İnsanların gökyüzüne çıkmak için ilk teşebbüslerinden günümüze değin birbirinden ilginç uçuş araç tasarımları yapmışlardır. Bu çabaların bir kısmı düşünceden uygulamaya geçmiş, üretilenlerin çok büyük yüzdesi ise uçma eyleminde başarısız olmuştur. Ne var ki her bir başarısızlığın sonucunda kazanılan bilgi ve deneyimlerle daha iyiye ulaşabilme çabaları da bu sayede sürmüştür.
Ikarus’tan günümüzdeki tüm uçak tasarım bürolarına kadar durmak bilmeyen bu çabaların (elbette başarısızlıklardan doğan) sonucunda yepyeni modeller yaratılmıştır.
19 yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren tasarım-üretim aşamasına yardımcı olarak rüzgâr tünelleri devreye girince bu çabalar daha ivmelenerek bilgi ve deneyim birikimi de artmıştır. Günümüzde yetkinleşen bilgisayar, 3D ve yapay zekâ vb. teknolojik katkılarla deneysel tasarımlar daha hızlı ve çeşitli olarak sürdürülmektedir.
Yaklaşık 15’ten fazla ülkede çok çeşitli deneysel uçak ve prototipler (helikopter, İHA, balon vb. hava araçları hariç) üretilmiştir. Bunlardan bir kısmı seri üretime girmiş büyük bölümü prototip aşamasında kalmıştır. Bu yazıda, süreçte yer alan ilginç uçak tasarımlardan (hepsi mümkün değil) bazılarını inceleyeceğiz. Seçimler tamamen bana ait olup subjektiftir. Başka eserlerde farklı modellerle karşılaşabilirsiniz. Helikopterler, İHA’lar, planörler, zeplin ve balonlar ayrı bir yazıda ele alınacaktır.
1/ Leonardo da Vinci’nin Uçan Makinesi:
Her ne kadar tasarım aşamasında kalsa da günümüze ulaşabilen ilk yazılı kaynak, proje olduğu için seriye Leonardo da Vinci ile başladık.
Leonardo da Vinci’nin Uçan Makinesinin el çizimleri
İnsan gücüyle hareket eden hava makinalarının uçma düşünü gerçekleştirmesinde karışık, zaman zaman anlaşılmaz zorluklarla karşılaştıkça, Leonardo bu kez süzülüş prensipleri ve süzülerek uçma düşüncesi üzerinde çalışmaya başlamıştı. Planör tasarımında, uçucunun gövdesi ile ilave bir denge sağlayabileceği ön kabulüyle çizimlerini yapmıştı. Aslında bu çalışması günümüzün “delta kanat”, “hand-glider” vb. araçların atasıdır.
Aracın kanadı, yarasa ve diğer büyük kuşların kanat yapısına çok benzeyen, neredeyse bir kopyasıydı. Kanadın en içteki bölümü -yani uçucuya en yakın olan tarafı- sabit, dış bölümü ise hareketliydi. Uçucunun ellerine bağlı halatlarla, her iki dış bölümdeki kanatlar oynatılabiliniyordu. Leonardo bu çözümü, kuşların kanatlarını, kanat hareketlerini ve uçuşlarını çok uzun bir süre gözlemledikten sonra bulmuştu.
Çizimlerinde kan kırmızı bir renk kullanmıştı. El yazmasında aracın değişik bölümlerini gösteren değişik şemalar vardı. Bir tanesi kanat eklemlerini, diğeri uçucunun gövde ve bacaklarına bağlanan kayış sistemini göstermekteydi. Leonardo'nun diğer kanat çizimlerine göre bu tasarımı, geri sürüklemenin en az, yapısı en basit, buna karşılık aerodinamik model olarak en kullanışlı kanattı. Ayrıca kanatların doğrudan uçucunun gövdesine bağlanması, onu adeta bir tür “ornithoper” (kanat çırparak uçan uçak) haline getirmişti.
Başrolünü Bruce Wills'in oynadığı “Hudson Hawk” filminde benzeri bir hava makinesi, final kaçış sahnesinde kullanılmıştı...
2/ Ariel veya Aerial Steam Carriege (Havadan Buharlı Taşıma):
İngiliz asıllı William Samuel Henson ve John Stringfellow’un 1842’de patentini aldığı kendi buharlı motor gücüyle insansız uçabilen dünyanın ilk motorlu uçak tasarımı ve üretilen modeliydi. 1848’de ilk uçuşunu hangarda yapmış ve model hasarlanmıştı. İkinci deneme açık havada yapılmış ve 30 yarda≈ 27.43m uçmuştu. Ters yönde ve aynı eksende dönen iki pervanesine karşın, gerekli takatın üretilememesi ile yetersiz aerodinamik tasarımı nedeniyle pek başarılı olamamıştı...
Artistik çizimle Ariel ve ya Aerial Steam Carrige
3/ Caproni Ca.60 Transaereo:
Daha çok Noviplano olarak bilinen Caproni Ca.60 Transaereo, 1920'lerin başında Giovanni Battista Caproni tarafından tasarlanan üst üste üçlü kanat setiyle toplam dokuz kanatlı bir uçan tekneydi. Tam bir dev olan bu sıra dışı yolcu uçağı, uçması amaçlanan bir şeyden çok yarı inşa edilmiş bir apartman binasına benziyordu.
Noviplano'nun transatlantik uçuşlarda 100 yolcu taşıması amaçlanmış ve büyüklüğü nedeniyle sekiz motora sahipti. Sadece bir tane inşa edilmiş ve 1921'de Maggiore Gölü'nde bir test uçuşu yapılmıştı. İkincisinde, suya çarpmış ve parçalanmıştı. Yeniden inşa planları yapılırken, daha sonra üretimle ilgili fahiş maliyetler nedeniyle iptal edilmişti.
Sekiz kişilik uçuş ekibi açık kokpitinde yer alırken maksimum hızı 130km/sa, menzili 610km olup, maksimum kalkış ağırlığı 26 ton idi.
Caproni Ca.60 Maggioore Gölünde test uçuşunda
4/ Abrams P-1:
I.Dünya savaşında hava fotoğrafçılığı görevi yapan ABD vatandaşı Talbert Adams tarafından hava foto ve keşif uçağı olarak tasarlanmıştı. O yıllarda burundaki pervane ve motorun, keşif ve hava fotoğrafçılığında büyük dezavantajı vardı. Bu yüzden motor ve pervaneyi kısa olan gövdenin arkasına yerleştirilmişti. Yine tasarımında geniş yan pencereler ve delta kanatlarla yanal görüşü olabildiğince arttırmıştı. İki kuyruklu uçağın tümü (gövde-kanatları) alüminyumdu.
Abrams P-1 yerde arka yandan görünüşü
İlk uçuşunu 1937’de yapmış sadece bir adet üretilmişti. Daha gelişmiş versiyonu PC-4 sadece tasarıda kalmıştı. Sabit iniş takımlı iki kişilik uçağın maksimum hızı 3.000m de 320km/sa, menzili 1.900km ve tavanı 20.000’≈ 6.100m idi. Tek prototip müzede sergilenmektedir.
5/ Lanier Vacuplane XL-4:
ABD’li Edward H. Lanier yavaş uçuşla ilgili teorilerini araştırıp geliştirmek için Miami Üniversitesinin de yardımıyla 1928’de başlayan çalışmalarının sonucu 1931’de prototipi inşa edilmişti.
Lanier’in temel fikri, stol (havada uçamama) noktasına yaklaşıldığında stabil (dengeli) uçuşu sürdürebilmek için vakum (azaltılmış hava basıncı) prensibini kullanmaktı. Uçağın arka orta kısmındaki içbükey hücre (kanat üzerindeki hareketli panjurlu bölüm) sayesinde hava içeri çekilerek bu koşullar sağlanabilmişti. Ayrıca kanat uçlarındaki oldukça büyük dikey stabilizeler, dengeli ve yavaş uçuşa yardımcı olacaktı.
Birkaç prototip üretilmesine rağmen hiçbiri günümüze ulaşamadığı gibi uçuş parametre bilgileri de elde edilememiştir.
Lanier Vacuplane XL-4’ün önden ve arka üstten görünümü
Çok daha sonraları Lockheed F-104 ve Boeing YC-14 modellerinde kullanılan üflemeli kanat sistemlerine öncülük etmişti. Bu arada Edward H. Lanier bildiğimiz dondurma külah tasarımlarının yaratıcısı olup, bundan zengin olarak deneysel uçak çalışmalarına başlamıştı...
6/ Kalinin K-7:
1930’ların başında Sovyetler Birliğinde mühendis Konstantin Kalinin yönetimindeki ekip tarafından askeri (bombardıman-ulaştırma) ve sivil (ulaştırma) amaçlı tasarlanmış ağır deneysel bir uçaktı. Sadece bir adet ve gövdesi krom-çelikten üretilen prototip, ilk uçuşunu Ağustos 1933’te yapmıştı. Başlangıçta altı motorlu - pervaneli uçağın ağırlığı öngörüleni aşınca kanadın arka ortasına bir motor daha yerleştirilmişti. (Bazı kaynaklarda ilave motorun iki adet olduğu belirtilmektedir.)
Kalinin K-7 yerde
Askeri amaçlı kullanımda 112 tam donanımlı paraşütçü veya 120 yolcu + 7ton kargo yükü, bombardıman versiyonunda 8 adet 20mm lik makinalı top ve 8 adet 12.7mm lik makinalı tüfek ve 9.600kg bomba taşıyabilecekti. Sadece bombardıman görevinde ise 19ton bomba yüklenebilecekti. Tasarımın en ilginç yanlarından birisi uçağa binişin, çok yüksek olan ana iniş takımı dikmesinin bulunduğu sütundan yapılmasıydı.
Test uçuşunda uçak, kaza sonucu tamamen yok olmuştu. Bunun üzerine proje iptal edilmişti. Ne var ki son yıllarda rakip tasarım bürosu Tupolev’in sabotaj yaptığı iddiaları gündeme gelmişti.
14 kişilik uçuş ekibi iki pilot, bir uçuş mühendisi, bir seyrüsefer, bir telsiz ve sekiz makinalı top operatöründen oluşuyordu. Maksimum hızı 225km/sa, tavanı 4.000m≈ 13.123’ ve menzili 1.600km.
7/ Nemeth Parasol:
ABD’li Steven Nemeth tarafından tasarlanıp üretilmiş deneysel bir uçaktı. Herkes “Uçan Şemsiye” olarak adlandırmıştı. Tasarımına 1929’da başlayıp, ilk uçuşunu 1934’te yapmıştı.
Nemeth Parasol yerde
Uçağın tepesinde dairesel bir kanadı vardı. Sabit iniş takımlı ve kuyruktan kaydırıcı takozu vardı. Uçağı havada görenler uzaylıların geldiği yorumlarını yapmışlardı. Bir pilot ve bir yolcu kapasiteli, tek motorlu uçağın maksimum hızı 217km/sa olup, kalkış ve stol (havada uçamama) süratleri çok düşüktü. Pratik ve kullanışlı olmadığı için sadece bir tane üretilmiş olup halen akıbeti bilinmemektedir.
8/ Stipa-Caproni:
İtalyan mühendis Luigi Stipa’nın tasarladığı model, Caproni şirketince üretilmiş deneysel bir uçaktı. Gövdenin neredeyse tamamı adeta geniş çaplı bir hava kanalı idi. Motor ve pervanesi bunun içine, kokpit bunun üstüne yerleştirilmişti.
Her ne kadar İtalyan Ordusu bu prototiple ilgilenmese de tasarım mühendislerine gelecekteki jet itiş gücünü geliştirmelerinde önemli ip uçları vermişti. Ayrıca bu tasarım, uçak pervanesinden üretilen gücün verimliliğini çok arttırmış ve turbofan motorlara da öncülük etmişti.
İlk uçuşunu Ekim 1937’de yapmıştı. Uçuş ekibi bir veya iki kişiden oluşuyordu. Tek motorlu, iki kanatlı pervanesi vardı. Maksimum hızı 133km/sa, tavanı 3.700m idi. Kanatları ahşap malzemeden üretilmiş, sabit iniş takımlıydı.
Test uçuşlarında diğer pervaneli uçaklara göre sessizliği, düşük iniş hızı ve kısa duruş mesafesi pilotların en çok şaşırdıkları özelliklerindendi.
Stipa-Caproni’nin üstte ön yandan, altta tam karşıdan görünüşü
9/ Payen Pa-22 Fléchair (Ok):
Fransız Nicolas Roland Payen tarafından hava yarışmaları için tasarlanmış deneysel uçaktı. 1935’te üzerinde çalışmaya başlamış 1939’da tek prototipin üretimi tamamlanmıştı. Rüzgâr tüneli testleri sürerken savaş içinde Almanlar Fransa’yı işgal edince uçağa el koymuşlardı.
Payen Pa-22 Fléchar’in arka üstten görünümü
Tasarım Almanlar’ın da ilgisini çekmiş ve yarım kalan rüzgâr tüneli testlerini bulunduğu yerde tamamlamışlardı. Alman renklerine boyanıp Bl+XB kodu verilmiş olan uçak, Ekim 1942’de test uçuşlarına başlamıştı. Ağırlık, manevra yetenekleriyle ilgili Almanların değişiklik önerilerine Fransız mühendis kesinlikle karşı koymuştu. 1943’te Müttefiklerin hava saldırısında PA-22 yok edilmişti.
Tek kişilik ve tek motorlu, sabit iniş takımlı uçağın en önemli özelliği kuyruktaki yatay ve dikey stabilizelerin adeta delta kanadı andıran biçimiydi. Uçağın maksimum hızı 360km/sa, menzili 1.200km ve tavanı 18.500’≈ 5.600m idi.
10/ Blohm & Voss BV 141:
Blohm & Voss BV 141, II. Dünya Savaşından önce, 1938’de geliştirilen tek motorlu bir Alman keşif ve hafif bombardıman uçağıydı. Alışılmadık asimetrik tasarımı kesinlikle bilinen uçak, görünümünün çok ötesindeydi...
Blohm& Voss BV 141 yerde
Richard Vogt tarafından tasarlanan BV 141’in, bir tarafın diğerinden daha uzun (ve muhtemelen daha ağır) olması nedeniyle yuvarlanma riski de dahil olmak üzere farklı aerodinamik sorunları vardı. Bununla birlikte, kanatlarının tasarımı sayesinde nispeten iyi performans gösterdiği belirtilmişti. Yine de Alman Hava Bakanlığı (Reichsluftfahrtministerium) uçağın güçsüz olduğuna inanırken görevler için yeterliliğine güvenmemiş bu yüzden sınırlı görev uçuşları yapmıştı.
Üç kişilik ekibi (pilot, gözlemci, arka makinalı tüfek operatörü) ile maksimum irtifası 10.000m≈ 32.808’, menzili 1.900km ve maksimum hızı deniz seviyesinde 438km/sa idi. 28 adet üretilmişti.
11/ LWS-6 Zubr:
Polonya tasarımı olan LWS-6 Zubr’un, planlanmasına 1936’da başlanmış, 1938’de üretime geçilmişti. Çift motorlu, orta menzilli (dönemine göre) bombardıman uçağıydı.
Başlangıçta bir yolcu uçağı olarak tasarlanan bu alışılmadık model, aynı zamanda inşa edilen başka bir bombardıman uçağı olan PZL.37 tercih edildiği için hiçbir zaman başarı elde edememişti.
Polonya Hava Kuvvetleri tarafından eğitim amacıyla uçurulan LWS-6, onu yalnızca savaş dışı roller için kullanışlı kılan eski bir tasarıma sahipti. Sadece 20 adet üretilmişti; bunların çoğu önce Luftwaffe'nin ardından Kızıl Ordu’nun eline geçmişti. Almanlar kendi pilotlarının alet uçuş eğitiminde kullanmıştı. Ne var ki hiçbiri II. Dünya Savaşı'ndan sağlam çıkamamıştı.
LWS-6 Zubr yerde
Dört kişilik ekibi (iki pilot, bir telsiz ve bomba operatörü, bir arka makinalı topçu) ile tavanı 8.000m≈ 26.246’, maksimum hızı (4.500m≈ 14.763’ de) 380km/sa, menzili 1.250km idi. Değişik çapta beş makinalı tüfeği ile 600kg bomba taşıyabiliyordu.
12/ Vought V-175 Flying Pancake:
II.Dünya savaşı içinde Amerikan Vought şirketince tasarlanıp sadece bir adet üretilen deneysel test uçağıydı. Çok büyük dairevi gövdesinin yanlarında iki küçük kanadı ve iki dikey stabilizesi ile düşük hızlarda manevra ve kontrol edilebilirlik yeteneği çok fazlaydı. Bu modelin en önemli özelliklerinden birisi de kanat uçlarında oluşan indükleme sürüklemenin çok az olmasıydı.
Model ahşap ve özel kanvas kumaştan üretilmişti. İki adet pervaneli motorları ile tek pilotlu ve sabit iniş takımlıydı. İlk uçuşunu Kasım 1942’de, son uçuşunu ise Mart 1947’de yapılmıştı. Maksimum hızı 222km/sa olup şekli nedeniyle pek çok “uçan daire gördük” ihbarlarına neden olmuştu. Tek örnek günümüzde ABD’de bir müzede sergilenmektedir.
Vought V-175 uçuşta üstten görünümü
13/ Gloster E.28/39:
İngiliz uçak şirketi Gloster tarafından 1939’de tasarlanmaya başlamış, iki prototip üretilmiş ilk uçuşunu 1941’de yapmıştı. Dünyada üçüncü (ilk ikisi Almanlar’ın) turbo-jet motorlu deneysel uçaktı.
Prototiplerin boyutları çok küçük olup telsizi, kabin basınçlandırma ve ısıtma sistemleri yoktu. Onun yerine pek çok kayıt ve farklı cihazlar yer alıyordu.
Gloster E.28/39 kalkışta
Tek turbo-jet motorlu ve tek pilotlu uçağın toparlanabilir iniş takımları vardı. Menzili 660km ve havada 56 dakika kalabiliyordu. Tavanı 32.000’≈ 9.753m idi. II. Prototip havada kaza geçirerek parçalanmış, ilki ise 1944’e kadar test uçuşlarını sürdürmüştü. Bunlardan elde edilen bilgi ve deneyimle savaşın sonlarına doğru jet motorlu Gloster-Meteor tipi avcı uçağını geliştirmişlerdi.
14/ Junkers Ju-287:
II.Dünya savaşı içinde tasarlanıp 1944’te ikisi tam, ikisi kısmen tamamlanabilmiş prototipleri üretilen dört jet motorlu bombardıman uçağıydı. Motorlarının ikisi kanat altında ikisi de burnun her iki alt yanına yerleştirilmişti. Kanatların ileriye doğru ok açısıyla gövdeye birleştirilmesi çok radikal tasarım olup bomba taşıma kapasitesini arttırıyordu.
Junkers Ju-287 modelinin alttan, gerçeğinin de üstten görünümü
Dokuz versiyonda tasarlanmasına rağmen tamamlanabilen ilk iki uçağın kodları güvenlik nedeniyle Ju-288V201 ve Ju-288V202 olarak adlandırılmıştı. İlk uçuşunu Ağustos 1944’te yapmıştı. İki kişilik uçuş ekibi, sabit iniş takımlarıyla uçağın 6.000m≈ 19.685’ te maksimum hızı 558Km/sa, tavanı 9.400m≈ 30.839’ ve menzili 1.570km idi.
15/ Curtiss-Wright XP-55 Ascender:
1940’larda tasarlanıp üç prototipi üretilmiş avcı uçağıydı. Dönemine göre oldukça sıradışı biçimiyle ilgi çekmişti. Motoru arkaya monte edilmiş, kuyruğu olmayıp, geriye ok açılı kanatlarının ucunda iki adet dikey stabilizer vardı.
XP-55 Ascender’in yerde yandan görünümü
İlk uçuşunu Temmuz 1943’te yapmıştı. İlk iki prototipin uçuş kazası geçirmesi, aerodinamik problemlerinin sürmesi, jet çağının ufukta görünmesi nedeniyle proje iptal edilmişti.
Tek kişilik, tek piston motorlu uçağın iniş takımları toparlanabiliyordu. Ayrıca pilot herhangi bir nedenle havada uçağı terk ederken pervaneye çarpmaması için kokpit içinde pervane fırlatma kolu da vardı. Uçağın burnunda dört adet 12.7mm lik makinalı tüfekler yer almıştı. Maksimum hızı 19.300’≈ 5.900m de 630km/sa, menzili 1.022km ve tavanı 34.600’≈ 10.500m idi.
16/ Northrop XP-56 Black Bullet (Kara Kurşun):
1938’de ABD’nin Northrop firmasınca av uçağı olarak tasarlanmaya başlayan ve döneminin en radikal modellerinden birisiydi. Yatay stabilizesi olmayan, küçük dikey kuyruk ve altında dikey yüzgeç (vertical fin), kanat uçları aşağıya kıvrık, pervaneli motoru kuyrukta, küçük gövdeli bir tür uçan kanat modeliydi.
Kanat ve gövdesi magnezyum alaşımından üretilmişti. Sadece iki prototiple yetinilirken ilk uçuşunu 1943’te yapmıştı. Yukarı alınabilir iniş takımları vardı.
Tek kişilik uçağın maksimum hızı 25.000’≈ 7.600m de 749km/sa, tavanı 33.000’≈ 10.061m, menzili 1.063km idi. İki adet 20mm lik top, dört adet 12.7mm lik makineli tüfekleri vardı.
Prototipin bir tanesi test uçuşunun kalkışında kaza geçirmiş, aerodinamik problemlerinin çözümünün gecikmesi, savaşın sonlanması, jet çağının başlamasıyla 1946’da proje iptal edilmişti.
Northrop XP-55’in yerde yandan ve arkadan görünümü
17/ Heinkel He 162 Volksjäger (Halkın Savaşçısı):
II.Dünya savaşının sonlarında (1945) hizmete giren tek motorlu ve tek kişilik jet avcı uçağıydı. Ayrıca pilot fırlatma koltuk donanımlı ilk uçaktı. Motorunun gövde üstünde olması yepyeni bir tasarımdı. Savaşın sonlarına doğru Almanya’nın metal vb. malzeme teminindeki zorluk ve kısıtlamalar nedeniyle 1.000 uçaklık sözleşmeye rağmen sadece 120 adet üretilebilmişti.
Çok az yakıt kapasitesi nedeniyle havada en fazla otuz dakika kalabiliyordu. Tavanı 12.000m≈ 39.370’, menzili 975km, 6.000m de maksimum hızı 840km/sa idi. Yedek parça ve eğitimli pilot sıkıntısı nedeniyle çok azı uçabilmiş, istenen etki sağlanamamıştı. Savaştan sonra ABD, İngiltere ve Fransızlar ele geçirdikleri uçaklarla test uçuşları yapmıştı.
Heinkel He 162 Volksjäger yerde
18/ North American P-82/ F-82 Twin Mustang:
II.Dünya savaşında ABD Hava kuvvetlerinin uzun menzilli bombardıman uçaklarına (B-25, B-29 vb.) himaye görevini, her hava koşulunda uçabilecek avcı uçağı olarak sipariş verilmişti.
North American F-82 Twin Mustang uçuşta
Son piston motorlu- pervaneli uçak olarak tasarlanıp üretime geçildiğinde II.Dünya savaşı sona ermişti. Başlangıçta P-82 koduyla devreye girmiş, ardından hava kuvvetlerinin yeniden sıralandırmasıyla F-82 kodunu almıştı.
Aslında model, iki P-51H Mustang tipi avcı uçağının bir ara kanat ve kuyrukta yatay stabilizeyle birleştirilmesinden oluşmuştu. İlk uçuşunu 1945’te yapmış, 1953’te servis dışı kalırken toplam 273 adet üretilmişti.
Kore savaşında da yer alırken, jet motorlu avcı uçaklarının gelişmesindeki gecikme ve zafiyetleri doldurmak amacıyla da kullanılmıştı...
İki kişilik uçağın 21.000’≈ 6.400m yükseklikte maksimum hızı742km/sa, menzili 3.600km, tavanı 38.900’≈ 11.900m idi. Altı adet 12.7mm lik makineli tüfekleri, 25 adet roket, 4 adet 450kg bomba yükü taşıyabilmesinin yanısıra radarı da vardı.
19/ Sud-Est SE.2410 Grognard:
Fransız Sud-Est firmasınca II.Dünya savaşından sonra planlanmaya başlanmıştı. Tek kişilik, alçak irtifa yer hedeflerine saldırı uçağı olarak tasarlanmıştı. Gövde üstündeki tek hava girişinden beslenen iki jet motoruyla oldukça değişik özellikteydi. Kısa zamanda “Uçan Kambur” lakabını almıştı.
İlk uçuşunu 1950’de yapmıştı. Sadece iki prototip üretilmişti. Radar donanımlı, hava-hava füzesi taşıyabilen ilk Fransız uçağıydı. Birçok problemi nedeniyle 1952’de program terk edilmiş, 1954’te uçaklar hurdaya çıkartılmıştı.
Maksimum hızı 1.038km/sa, menzili 853km, tavanı 11.590m≈ 38.050’ idi. İki adet makinalı top, 16 adet hava-yer roket, iki adet hava-hava füze ve 1.000kg (4X250kg) bomba yükü taşıması planlanmıştı.
Sud-Est SE.2410 Grognard yerde
20/ Fouga CM.88R Gemeaux:
Fransız Fouga şirketince Turbomeca turbojet serisi motorların havada testlerini yapabilmek için üretilmiş deneysel test uçağıydı. Fouga CM.8 tipi uçağın gövdesinden iki adedi, bir orta kanatla birleştirilmişti. Her iki gövdeye takılan V-kuyruklar, üst kısımlarından birbirine “W” şeklinde eklenmişti. Her gövdenin üzerinde birer adet Turbomeca Piméné turbojet motorları vardı. Farklı motorlar test edilince başka varyantlar üretilmişti.
Toplam beş varyanttan ilk uçuşunu 1951’de, son varyant ise ilk uçuşunu Haziran 1952’de yapmıştı. Tek pilotlu olup (ikincisi opsiyonel veya test mühendisi) ilk varyantın maksimum hızı 249km/sa, tavanı 10.000m≈ 32.808’ idi.
Fouga CM.88R Gemeaux uçuşta
21/ Bréguet 761/763/765 Deux-Ponts (Çift Katlı):
Günümüzde iki yolcu güvertesi olan uçak modelleri yaygın olmasına rağmen 1940-50’lerde oldukça yeni tasarımdı. Fransız Bréguet firmasınca tasarımına II.Dünya savaşı içinde başlatılmıştı: sivil ve askeri alanda yolcu-yük taşıması amaçlanmıştı. İlk uçuşunu 1949’da yapmış, beş versiyonda 20 adet üretilmişti: Ancak 761-763-765 modelleri en çok kullanılanlardı.
Air France’a ait Bréguet 763 uçuşta
Dört motorlu, pervaneli, iniş takımları toparlanabilir uçak, maksimum 135 yolcu taşıyabiliyordu. Yolcu versiyonunda üst katında 59, alt katında 48 yolcu taşıyacak şekilde kabin içleri düzenlenmişti. Kuyrukta dikey stabilize tasarımı ilginçti.
Üç kişilik uçuş ekibiyle 10.000’≈ 3.048m de maksimum hızı 390km/sa, menzili 2.290km idi. Jet motorlu yolcu uçaklarının devreye girmesiyle peyderpey kullanımdan çıkmış, bir süre daha hava kuvvetlerinde devam etmiş ve en son uçuşunu Mart 1971’de yapmıştı.
22/ Northrop YB-35/ XB-35:
II.Dünya savaşında ABD ordusu için tasarlanıp geliştirilen deneysel ağır bombardıman uçağıydı. Uçan kanat kavramı daha önceleri Almanya’da Horten kardeşlerin geliştirdiği H.III / H. IV / H.VI ile Türkiye’de Türk Hava Kurumunda tasarlanıp üretilen THK-13 planörleriyle denenmişti.
Savaş içinde ABD ordusu 200 adet sipariş vermesine rağmen Northrop tesisleri üretim için yeterli olmayınca başka bir uçak fabrikasında fason olarak üretilmek istenmişti. Ne var ki uçakla ilgili tasarım problemlerinin sürmesi, savaşın sona ermesi, pistonlu motordan jet çağına geçiş, politik rekabet vb. faktörler siparişin ve dolayısıyla programın iptalini getirmişti.
Toplam dokuz kişilik uçuş ekibinde iki pilot, bir bombardıman, üç makinalı top, bir telsiz, bir seyrüsefer operatörünün yanısıra bir de uçuş mühendisi vardı.
Altı varyantta toplam 14 adet üretilmişti. İlk uçuşunu Haziran 1946’da yapmış, 1949’da proje iptaliyle emekli edilmişti. Dört adet sekiz kanatçıklı pervaneli piston motorları vardı. Maksimum hızı 629km/sa, menzili 12.100km, tavanı 39.700’≈ 12.100m idi.
1947 yılında XB-35 test uçuşunda
Altı adet uzaktan kumandalı, 20 adet sabit makineli tüfeklerinin yanısıra toplam 23.678kg bomba taşıyabiliyordu. Günümüzde ABD Hava Kuvvetlerinin envanterindeki B-2 Spirit bombardıman uçağının öncü modeliydi.
23/ Avro Canada VZ-9 Avrocar:
Uçan daire görünümüyle dünyanın ilk dikey kalkış-iniş yapabilen uçaklarından birisiydi. 1951’de Kanada’nın Avro firmasınca ABD Hava Kuvvetleri için çok gizli proje olarak tasarlanıp iki adet prototip üretilmişti.
Avro Canada VZ-9 Avrocar yerde üstten görünümü
Turbo motoru hem kaldırma hem de itme gücü sağlıyordu. Hava alığı diskin üstündeydi. Egzoz gazları alttan verilince iniş ve kalkışı, arka yanlardan verilince ileri hareketi sağlıyordu. Başlangıçta yüksek hız ve irtifalara ulaşabilen savaş uçağı olarak tasarlanan proje ilerledikçe, aerodinamik ve teknik nedenlerle boyutları küçültülmüş, sonuçta başarısız bulunarak ABD Hava Kuvvetleri projeden 1961’de vaz geçmişti.
İlk uçuşunu Kasım 1958’de yapmıştı. İki kişilik uçuş ekibinde bir pilot, bir uçuş mühendisi bulunuyordu. Tasarımda en son maksimum hızı 480km/sa, tavanı 10.000’≈ 3.048m ve menzili 1.601km gibi parametreler planlanmasına rağmen bu değerlere hiçbir zaman ulaşamamıştı.
24/ Snecma Coléoptère C-450 (Beterböcek Fr.):
Dikey kalkış-iniş yapabilen deneysel C-450 Fransız Snecma şirketince tasarlanıp Nord Aviation şirketince bir adet üretilmişti. İlk uçuşunu Mayıs 1959’da yapmıştı.
Halka şeklindeki kanadı vardı. Dört sabit iniş takımı yerde kuyruğunun üzerinde, dikey durmasını sağlıyordu. Çok değişik görünüme sahipti. Aerodinamik kontrol ve dengeli uçuşu halka kanadın dışındaki dört adet üçgen kanatçık ve motorun egzozundaki saptırıcılarla sağlanıyordu.
Kapalı kokpitte pilotun konumu, dikey-yatay uçuş arasında değişen pozisyona uygun hareketli bir koltukla sağlanıyordu. Motor hava alıkları kokpitin her iki yanındaydı.
Tek pilot ve tek jet motorlu uçağın aerodinamik problemleri çözülememişti. Nitekim Temmuz 1959’da dokuzuncu test uçuşunda kontrol dışı kalan uçak düşerek parçalanmış, pilotu da ağır yaralı kurtulmuştu. Yeterli finansal destek bulunamayınca proje iptal edilmişti.
Snecma Coléoptère C-450 havalanırken ve yerde dikey konuma getirilirken
25/ PZL M-15 Belphegor:
Polonya’nın WSK PZL-Mielec şirketince tasarım ve üretimi gerçekleştirilen dünyanın ilk ve tek tarımsal amaçlı, jet motorlu, çift kanatlı uçağıydı. İlk uçuşunu Mayıs 1973’te yapmıştı. 1981’de üretimi sonlandırılırken toplam 175 adet imal edilmişti. Çok aşırı motor gürültüsü ve ağır gövdesi büyük dezavantajıydı. Rus ve Polonya hükümet yetkililerin ortak kararıyla tarımsal havacılıkta çok yoğun kullanılan Antanov An-2’nin yerini alması planlanmıştı. Ancak bu konuda çok başarılı olamamıştı.
Tek pilotlu, tek jet motorlu, çift kanatlı, çift dikey stablizeli uçağın maksimum hızı 200km/sa, menzili 400km idi. 2.900lt sıvı kimyasal veya 2.200kg kuru kimyasalları püskürtebiliyordu. Sadece Polonya ve S.S.C.B.’de kullanılmıştı.
PZL M-15 Belphegor uçuşta
26/ Grumman X-29:
ABD’nin öne ok açılı deneysel uçağı olup, döneminde yeni olan fly-by-wire kontrol sistemleri, bilgisayarlı uçuş kontrolu ve bazı kompozit materyalleri test etmek amacıyla NASA, ABD Hava Kuvvetlerince desteklenen projeydi. Ayrıca kuyrukta yatay stabilizesi tamamen değişik olan flapeleron kullanılmıştı.
Grumman şirketince iki adet prototip tasarlanıp üretilmiş, ilk uçuşunu Aralık 1984’te yapmıştı. Dengeli uçuş karekteristiği, tasarımdan ötürü çok zordu. Bu yüzden de uçağın bilgisayarlı uçuş kontrol sistemi olmaksızın uçurulması neredeyse imkansızdı.
X-29’un uçuşta üstten görünümü
Tek kişilik, tek jet motorlu X-29’un maksimum hızı 33.000’≈ 10.058m de 1.771km/sa, Mach: 1.6, menzili 650km, tavanı 55.000’≈ 16.734m idi. En son test uçuşlarını 1991’de yapmıştı.
27/ Rutan Model-202 Boomerang:
ABD’li mühendis Burt Rutan tarafından tasarlanıp üretilmiş iki gövdeli, deneysel asimetrik hafif bir uçaktı. İki farklı boyuttaki gövde, küçük ara bir kanat ve bir yatay stabilize ile birleştirilmişti.
Rutan Model-202 Boomerang uçuşta
Üretimde iki adet Beechcraft Baron 58 uçağının gövdesi kullanılmıştı. 202 Boomerang iki motorlu olup sağdaki 10beygir daha güçlüydü. Böylelikle asimetrik yapı yine asimetrik takatla dengeleniyordu. Ayrıca tek motor arızasında geriye kalan emniyetle uçağı indirebiliyordu.
İlk uçuşunu 1996’da yapmıştı. Tek pilot, dört yolcu ve 450kg faydalı yük taşıyabiliyordu. Menzili 3.801km, maksimum hızı 530km/sa idi. Sadece bir tane üretilmişti.
28/ NASA AD-1:
NASA ve mühendis Burt Rutan tarafından tasarlanıp ABD’li AMES şirketinde sadece bir adet üretilmişti. AD-1 uçuş esnasında 0° ile 60° arasında eğik olarak dönebilen hareketli bir kanada sahipti. İlk uçuşunu Aralık 1979’da yapmış, Ağustos 1982’de 79 ncu kez test uçuşundan sonra emekli olmuştı. Ses altı değişik süratlerde uçuş karekteristikleri incelenmişti.
NASA AD-1 uçuşta
İki küçük turbojet motoru vardı. Aerodinamik geri sürüklemeyi azaltmak için çok alçak (gövdesinin üstü yerden sadece 2.06m yüksekteydi) üç tekerlekli bir tür bisiklet tekerlekleri vardı. Bu da uçağı yerde oldukça bodur gösteriyordu. Tek kişilik uçağın maksimum hızı 320km/sa ile sınırlandırılmıştı. Tavanı 12.000’≈ 3.657m idi.
29/ Transavia PL-12 Airtruk:
Avustralya kökenli Transavia şirketince tasarlanıp üretilmişti. Bir tane piston motorlu, pervaneli tarımsal amaçlı bir uçaktı. İlk uçuşunu 1965’te yapmıştı. Sekiz varyantta toplam 138 uçak 1991’e kadar üretilmişti.
Taransavia PL-12 Airtruk yerde
Çift kanatlı (alttakiler yarım boy, üst kanatları destekli); birbirinden bağımsız iki kuyruklu, kısa gövdeli ve metal yapıda bir uçaktı. Tek pilotlu uçak, 910kg kuru kimyasal veya 818lt sıvı kimyasal püskürtebilirken de iki yolcu taşıyabiliyordu. Maksimum hızı 191km/sa idi.
30/ Optica Civil Surveillance Aircraft:
Sivil gözetleme uçağı Optica çok hafif, sessiz ve yavaş uçabilme yetenekleriyle helikopter kullanımına düşük maliyetli bir alternatif olarak planlanmıştı. Proje İngiliz Edglay şirketince 1974’te başlatılmış, ilk uçuşunu ancak Aralık 1979’da yapabilmişti.
Optica Civil Surveillance Aircraft uçuşta alttan görünümü
Kokpitin değişik formu nedeniyle “Bug-eye: Böcek gözü” olarak adlandırılmıştı. Kokpittten 270° lik panoramik görüş sağlaması, birbirine bağlı iki kuyruklu, sabit iniş takımlı ve tamamen metal yapısı ile farklı uçaktı. Bir pilot ve iki yolcu alabilen uçaktan toplam 22 adet üretilmişti.
Tavanı 14.000’≈4.267m, menzili 1.055km, maksimum hızı 212km/sa, seyir hızı 100km/sa idi. Trafik devriye, resim-filim çekimi ile her türlü havadan gözlem görevlerinde kullanılmaktadır.
31/ Aero Spacelines Super Guppy:
Boeing’in Aero Spacelines şirketince tasarlanıp iki varyantta beş adet üretilmişti. İlk uçuşunu Ağustos1965’te yapmıştı. Dikkati çeken görünümünde dönemine göre alışılmadık derecede büyük ve geniş gövdesi hemen göze çarpmaktaydı. Bu sayede çok büyük kargo yüklerinin havadan taşınmasını sağlıyordu. Özellikle NASA’nın Apollo programında Satürn-V’in roket elemanları, farklı büyük uçak gövde bölümleri ile kanatlarının nakliyatında kullanılmıştı.
Super Guppy, iniş yaklaşmasında yandan görünüşü
Dört kişilik uçuş ekibiyle maksimum hızı 460km/sa, tavanı 25.000’≈ 7.620m, menzili 3.211km idi. Dört turboprop motoru, toparlanabilen iniş takımları, metal gövdesi ile 27.7ton iri boyutlu kargo yükü taşıma kapasitesi vardı. Gerçekten adı gibi (Super Guppy) hamile lepistes balığına benziyordu.
32/ XB-70 Valkyrie:
North American Aviation şirketince tasarlanıp iki prototip üretilmişti. Nükleer silahlı, uzun menzilli, yüksek tavan ve hızda uçabilen stratejik bombardıman uçağı olarak tasarlanmıştı. S.S.C.B’nin füzeleri yüksek irtifalarda da etkin olunca bu kez alçak irtifalardan görev yapması denenmiş ancak pek başarılı olamamıştı. ABD Hava Kuvvetleri projeyi 1961’de henüz tasarım aşamasındayken iptal edince bu kez uzun süreli yüksek irtifa ve ses üstü hızlarda uçuş etkilerini incelemek amacıyla program farklı boyutta devam etmişti.
XB-70 Valkyrie süpersonik uçuşta kanat uçları aşağı kıvrılmış durumda
İlk uçuşunu Eylül 1964’te yapmıştı. Özellikle ses üstü hızlar için motor ve aerodinamik tasarımlarda ilginç sonuçlara ulaşılmıştı. Örneğin süpersonik hızda uçarken delta kanatlarının hareketli uç kısımları belli açıda aşağıya inerek kumandaların istikrarını arttırıyordu. Yine sürtünmeden kaynaklanan yüzeyin aşırı ısınmasıyla mücadelede yeni materyaller ve teknikler bulunmuştu. Bu projeden elde edilen bilgiler daha sonra SR-71 Blackbird, B-1 Lancer, Concorde gibi uçakların tasarımlarında kullanılmıştı.
Prototiplerden birisi havada başka bir uçakla çarpışınca geriye kalan tek uçakla test uçuşları Aralık 1968’de son bulmuştu. Altı jet motorlu, kanat uçları aşağıya hareketli delta kanatları olan uçağın uçuş ekibi iki kişiydi. Maksimum hızı 3.310km/sa, Mach: 3.1, tavanı 77.350m≈ 23.580km ve menzili 6.899km idi.
33/ Tacit Blue:
Northrop şirketince radarlarda izlenmesi çok zor olan gizli keşif görevlerinde, gerektiğinde hedefleri dost hava ve karasal noktalara aktarabilecek deneysel hayalet uçak olarak tasarlanmıştı. Bir tane prototip üretilmiş, ilk uçuşunu 1982’de yapmıştı.
Northrop Tacit Blue yerde Gövde üstünde motorların hava alığı görülmektedir.
Radarda tespit edilmemesi için kesit küçültmesi amacıyla kavisli yüzeylerinin yanısıra gövde üstündeki tek hava girişiyle iki jet motorunu çalıştırabiliyordu. Elde edilen bilgi ve deneyimler daha sonra B-2 Spirit bombardıman uçağında kullanılmıştı.
Tek kişilik uçağın maksimum sürati 460km/sa, tavanı 30.000’≈ 9.144m idi. Uçuş kumanda sistemleri bilgisayar destekliydi. 1985’te proje durdurulmuştu.
34/ Sacaled Composites Model-281 Proteus:
ABD’li mühendis Burt Rutan ve şirketi Scaled Composites, NASA, Northrop işbirliğinde tasarlanıp üretilmişti. Model-281 Proteus yüksek irtifada uzun süre uçabilme özelliğinde, önlü-arkalı ikili (tandem) kanat sistemi olan deneysel bir uçaktır. Çok yoğun olarak kompozit malzeme ağırlığın azaltılması amacıyla kullanılmıştır.
Model-281 Proteus uçuşta ve gövde altında harici yükle
1998’de tasarlanıp üretimi tamamlanarak ilk uçuşunu yapmıştı. Özellikle iletişim-aktarma istasyonu, her türlü meteorolojik gözlem ve inceleme, normal görsel ve kızılötesi çeşitli fotoğraf çekimi, havadan uçuş trafik kontrol ünitesinin yedeklenmesi, atmosferik radyasyon ölçümü, havadan lazer podu taşıma (silah olması muhtemel) vb. yetenekleri olan uçaktır. Proteus türünün tek örneği olmasına rağmen halen hizmettedir.
İki kişilik ekibiyle, iki turbofan motoruyla tavanı 19.800m≈ 64.960’ dir. Maksimum hızı 504km/sa, menzili kalkış noktasından 1.850km uzakta 14 saat veya kalkış meydanı civarında ise 18 saat görev yapabilmektedir. Gövde altında, merkezde harici yük taşıyabilmektedir.
35/ Solar Impulse:
Tamamen güneş enerjisiyle çalışan deneysel uçak olarak mühendis-pilot Andre Borscherg, iş insanı-pilot Bertrand Piccard ve Swiss Federal Institude of Technology Lausenne tarafından ortaklaşa tasarlanıp iki adet üretilmişti.
Uzun menzilli uçakların ilki 2009’ta tamamlanarak uçmuş, ikincisi, Solar Impulse-2 ise 2014’te tamamlanmıştı. Her ikisinin toplam maliyeti 170milyon USD üzerindeydi.
Projenin amacı sadece güneş enerjisi kullanarak dünya turu yapıp temiz enerjilere dikkati çekmekti. Nitekim Solar Impulse-2, 2015-2016 yıllarında 506 günde (çeşitli arızalar nedeniyle) dünya turunu tamamlamıştı.
Tek kişilik uçağın dört adet pervaneli motoru vardı. Maksimum hızı 140km/sa, tavanı 39.000’≈ 11.887m, yaklaşık 36 saat havada kalabilmektedir. Uçakların birisi müzede sergilenmekte, diğeri ABD şirketine satılmış olup her ikisi de aktif uçabilir durumdadır.
Solar Impulse-2 dünya turu için uçuşta
BAŞVURULAN KAYNAKLAR:
*German Aircraft of Second World War (Smith J. Richardson & Anthony Kay-Putnam &Co, 1978)
*The World’s Strangest Aircraft (Michael Taylor – Grange, 1999)
*Atlas of the World Aviation (Dana Bell – Harper Collins, 2008)
*The Century of Flight (Ray Bonds – Salamander Books, 2004)
*The History of Aviation (Robert Jackson – Amber Books, 2007)
*British Experimental Jet Aircraft (Barnie Hygale – Argus, 1990)
*Experimental Aircraft 1950-2019 (John Davis – Independent Published, 2019)
*Concept Aircraft: Prototypes, X-Planes, and Experimental Aircraft (Jim Winchester – Thunder Bay Press, 2005)
*www.thegrizzled.com
*www.za.investing.com
*www.wikipedia.org
*www.elpoderdelasgalaxias.wordpress.com
*www.warhistoryonline.com
*www.tisdayinaviation.com