Gemicik! Pırlantacık! THY’ Cik!
Bu “takipçi yazıları” dikkat çeksin, düşündürsün, ses getirsin, karanlıklar aydınlansın, halk uyansın diye yazıyorum. Geçen hafta başladım. Devam edeceğim ve “THY’nin 3 koldan denetlenen kamu şirketi modelinden hamdolsun ve ballı olsun özelleşmiş padişahlık modeline” geçirilmiş olmasını biraz daha açacağım.
Türkiye’nin bayrağıdır.
76 yıllık halk şirketidir.
Dünya markasıdır.
THY’nin dünya markası olması bugünkü başbakanın THY’nin başına yerleştirdiği “3 kişilik AKP’li kadronun; Candan Karlıtekin, Hamdi Topçu, Temel Kotil”in eseri değil; ondan önceki tüm 72 yıllık yönetimlerin ve son 20 yılda da; “Erman Yerdelen-Tezcan Yaramancı ve Yusuf Bolayırlı-Cem Kozlu”nun geliştirdiği “müşteri eksenli-kâr eden-piyasa payını artıran” idarelerin ürünüdür.
Uçak sayısı 128’e...
Çalışanı 14 bine...
Cirosu 5 milyar dolara...
Yolcu sayısı 20 milyona dayanmış THY, şimdiki Başbakan Tayyip Erdoğan döneminde 2006 yılının Haziran ayında, halktan da gizlenerek ve basının da dikkatinden kaçırılarak hisse senetlerinin yüzde 50.88’i özel yerli ve yabancıların eline geçecek şekilde satıldı, devlet payı yüzde 49.12’ye indirildi.
***
Böylece THY’de; “Hamdolsun ve Ballı olsun padişahlık dönemi” başlatıldı. Devlet ve Meclis KİT Komisyonu denetimi kalktı.
THY idi...
THY’cik oldu...
Şöyle anlatayım: Başbakan’ın imkanları, birikimi yetmediği için “bursla okuyan” iki oğlunun mezun olur olmaz birinin “gemicik sahibi”, diğerinin “pırlantacık sahibi” iki özel şirketi var biliyorsunuz. Bunlar özel aile şirketleri olduğu için Başbakan, gemi şirketinin başına da pırlanta şirketinin başına da istediğini yönetim kurulu başkanı, istediğini genel müdür atayabilir. Oğullarına söyler, dediğini yaptırabilir.
Kimse ses çıkartamaz.
Çünkü oğulların şirketidir.
Babaların söz hakkı vardır.
THY de aynen böylesine; “Gemicik-Pırlantacık Şirketleri Modeli”ne sokuldu ve Baba Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “AKP aile şirketi” haline getirildi. THY’nin hisselerinin yüzde 50’si İMKB’de 2006 yılında sadece 460 milyon liraya (9 aylık kârın, 833 milyon lira, neredeyse yarısı fiyatına) satıldı.
Özelleşti THY dediler.
Özelleşti ama yönetimdeki üç isim Candan Karlıtekin, Hamdi Topçu, Temel Kotil kamuyu temsil eden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın adamları olarak orda kaldılar.
***
Kadroyu istedikleri gibi değiştiriyorlar. Yurtdışı bürolarını iktidar yandaşlarıyla dolduruyorlar. Hostesleri bile bayan ağırlıklı olmaktan çıkartıp erkek ağırlıklı hale getiriyorlar. THY’nin içinden Teknik A.Ş adıyla ayrı şirket yavrulatarak işçilerin 40 yıllık temsilcisi sendikayı devredışı bırakmaya çalışıyorlar, toplu sözleşme görüşmelerini “grev oylaması” noktasına getiriyorlar, grev oylamasını da kaybediyorlar. Önümüzdeki 10 yıl için opsiyonlu olarak 25 tane çift koridorlu, 50 tane tek koridorlu olmak üzere 75 adet toplam değeri 9 milyar dolar haracamalı uçak alım anlaşması imzalıyorlar. Gazetelere apronda deve kurban ederek ve genel müdürü hac dönüşü terlikle gezerken haber oluyorlar fakat Amerikalı film artistine 2 milyon euro ödeyerek reklam yaptırıyorlar. 3 kişilik icra kurulu üyesinin maaşlarını 4 kat, 6 kişilik yönetim kurulu ile 3 kişilik denetim kurulu üyelerinin maaşlarını 3 kat artırıp, maaş artışından doğan vergileri de THY’ye yüklüyorlar. Hindistan’dan “ayda 250 saat uçuş garantisi vererek” saati 10 bin dolardan “zengin yolcuyu okyanus üstünden yatakta uyurken uçarabilicek” uçakları kiralıyorlar fakat bu uçakların ABD’ye uçamayacağını sonradan öğreniyorlar...
Bırakınız yapsınlar.
Bırakınız alsınlar.
Bırakınız satsınlar.
Bırakınız bölsünler.
Hepsi denetimsiz.
THY sözüm ona özel. Fakat onu “padişahlık haline getirmiş” 3 yöneticiyi atayan kamuyu temsilen Başbakan....
Necati Doğru-VATAN