Gökkuşağı Hareketi’nin bildirisi şöyle:
GREV İŞÇİLERİN EN TEMEL HAKKIDIR
Emekçilerin iradesi yok sayılamaz...
Emeğimizle dünya markası yaptığımız THY, ne yazık ki bugün, çalışanlarının iradesini hiçe sayan, kural ve hukuk tanımayan bir anlayışla yönetiliyor. Çalışanların kendilerine danışılmadığı halde alınan bütün kararlara, her uygulamaya tartışmasız uyulması isteniyor. Bizleri teknik araçların, aletlerin, sıradan mekanik bir parçası olarak görüyor. THY yönetimi 2012 yılı faaliyet raporunda başarısını vurgularken “Çalışanlarımızın inanılmaz sıcaklık ve özverisi olmadan mümkün olamazdı!” değerlendirmesini yapıyor. O halde, çalışanların haklı taleplerinin dikkate alınması, kazanılmış haklara saygı gösterilmesi gerekmez mi?
THY yönetimi personel politikasını, çalışanların iradesini, haklarını, kazanımlarını ve haklı taleplerini görmeme üzerine inşa etmiştir. Part-time çalışan kabin memurlarının grev ilanından hemen sonra sözleşme kapsamına alınması ise, uçuş ekibinin artan huzursuzluğunu ve greve çıkacak oluşunu engellemeye yönelik fırsatçı bir adımdır.
Bu anlayış, binlerce arkadaşımızı işten atmış, haklarımızı elimizden almış, her türlü hukuksuzluğu tehdit ve baskıyla dayatmıştır. Son bir yıldır ise, işçileri tümüyle biat ettirip sindirmeye çalışmaktadır. Bu fırsatı, Hava-İş yönetimi 29 Mayıs 2012'deki büyük ve tarihi hatasıyla işverene sunmuştur. Şimdi ise aynı anlayışın devamı olarak THY yönetimi,15 Mayıs grevini baskı ve tehditle kırarak, sendikal örgütlülüğü tasfiye etmeye çalışmaktadır. Bu yolla kazanılmış haklarımızı tümden yok etme niyetinde olduğu çok açık görülüyor.
Grev biz işçilerin vazgeçilmez anayasal hakkıdır...
Anayasal ve meşru bir hak olarak Grev, sadece işten atılan arkadaşlarımız için değil, aynı zamanda gelecekteki kendi iş güvencemiz için, kazanılmış haklarımızın korunması için işçilerin elinde kalmalıdır. Bu nedenle işverenin greve karşı propagandasını elimizin tersiyle itmeli, çağdaş işçiler olarak bu hakkımıza sahip çıkmalıyız. Bütün arkadaşlarımızı bu hakkı, özgür iradeleriyle ve bu meşru zeminde kullanmaya, Grevi ne patronların baskılarına ne de sendikal bürokrasinin kirli ellerine teslim etmemeye çağırıyoruz. Grev, biz işçilerindir ve ancak bizlerin elinde anlamlıdır.
Tehditle olmaz...
THY patronlarının, siyasal iktidarı da arkasına alarak "Dost düşman belli olsun!" şeklinde savurduğu tehditler, işçilerini "düşman" gördüğünü ispat ediyor. Kuşkusuz, greve katılmak da katılmamak da işçilerin özgür iradeleriyle vereceği bir karardır. Biz işçilerin iradesine güveniyoruz. Ne THY yöneticilerinin ne de sendika yöneticilerinin bu iradeye ipotek koyması, yaptırım uygulaması söz konusu olamaz.
Grev, biz işçilerin elindeki en önemli hak ve olanaktır. Öte yandan grev kararını işçilerle birlikte almayan sendika yönetiminin, şimdi onları "TİS'den yararlanamazsınız" diyerek katmaya çalışması ise tam da THY yönetiminin tavrına benziyor. Bu, 29 Mayısta net olarak ortaya çıkan, bedeli işçilere ödeten ve onları patron karşısında yalnız bırakan sendikal anlayış, bugüne kadar tam da patronların istediği ortamı yaratmıştır. Bu anlayış artık değişmelidir.
Çaresiz değiliz...
Bütün bu olumsuzlukları tersine çevirmek mümkündür. Her türlü kirliliği arındıracak olan ırmak, işçilerin tabandaki birlik ve dayanışmasıyla kısa sürede hayat veren coşkun bir sele dönüşebilir. İşverenin tehditlerine boyun eğmeyip bunu başardığımız zaman ise Grev, sendikacıların elinde düştüğü durumdan kurtulup, işçilerin ellerinde anlamlı büyük bir güce dönüşür. THY işçilerinin 15 Mayıs'ta tarihi bir mücadeleye imza atarak, bunu sağlayacaklarına yürekten inanıyoruz.
GÖKKUŞAĞI HAREKETİ
Not: Grev hakkında yasal bilgilerin yer aldığı sitelerimizde (www.gokkusagihareketi.com), (www.29mayisbirligi.com) mail yoluyla soracağınız her sorunuza yanıt verilmektedir.