İşte Hava-İş tarafından basına ve kamuoyuna gönderilen, olayın oluş şeklini ve ondan sonraki gelişmeleri tek tek anlatan açıklaması:
Basına ve Kamuoyuna
THY uçuş işletme sendika temsilcimiz Kaptan Pilot Bahadır Altan hakkında basın ve yayın organlarında yer alan “THY’de aç pilot skandalı” konusundaki gelişmeler ve gerçekler aşağıdaki gibidir.
Kamuoyuna sunulur.
Kaptan pilot Bahadır Altan 4 bacaklı seferin, ki bu seferin ortasında uçak ve kabin ekibi değiştirilerek pilota ikinci bir brifing zorunluluğu ve dolayısıyla zaman kaybı yaratarak TK 127 seferi için Ankara’ya 20 dakika gecikmeli olarak gelinmiştir. Uçakta APU arızalı olduğundan havalandırma sistemleri yerde çalışmamaktadır.
3. bacak sonunda ekip tamamen THY talimatları çerçevesinde (ki THY uçuş ekibi yemek Yönetmeliği veya yönergesi bile vardır) yemeklerini uçakta yemek amacıyla önceden havada sipariş vererek hazırlık yapmışlardır.
Ayrıca yolcu hizmetlerinden 5 dakika yemek müsaadesi verilmesini talep eden kaptan pilot (ground time sürelerini kısaltarak çok büyük işler yaptıklarını sananların aceleciliği ne kadar baş edebildi ise ) yolcu alınması yönündeki talebe onay vermemiştir. Bu ifade yolcu hizmetleri memurunun ifadesinde de aynen geçmektedir. Ayrıca 2. Pilotun kaptan adına yolcu onayı vermediği de kesindir.
Zaten THY Uçuş Operasyon El Kitabı (FOM) Sayfa: 8.2-3 şöyle demektedir:
“Commander veya temsilcisi tarafından onay verilmedikçe yolcu alımı başlayamaz”
Kaptan pilot Bahadır Altan uçağa yolcu alınmasına yönelik bir onay vermediği halde talimatlara aykırı olarak diğer yolcular alınmadan ve hiçbir bilgi verilmeden VİP yolcuları uçağa gönderilmiştir.
Daha önce yer hizmetleri ile koordine ederek yemeklerini yemekte olan ekip, kaptana hiç bir haber verilmeden uçağa gönderilen VİP yolcularını habersiz karşılarında bulmuştur.
Kaptan Bahadır Altan büyük bir nezaketle bu yolcuları kapıda karşılayarak yolcu alımı için henüz onay vermediğini, bu konuda şirket içi bir iletişimsizlik olduğunu özür dileyerek açıklamış, ekibin yemek yemekte olduğunu ve uçak içinin çok sıcak olduğunu belirterek ve kuralları uygulayarak çok kısa sürede diğer yolcu alımına başlayacağını, daha konforlu bir ortam olarak VİP aracında beklemelerinin daha iyi bir çözüm olacağını bildirmiştir. Yolcular bu konuda kaptanın çözümüne uymuşlar ve itiraz etmemişlerdir.
Hatta VİP yolcularının tekrar taşıma zorluğu çekmemesi için elindeki eşyalar ı uçağa alınmıştır. Bu bile böyle bir ret olayının söz konusu olmadığını göstermektedir.
Söylendiği gibi yolcu alımı olmadığından yolcular uçaktan indirilmemiştir. Böyle bir olay vuku bulmamıştır.
Kaptan kurallara aykırı olarak normal yolcudan önce gönderilen VIP yolcularını kabul etse bu kez "neden APU arızalı uçağa önce VIP yolcularını alıp diğerlerini beklettin" diyerek yine suçlanmalar yapılması söz konusu olacaktı.
Konu bundan ibarettir. Kaptan pilot Bahadır Altan ana üsse dönüşte bunu resmi kaptan raporu ile idareye bildirmiştir.
Ancak ne hikmetse Ankara İstasyon Müdürü Hasan İskender, şirket içinde kalması gereken bu kendi iletişim olumsuzluğunu örtbas etmek için, VİP yolcularını kaptana karşı kışkırtmış o da yetmemiş kendi şirketinin kaptanı ile ilgili SHGM’ne bir de yazı yazmıştır.
Pazartesi günü SHGM’lüğü soruşturma için değil, bilgi almak için THY Genel Müdür Yardımcısı Sayın Köksal Köktuna ile SHGM’ne çağrılan Sendika temsilcimiz kaptan pilot Bahadır Altan raporu paralelinde bilgi vermiştir.
Ama asıl skandal için şimdi sıkı durun. THY’nin ünlü İcra Kurulu, 7 Temmuz’da SHGM’ye bilgi veren sendika temsilcimiz kaptan pilot Bahadır Altan’dan savunma talep etmiş. Altan bu savunmasını aynı gün vermiştir. 9 Temmuz da ise SHGM İkinci pilotu ve Kabin Amirini dinlemek için çağırmıştır.
Kabin amiri ve 2.pilotunun kaptanı doğrulayan raporları olmasına ve SHGM 9 Temmuz’da diğer şahitleri dinlemeye çağırmasına rağmen, THY icra kurulu bir gün önce 8 Temmuz’da yargısız infazını gerçekleştirmiş ve Bahadır Altan’ın iş akdinin feshedilmesine karar vermiştir. Bu skandal ve önyargılı yaklaşım değil de nedir?
Şimdi Ulaştırma Bakanlığı’na ve SHGM’ne soruyoruz; THY Genel Müdür Uçuş İşletme Yardımcısı’nı ve Kaptan pilot ve diğer ekibi neden Ankara’ya çağırdınız?
THY Genel Müdür Uçuş İşletme Yardımcısı olayla ilgili size ne görüş sundu?
THY Ankara İstasyon Müdürü SHGM’ye bu olayla ilgili resmi yazı yazdı mı? Yazdı ise yazısının içeriği nedir?
Sendika temsilcimiz Kaptan Pilot Bahadır Altan dün saat 18.00 de Uçuş İşletme Başkanlığı’na çağrılmış ve kendisine iş adki feshi tebligatı yapılmak istenmiştir. Tebligatta “Gelen yolcuları kabul etmeyip geri çevirdiğinizden” iş akdiniz iş kanunun 17, 18,19. maddesine göre feshedilmiştir denmektedir. Temsilcimiz tebligatı almamıştır.
THY, kuralları uygulayan uçuş limitlerini aşmayan özetle meslek etiğini ve uçuş emniyetini ticari kaygılara feda etmeyen kaptanlar istemiyor. Kar amacıyla yapılan herşeyi mübah sayan sinik bir kaptan zümresi arzu ediyor.
İcra kurulunun amacı budur. Bahadır Altan'ı işten atmakla ve kaptanlara verdirdiği cezalarla bunu gerçekleştireceğini sanıyor. Ama yanılıyor. THY’de meslek onurunu, kuralları ve uçuş emniyetini hiç bir başka değere tercih etmeyecek yüzlerce pilot vardır. Ve bu haksızlığa da tepkisiz kalmayacaktır.
Burada amaç açıktır. Çalışkanlığı dürüstlüğü sendikal mücadeleye inancı ve toplum menfaatleri için verdiği örnek mücadele ile herkesin takdirini kazanmış sendika temsilcisini işte fırsat yakaladım diyerek işten çıkarma yolunu seçmek ne hukuka, ne adalete ne de vicdana sığar.
Ayrıca havacılık kültürüne sahip herkesin bildiği gibi kaptan pilotların uçuş operasyonundaki temel otorite ve yetki sorumluluğunu açıkça belirleyen 2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 100 ve 101. Maddesi bu yaklaşımla ayaklar altına alınmıyor mu? Bu otorite bu şekilde haksız yolcu şikâyetleri ile zedelenirse o havayolunda uçuş emniyeti ve güvenliği kalır mı? Bu nedenle haksızca iş akdi feshi olduğunda diğer pilotların üzerinde oluşan baskı uçuş güvenliğini yok etmez mi?
THY icra kurulunun yaptığı haksızlık ortadadır.
Hava-İş Sendikası