Son 10 yılda yaptığı atakla tam 7 kat büyüyen THY, Manchester United, Barcelona gibi futbol devlerine yaptığı sponsorluklarla gözbebeğimiz, ulusal gururumuz oldu. Avrupa’da ilk üç havayolu arasına stratejik yönetim biçimi yanısıra çalışanlarının özverili çalışmasıyla girdi. Önceki hafta THY’de grev hakkının ellerinden alınmasına karşın sendikanın başlattığı direniş ve sonrasında olayların gelişme biçimi bu prestijli konum için olumlu bir katkı değildi elbette! THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hamdi Topçu’nun şirketin Yeşilköy’deki merkezinde düzenlediği ve gelişmeler hakkında bilgi verdiği toplantıya basın tarafından katılım tamdı. Ekonomi yazarları, ekonomi müdürleri hemen herkes masadaydı.
Topçu toplu görüşme sürecinde gelinen noktayı anlatarak başlasa da gündem belliydi: İşten çıkarılan 305 personel.
Listede 400 kişi vardı
Topçu, “Görüntüleri inceledik. Liste 400 kişiydi. Kapıdan girişleri engellenen ve durumunu izah edebilen 100 kişiyi eledik. Onları çıkarınca tespit edilen 305 kişinin işine son verdik. Duygularım yanlış yaptığımı söylüyor. Ama işte duygularla hareket edemem.”
Topçu’nun karardan geri dönüş olup olmayacağı yönündeki soruya cevabı ise çok umut vaat etmedi: “Hayatımın en kötü kararıydı. Fakat bunu yapmalıydık. Yönetim kurulunda kararın doğru olduğu yönünde bir fikir birliği var. Sendika başkanının ön şartı işe iade. Kendisine söz verdim. Konuyu bir iki gün içinde yönetim kuruluna tekrar götüreceğim. İşe iade oluşmuş zarar nedeniyle halka açık bir şirketi zor durumda bırakır. THY’nin günde bin seferi var var, bir taşın çekilmesi bütün sistemi etkiliyor. 2 milyon dolar civarında zarar söz konusu. Bunun tazmini nasıl olur. Verdiğimiz karar yürürlüktedir, şu an bir geri adım söz konusu değil.”
SMS ile bildirim konusu
Gazetecilerin yöntemin de biraz sert olduğu, bildirimlerin sms ile yapıldığı hatırlatması üzerine ise Topçu şunları söyledi...
“Yasayla havacılık sektöründe grev yapılamaz denmiş. İtirazını yap, eleştir ama zarar verme. Mesai saatleri içinde benden kanun dışı, şirketi zarara uğratacak eyleme müsamaha göstermemi bekleme. Şirkete zarar verme hakkın yok. Bugünlere personelimizin özverili çalışmalarıyla geldik. Bizde 16 bin kişi çalışıyor, 300 kişi katılmış sadece. İşten çıkarıldıkları noktasında bilgileri olması için bu mesajları attık. Teknoloji gelişti, çağrı yazmaya gerek yok” dedi.
‘Daha YAPICI olacağım’
Topçu, en büyük silahı olan grev hakkı elinden alınmış sendikaya karşı bundan sonra tutumlarının nasıl olacağı yönündeki soruya karşılık olarak da şunları söyledi: “Bu silahının elinden alınması beni sendikaya karşı daha yumuşak hale getirdi. Onların haklarını savunma noktasında daha yapıcı olup şirket imkânlarını daha zorlayacağız. İmkânları yok, bu hakkı vermeyelim demeyeceğiz.”
‘Şirketin anahtarını istediler neredeyse’
Dünkü toplantının ikinci ana gündem maddesi ise tıkanan toplu görüşmelerdi. THY yönetimi ve Hava-İş Sendika’sı uzlaşamadı. Arabulucu raporu taraflara tebliğ edildi. Eski duruma göre bu tebliğden itibaren 6 gün içinde grev kararı asılabilirdi. Ancak sendikanın artık greve gitme hakkı olmadığından, uzlaşmazlık bugün yarın yüksek hakem kuruluna gidecek.
Hamdi Topçu bu süreçle ilgili olarak da şu bilgileri paylaştı:
“Personel 2011’in zammını daha alamadı. İlk kez görüşme çağrısı bizden geldi. 9’uncu ayda çağrı yaptık. Üç ay içinde görüşmeleri bitirelim istedik. Herkes zammını alsın istedik. Hava-İş Sendika’sı birtakım bahanelerle ‘Ben yetkili değilim’ dedi. ‘Gelin zam konuşalım diyoruz, sendika ben yetkili değilim’ diyor. Sendikanın maksadı görüşmeleri yüksek sezona getirip işvereni sıkıştırmak, işi yaza denk düşürmekti. Ücret artışı yerine, ek hakların bir kalem altında toplanması, ücrete dahil edilmesi gibi bahane edilecek ne varsa onları getirdiler önümüze. 40 madde vardı. 40 maddeden birisinde bile uzlaşılmaz mı, uzlaşmadılar. Biz makülü yakalayım isterken öyle maddeler vardı ki, anahtar teslimi istiyordu neredeyse.”
10 milyon TL alıyorlar
“Sendikayı önemsiyoruz. 10 trilyona yakın para alıyorlar. Bir şeye derman oldukları yok. Bu paraları 2 yılda bir, bize gelip kavgada harcıyorlar. ‘Uçuş güvenliğini sağlayamıyoruz, çünkü çok uçuyoruz’ diyorlar. Bu yalan çünkü sivil havacılık ve AB 110 saat uçmayı kabul ediyor. Bizde bir hostes 70 saat uçuyor. Pilotların ortalaması ise 75 saat. Bunun üstünde uçarsa yüzde 75 üstünden mesaisini alıyor. Harcırahını alıyor. Bizde işe yine giren bir kabin memuru ortalama 3.341 TL maaş alıyor. Lufthansa’nın kabin memurundan daha fazla ödeme yapıyoruz. Ücretlerimiz AB’nin yüzde 30 üstünde. Sektörde 2 bin TL’ye, 800 TL’ye işe başlatan var. Ben rekabet edeceksem giderlerimi de kontrol etmem lazım. Hiçbir zorunluluk yokken tamamını kendimiz karşılayarak 45 milyon TL ödeyip özel sigorta yaptırdık.”
‘THY dışında kimsede sendika yok’
“Sektörde 110 bin çalışan var. 12.5 milyar dolar tutarında değer üretiyorlar. Bu değerin 8.5 milyar dolarını THY üretiyor. THY dışında kimsede sendika yok. Bu sendikalı görüşme yükünü çeken bir tek THY mi? İşte sendikalar Alitalia’yı batırdılar. Sendikanın homojen olmasını istiyoruz. Çalışanların 1.5 yıldır alacakları var, toplu iş görüşmeleri bitmediği için alamıyorlar.”
SONGÜL HATUSARI-Milliyet