İnsan manzaraları
Oturdum ve gezindim havaalanında… Binlerce personel, polis, güvenlik görevlisi, temizlikçi, çeşit çeşit hizmet elemanı, koşturup duruyorlar. Acemilik de var belli…
Ama hepsi hırslı, istekli, çalışma ortamının getirdiği düzene uyum ve keyif arayışında… İşleri kolay değil.
Doğrusu ben eğlendim gözlemlerken… Ne manzaralar!
Polis kontrolünden geçerken sutyeninin içine sakladığı altıncıklarını çıkaramayan yaşlı Anadolu kadını; kafesteki kedisini ışınlardan geçmesin diye kucaklarken kaçırıp yakalayamayan ve yolculuktan vazgeçen bir bayan…
Güvenlik noktasında kemerini çıkarınca pantolonu düşen dede, valizlerin kontrol için geçirildiği kabinlere balıklama dalan bir amca, nereden kaçtığı belirsiz bir horoz… Arkasından koşan birileri olduğuna göre sahipsiz değil, belli ki o da ilk uçak yolculuğunu yapacak, bir şekilde…
Alan personeli anlatıyor: Kendisini uçağa götürecek otobüse binmeyi reddedip, "Hayır ben uçakla gideceğim" diye tutturan yolcular da var; "Trabzonlular uçağa nereden biniyor" diye soranlar da…
Bu uluslararası havalimanımız, Sabiha Gökçen ismini hak etmekle kalmıyor artık… Oluşturduğu "gurur tablosu" ile Türkiye'nin imajına, gücüne güç katıyor.
Zeynel Lüle-Referans
Zeynel Lüle’nin yazısının tamamı için;
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=145&HBR_KOD=135175