İKİ ‘İŞE İADE’ KARARI DAHA

Topçu senden intikam alıcam!

Yedi aydan fazla bir süre geçti. Geçen her gün umudun kırılmasına neden oldu. Bugün hala havalimanı girişinde arkadaşlarımız çaba içindeler. Saf olduklarına, gerçekten bizler için uğraştıklarına inanmayı o kadar çok istiyorum ki. Ama bizleri yapayalnız bırakan, bir telefon dahi açmayan sendika anlayışının bizlere fayda sağlamasını beklemek, en iyimser deyimle hayalcilik olur. Mahkemelerini birer birer kazanan arkadaşlarımızın çoğu sendikayla birlikte hareket etmemektedir,sendika avukatlarıyla mahkemelerini sürdürmemişlerdir. Peki ama neden? Çünkü güvenmiyoruz! 29 mayıs günü bizleri yanlış yönlendiren, sonrasında da yönlendirmelerini de inkar eden bir sendika var ortada. Ağızından 305'i düşürmeyen ama hiçbir somut gelişmeye imza atmayan bir sendika başkanı var. Sözüm ona bu yeni TİS sürecinde ilk madde 305 kişinin işe iadesi olacakmış. Çalışan binlerce insanı gözardı mı edecekler yani! Doğru şeyi yanlış şekilde söyledik 29 Mayıs'ta. Bunun da en büyük sorumlusu mevcut sendikadır. Allah büyüktür!!!

Sizleri sonuna kadar destekliyoruz. İşçilerin birliği, önce önlerinde takoz olan sendikal bürokrasiyi, sonra da sermayeyi yenecek.

Yasalarda olan 8 maaş vermek Topcu ve İsmail Demir bu paraları cebinden vermiyorlar. Almiş oldukları yanliş karar sonucu kurumu zarara sokuyorlar. Sizin deyiminiz ile verceği 8 maaş'ın 0/0.5 ni ceplerinden verseler bu kararları verebilirmisiniz. Verilecek paralar kurumun parası olduğu için dağıtması kolay oluyor. Kuruman nasıl personel alıp, nerelerde görevlendirdiğiniz bilinmektedir. YARGI KARAR VERDİĞİ İÇİN HEMEN İŞE BAŞLAMALARI GEREKİYOR.

Kaldı sendika çalışanı bir emekçiye cinsel taciz, mobbing uygulama ve sonrasında işten atma gibi nedenlerle yargılananların toplumsal yarar adına söyleyebilecekleri sözlerinin olabilmesi söz konusu dahi değildir. Uzun süre iktidarını koruyabilmeyi başarı gibi gösterenlerin 305 insan için aldığı tutuma bakıldığında 'başarının' ne olduğu açıktır. İşçiler bu gün için üzerlerinde yaratılan korku nedeni ile hiç bir şeye karışmamak ve 'bulaşmamak' gibi bir anlayışa mahkum edilseler de, sendikal örgütlülük tutunabilecekleri önemli bir araçtır. İşçilerin bir günlük tepkisine tahammül edemeyen THY yönetimi her defasında hiç bir şey olmamış gibi 'beyaz sayfalarda' buluşabiliyorlar? Bu soru önemli ve artık doğru cevaba muhtaçtır. Sonuç olarak, daha demokratik bir işleyişe sahip, gerçek anlamda işçilerin yöettiği amatör ruhla işçi kimliğini kaybettiğinde görevden geri çağırma hakkını kullanan bir yapı kurulmalıdır. İktidar kaygısı taşımayanların işi her zaman daha kolaydır... 305 insana selam olsun...

29 mayıs günü işçilerin gösterdiği tepkiyle kendilerini bir şey zanneden sendikacılar işten atmalar başlayınca panikleyerek kendilerini kurtarmanın derdine düşmüşlerdir. Bu ülkede işi allah'a havale etmekle hukuka havale etmek arasında bir fark yoktur.' Grev hakkımızı geri aldık.Şimdi sıra işe dönüşte. 'gibi ifadelerle kendi iktidarlarını sürdürmenin ötesinde bir şey yapmamışlardır. Oysa tazminatsız ve işsizlik ödeneğinden dahi yoksun bırakılmış 305 insanın iş mahkemelerine ücret mukabilinde bakabileceklerini söyleyen sendika 'hukukçusu'bu işten rant elde etmenin hesabını yapmıştır. Bu hesaba ortak olan da sendikal anlayışın ta kendisidir!Bu durumda yapılması gereken şey,gerçekçi olup imkanı olan şeyi yani işe dönüşü talep etmektir. Bunun birincil koşulu da bu sendika yönetiminden kurtulabilmektir!Kendi işçisini işten atan sendikal anlayışın ciddiye alınmasını beklemek en büyük yanılgı hatta saflıktır.

Mahkeme'nin kararına uysunlar. İnsanlar mağdur ve işsiz. Yeter artık bu kadar çektirdikleri. İnsanda biraz vicdan olur... Bu nasıl bir iş??

Her şey sırayla...

İŞE BAK , BU 8 MAAŞ TAZMİNATTA İŞÇİNİN BOYNUNA BOYUNDURUK GİBİ OLDU, BUNDAN KURTULMANIN BİR YOLU YOK MU?

İki bin kişinin katıldığı bir basın toplantısı, eylem ya da grev adına ne dersek diyelim. Faturanın 305 kişiye kesilmesi sonucu aylardır hayatımız alt üst oldu. İş veren haklı sebeple sizi atıyorum dedi. İşsizlik maaşından bile muaf tutulduk. Ayrı ayrı yüzlerce kişiye kendimizi aklamak için laf anlattık. Sende mi grevcisin!!!! lafını duymayanınız sanırım yoktur. İnsanların gözünde yedikleri tasa pisleyen, nankör insanlar olduk. Bu kadar yük o kadar ağır geldi ki bir tek biz yaşayanlar biliriz. Yedi aydır gerçek anlamda kader birliği yaptık. Kırılan onurumuzu, elimizden aldıkları gücümüzü dava sonuçlarıyla yerine koymaya çalışıyoruz. İade-i itibarımızı mahkemede kazandık şimdi işe iademizi istiyoruz. Sormak istiyorum syn Hamdi Topçu'ya ve o gün düdük çalıp, slogan atıp atılmayıp şu an uçan arkadaşlarıma. Benim gibiler niye atıldı ve bu arkadaşlarımın vicdanı rahat mı? Kazanan arkadaşlarımın buruk sevincini paylaşıyorum. Yüce allaha ve Türk Adaletine güvenmeye devam ediyorum....