Ulaştırma Bakanlığı'nın Bölgesel Havacılık Politikası kapsamında atıl havaalanlarının hizmete açılması ve çapraz uçuşlar ile yurt içindeki uçuş ağı hızla genişleyen Türkiye, diğer ülkelerle yapılan ikili hava ulaştırma anlaşmaları ile yurt dışındaki uçuş noktalarına yenilerini ilave etmeye devam ediyor.
Yurtdışı uçuşların arttırılması ve yeni dış hat uçuş noktalarının belirlenmesi amacıyla 2009 yılında 62 ülke ile havacılık müzakerelerinde bulunuldu. Bu müzakereler sonucunda SHGM, 16’sı yeni ülkelerle olmak üzere toplam 48 ülke ile ikili hava ulaştırma anlaşması imzaladı.
Mevcut anlaşmalar günün koşullarına göre revize edilerek yeni sefer noktaları ve frekans artışı sağlanırken, müzakerelerde bulunulan diğer ülkelerle ise oluşturulan taslak metinlerin daha sonraki bir tarihte imzalanması için anlaşmaya varıldı.
2009 yılında ilk kez anlaşma imzalanan ülkeler Kanada, Vietnam, İzlanda, Mali, Somali, Komorlar, Gambiya, Fiji Adaları, Çad, Gana, Ruanda, Uganda, Zambia,Dominik Cum.,Jamaika ve Tanzanya oldu.
Ayrıca, Tayland, Rusya, Mısır, Çin, Lübnan, Ukrayna, Makedonya, İran, Sırbistan, Japonya, Yunanistan, Katar, Azerbaycan, Fransa, Avusturya, Portekiz, Suriye, Bahreyn, Güney Kore, Finlandiya, Kırgızistan, İsviçre, Irak, Pakistan, Danimarka, İsveç, Norveç ve İsrail ile mevcut anlaşmalar günün koşullarına göre revize edilerek yeniden imzalandı.
2002 yılında yurtdışında uçulan nokta sayısı 70'lerde iken yeni anlaşmalar ve mevcut anlaşmaların yenilenmesi ile 2009 yılında yurt dışı uçuş noktalarının sayısı da 130'a ulaştı.
Türkiye ikili havacılık anlaşmalarında rekor kırdı…
İkili hava ulaştırma anlaşmalarında önceki yıllarla kıyaslandığında rekor sayıda artış yaşandı. 2006 yılında 7, 2007 yılında 13, 2008 yılında 16 ülke ikili havacılık anlaşması imzalayan SHGM, 2009 yılında ise 48 ülke ile anlaşmaya imza attı.
2009 yılında yaşanan artışta, Haziran ayında AFCAC konferansı ve Eylül ayında Istanbul’da düzenlenen Uluslar arası Sivil Havacılık Örgütü(ICAO)’nün Havacılık Müzakereleri konferansı büyük rol oynadı. Türk sivil havacılığındaki gelişmelere paralel olarak ICAO’nun Türkiye’de yapmaya karar verdiği konferansa katılan 64 ülke, 200 havacılık müzakeresinde bulundu ve 50’nin üzerinde anlaşma imzalandı. Türkiye ise bu konferanslar kapsamında 43 ülke ile müzakerelerde bulunarak 24 ülke ile anlaşma yaptı.
Son yedi yılda yapılan anlaşmalarla, Türkiye çıkışlı hat uçuşlarda Ortadoğu’da yüzde 229, Bağımsız Devletler Topluluğu’nda yüzde 144, Asya’da yüzde 306, Avrupa’da yüzde 80 büyüme yaşandı.
Frekans artışı, yeni uçuş noktalarının belirlenmesi ve çoklu tayinin yanı sıra kargo taşımacılığı, code share, bakım ve eğitim alanında işbirliği yapılmasına dair maddeler de içeren ikili havacılık anlaşmaları, Türkiye'nin diğer ülkeler ile arasındaki sosyal, ekonomik ve ticari ilişkilerin de gelişmesine önemli katkı sağlıyor.
6 Bölgesel işbirliği örgütü ve 129 ülke ile çoklu anlaşma…
İkili anlaşmaların yanı sıra, KEİ, D-8, TRACECA, AKDENİZ, AFCAC ve T-MAG olmak üzere sivil havacılıkta işbirliğini içeren altı tane uluslararası oluşumun temelini atan Türkiye, bölgesel işbirliği toplantılarına da önemli gelişmeler yaşandı. Söz konusu toplantılar aracılığı ile 2007 yılında başlatılan proje çerçevesinde 2008 yılında toplam 58 ülke görüşme yapılırken bu sayı 2009 yılında 129’ya yükseldi.
Sivil havacılık düzenlemeleri, havacılık yönetimi, hava sahası yönlendirmeleri, insan kaynakları, bakım, eğitim yer hizmetleri gibi pek çok alanda işbirliğini içeren bu anlaşmalar ile Karadeniz, Balkanlar, Ortadoğu, Akdeniz, Afrika ve Asya coğrafyasında Türkiye’nin Bakım ve Eğitim Merkezi olması yönünde önemli adımlar atıldı.
Söz konusu coğrafyada 5 bin uçağın bulunduğu pazarda, bakım konusunda rekabet etme ve pazardan daha fazla pay alarak ülke ekonomisine katkı sağlanması amaçlanıyor. Pek çok Avrupa ülkesinin dahi sahip olmadığı Part 145 Bakım Akreditasyonu alan ve AB İlerleme Raporu’nda ülkemizin Avrupa standartlarında bakım yaptığı belirtilen Türkiye, bu işbirliğinin anlaşmalarına paralel olarak pek çok ülkeyle ülkeye uçak bakım ve eğitim vermeye başladı.
Ülkemizin coğrafi konumunun verdiği avantajın kullanılarak, Türkiye’nin Bakım ve Eğitim Merkezi olma projesine uluslararası destek sağlayarak söz konusu pazarda etkin bir rol üstlenmesi amaçlanıyor.