kaptan pilot olarak görev yapan Erkan Öztürk, “Araştırdım ve bu sporun bana uygun olacağına karar verdikten sonra başladım. Faydasını kesinlikle görüyorum. Kısa zamanda netice alıyoruz. Uçuşlardan yorgun geliyordum, içimde enerji yoktu. Şimdi ise hem çocuğuma bakabiliyorum, hem de uyuduğunda sporumu yapabiliyorum” şeklinde konuştu.
THY’de kabin memuru olan Şimal Yılmaz(solda), “Crossit’e başlamadan önce fitness yapıyordum. Daha az zaman harcamak için crossfit yapmaya karar verdim. Çok memnunum. Kendi ağırlığımı kaldırabiliyorum şu anda ve daha dinamik hissediyorum. Valizimi daha kolay kaldırıyorum, kimseden yardım istememe gerek kalmıyor. ‘Çok ufacık kızsın, nasıl kaldırdın öyle’ diyenler oluyor” dedi.
THY’de Boeing 737 filosunda ikinci pilot olarak uçan Arda Dalkılıç da crossfitle uğraşan pilotlardan. Dalkılıç, “8 senedir fitness yapıyordum, son iki senedir crossfit’e geçiş yaptım. Pilotlar olarak hem mental hem de fiziksel olarak daha sağlıklı kalmalıyız. Bunu crosfitle sağlıyorum. Fitness’ta daha çok dış görünüşe önem veriyor insanlar fakat crossfit’te daha çok performans öne çıkıyor” diye konuştu.
THY kabin memuru Efsun Selin Sezer ise şunları anlattı:
“Kabin memurluğu kadınlara ağır gelen bir meslek aslında. Crossfite 1.5 sene önce başladım. Alış-verişe gitmek yerine bu salona gelerek stres atıyorum. Yaptığımız iş gereği dayanıklı olmamız gerekiyor. Troleyler (uçak içindeki ikram arabaları)eskiden çok ağırdı. Şimdi diğer kabin memuru bayan arkadaşlarım ‘sanki stewartla(erkek kabin memuru) çalışıyormuşuz gibi hissediyoruz’ diyorlar. Bazen yolcular şaşırıyor ‘bunu nasıl yaptınız, nasıl kapattınız, nasıl kaldırdınız, indirdiniz’ diye. Artık uykumu daha iyi alıyorum ve kabinde çok rahat hareket ediyorum. Hep sağlıklıyım, çok zor hasta oluyorum. Bunu crossfite borçluyum”.
Süleyman ŞEN-Airkule.com/ÖZEL
Erdem Dinç-Ferihan Işık