DHMİ yetkilileri, “Sanki mevsimler değişti. Lodos böyle esmeye devam ederse rötarlar kaçınılmaz” diyor. Havayolu şirketlerinin ‘pik saat’ olarak adlandırılan belirli saatlerde uçmak istemesi de rötarlara gerekçe olarak gösteriliyor.
Atatürk Havalimanı’nda yaşanan rötarlara son iki senedir lodosun yıl içerisinde alışılmışın dışında daha sık esmesinin neden olduğu belirtiliyor. DHMİ yetkilileri, “2009’dan beri artan lodos, rötarların yaşanmasında en büyük etken. Rüzgar kuzeyden estiği zaman uçakların iniş-kalkışlarında herhangi bir problem yaşanmıyor. Ama güneyden estiğinde kısa pist olarak bilinen ’06-24’ pisti kullanılamıyor. Bu durumda ’18-36’ sağ ve sol pistleri kullanılıyor. Böylece rötarlar kaçınılmaz oluyor” dediler.
SANKİ MEVSİMLER DEĞİŞTİ
Rüzgarın uzun yıllardır kuzeyden estiğini ve Atatürk Havalimanı’ndaki pistlerin rüzgarın bu özelliğine göre inşa edildiğini belirten yetkililer, “Son iki yıldır anlamadığımız bir şekilde yıl içerisinde güneyden esen rüzgar arttı. Rüzgar kuzeyden estiğinde havalimanımıza 2 dakikada bir uçak inebilirken, lodos estiğinde 3 dakikada bir uçak inebiliyor. Dolayısıyla inemeyen uçaklar bir sonraki saat dilime sarkıyor ve rötarlar zincirleme olarak uzayıp gidiyor. Sanki mevsimler değişti ” diye konuştular.
HERKES AYNI SAATLERDE UÇMAK İSTİYOR
Devlet Hava Meydanları İşletmesi(DHMİ) yetkilileri, rötarların bir nedeninin de uçak seferlerinin 24 saate yayılamaması olduğunu vurguluyor. Yetkililer, “Havayolu şirketleri, yolcuların en çok tercih ettiği saatlerde seferlerini yapıyor. Özellikle sabah ve öğlen saatlerinde uçuşlarda yığılma meydana geliyor. Gece 24.00’ten sabah 05.00’e kadar ise neredeyse hiç uçuş yok. Eğer seferler 24 saate dengeli dağıtılırsa rötarlar büyük ölçüde azalacak” diye konuştu.
PİSTİN UZATILMASI ÇALIŞMALARI RÖTAR NEDENİ DEĞİL
DHMİ yetkilileri bazı basın yayın organlarında çıkan İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Ataköy-Florya yönündeki ‘06-24’ numaralı pistin uzatılma çalışmalarının rötarları arttırdığı şeklindeki haberlerin doğru olmadığını vurguladı. Yetkililer, uzatma çalışmalarının devam etmesine rağmen pistin kapanmadığını ve kullanıldığı açıkladılar.
NEŞTER VURULACAK
DHMİ kaynakları rötar sorununun yanı sıra Atatürk Havalimanı’nda uçaklar için yaşanan boş park yeri problemi konusunda da, Dünya Ticaret Merkezi’nin karşısına yeni kargo ve gümrük binaları yapıldıktan sonra mevcut kargo ve gümrük binalarının yıkılarak buraya taşınacağını söylediler. Bu sürecin 3-4 yılı alabileceğini belirten yetkililer, yıkılacak kargo ve gümrük binalarından boşalacak bölgede uçaklar için 10-12 park yeri açılacağını ifade ettiler. Yine Atatürk Havalimanı ile Askeri Havaalanı arasındaki bölgede bulunan Havaş ve Çelebi’ye ait binalar da yıkılarak bu şirketler de inşa edilecek yeni Kargo binasının yakınına yerleşecek. SMART( Hava Trafik Modernizasyonu Projesi) tam olarak hizmete girdikten sonra şu an hizmet veren Uçuş Kontrol Kulesi de yıkılacak ve hizmetler yeni uçuş kulesinden verilecek. Çelebi, Havaş ve Uçuş Kontrol Kulesi’nin boşaltacakları alanda yaklaşık 24 uçaklık park yeri açılması planlanıyor. Böylece şu an 94 olan Atatürk Havalimanı’ndaki uçak park yeri sayısı yaklaşık 130’a çıkmış olacak.
DHMİ kaynakları Havaş ve Çelebi binalarından boşalacak bölgeye uçakların yanaşabilecekleri dikdörtgen şeklinde bir terminal inşa edilmesinin de üzerinde düşünülen projeler arasında olduğunu ifade ettiler.
KIŞ MEVSİMİ YAZI YAKALADI
DHMİ yetkilileri, ölü sezon olarak nitelendirilen kış mevsiminde bile günde iniş-kalkış yapan uçak sayısının 700’ün altına düşmediğini, geçtiğimiz haftalarda bu sayının 800’leri bulduğunu açıkladılar. Atatürk Havalimanı’na 1 saat içerisinde 24’ü kalkış, 16’sı da iniş olmak üzere toplam 40 uçak iniş-kalkış yapabiliyor. Bu sayının üzerindeki uçaklar ya pas geçirtiliyor ya da havada tur attırılarak daha sonra inişleri sağlanıyor.