18 Ağustos'ta Kıbrıs Ercan Havalimanı'ndan havalanan Kıbrıs-İstanbul seferini yapan ‘KK1011' sefer sayılı Atlas-Jet uçağını Tahran'a kaçırmak isteyen ve pilotun iknası sonucu Antalya Havalimanı'na indiren Filistinli, 33 yaşındaki Mommen AbdülAziz Gomma Talikh ve 27 yaşındaki Mehmet Reşat Özlü, İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde toplam 2 bin 97'şer yıl hapis cezası istemiyle yargılandıkları davada hakim önüne çıktı.
Özlü, uçak kaçırmadıklarını, Arapça konuştukları için hostesin kendilerini yanlış anladıklarını öne sürdü. Dava, Ağustos ayına ertelendi.
Ercan- İstanbul seferini yapan Atlas Jet uçağını ellerinde bomba bulunduğunu belirterek İran'a götürmek isteyen 2 korsan, Kaptan Pilot Faruk Çamlı'nın Antalya Havaalanı'na indirdiği uçakta istekleri kabul edilmeyince teslim olmuştu. KKTC'deki üniversitelerde okuyan Filistinli Mommen Abdül Aziz Talikh ve Mehmet Reşat Özlü'nün El Kaide bağlantılı oldukları öne sürülmüştü.
İzmir Cukmhuriyet Savcılığı, tutuklu sanıklar hakkında, ‘Uçak kaçırma’, ‘Cebir ve tehdit kullanmak suretiyle silahla hürriyeti tahdit’ ve ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddanamede, hava korsanları hakkındaki ‘Silahla hürriyeti tahdit’ suçlaması konusunda uçaktaki toplam 139 kişi için ayrı ayrı 15'er yıl hapis cezası istendi. Sanıklar 3 ayrı suçtan toplam 2 bin 97'şer yıl hapis cezası istemiyle İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim önüne çıktı.
Mommen Abdülaziz Gomma Talikh'a, tercüman aracılığıyla mahkemenin işleyişi anlatılırken, parası yoksa Türk Hükümeti'nin kendisine avukat tutacağı iletildi. Talikh, avukat isteğini ve ifadesini avukatı huzurunda vereceğini söyledi. Mehmet Reşat Özlü ise, suçlamaları kabul etmedi ve polisteki ifadesinin baskı altında alındığını öne sürdü. Mehmet Reşat Özlü, şunları söyledi:
“Yedi yıldır Kıbrısta'yım. Diğer sanık ile güvenlik görevlisi olarak çalıştığım barda tanıştık. Son 1 aydır aynı evde kalıyoruz. Her hangi bir örgüte üye değilim. Örgüt adına eylem yapmadık, uçak da kaçırmadık. Hostesin yanlış bir anlamasından kaynaklandı. İkizmiz uçakta Arapça konuşuyorduk. Bir ara yerimden kalktım. Döndüğümde arkadaşım elindeki ceketi hostese vermek istedi. Arapça konuşuyordu. Hostes hemen kokpite koşup, pilota haber verdi. Birden inişe geçtik. Bazı yolcular ‘El kaide’ diye bağırmaya başladı. Bize saldırmak istedi. Aşağı indiğimizde ilk önce uçağı pilot terketti. Yolcular da kapıları kırıp gitti. Biz kimseyi rehin almadık. Görüşmeler sırasında teslim olmamız istendi. Neden teslim olmamız gerektiğini sordum. Bize ‘Etrafınız keskin nişancılar sardı, siz korsansınız’ dediler. Kendilerine uçağı kaçırmadığımızı söyledik. Babamla telefonla görüştüm. O da teslim olamı istedi. Talikh'in yanında getirdiği hamurlardan haberim yok. Kendisinin bir hobisi bu. Evde sürekli onlarla oynar, çeşitli hayvan figürleri yapardı. Okulum yarım kaldı. Askerlik çağım da geldi. Tahliyemi istiyorum.”
Mahkeme heyeti, dosyadaki eksik evrakın tamamlanması ve diğer sanığın ifadesinin alınması için duruşmayı Ağustos ayına erteledi.
Bahri Karataş-Hürriyet