Amerikan uçağından dedikodular
THY mi daha iyidir, American Airlines mı? Tartışmasız THY.
New York’tan Los Angeles’a 5,5 saat süren iç hat uçuşunu American Airlines’la (AA) yaptık geçenlerde...
Ekonomi sınıfında koltuklar arkaya o kadar az yatıyor ki, yatıyor demeye bin şahit lazım.
Koltukların arası dar, hizmet kalitesi yetersiz ve sıkı durun 5,5 saatlik uçuş boyunca bir küçük sandviç bile ikram edilmiyor.
Yani İstanbul’dan Londra’ya, Avrupa’nın en batısı Lizbon’a uçmaktan daha uzun bir uçuş bu.
Ama uçakta yiyecek ve içecek servisi yok.
Meşrubat, kola gibi içecekler için de para ödemek zorundasınız.
THY’nin bir saatlik iç hat uçuşlarında bile sandviç servisi yapılıyor.
American Airlines’ta yiyecek servisi olmadığı için de yolcular ellerinde hamburgerler, pizzalar, kolalar, sandviçlerle uçağa biniyor.
Piknik sepeti hazırlayıp gelecekler neredeyse...
Sonra bunlar paketlerinden çıktı, bütün uçağa pizza-hamburger kokusu yayıldı.
THY uçağında lahmacun paketlerinin açıldığını düşünün felaketi anlayın!
AA uçağı içinse son derece normal görüntüler bunlar.
Bu yüzden de hiçbir kabin görevlisi müdahale etmiyor duruma.
Bunlar ekonomi bölümünden manzaralar...
Business’ta da durum çok parlak değildi, orada da sadece içecekler bedava, koltuklar rahatsız...
Gidişte Conan O’Brian oturuyordu hemen önümdeki koltukta, bizim gibi Emmy ödül törenine gidiyordu.
Gece uçuşu olduğu için o da bizim gibi yol boyunca uyudu.
Biraz gazeteleri degileri karıştırdıktan sonra battaniyesini çekip uykuya daldı, bu arada merak eden varsa söyleyeyim, NBC’nin ünlü talk showcusu horlamıyor...
Ama nasıl yapıyorsa bilmem uyurken bile saçlarının önü her zamanki gibi havalı, dik duruyor...
Bu arada Los Angeles’a indiğimizde körüğe yanaşmak için en az 30 dakika beklemek zorunda kaldık uçağın içinde.
Conan O’Brian bıraktığı yerden dergileri kurcalamaya devam etti, bir iki telefon görüşmesi yaptı.
Ama ne o ne de business’taki diğer yolcular arasından ’neden bekliyoruz’ diye hosteslere çıkışan tek bir yolcu yoktu.
Bizde 15 dakika uçağın içinde bekleyince uçak personeli ortalıkta gözükmemeye çalışıyor, linç edilirim korkusuyla...
AA’ın en sevdiğim yanı ise battaniyeleri oldu, THY’nin bataniyeleri çok ince, değiştirmeyi düşünürler mi acaba?..
Los Angeles-New York dönüşünde ise Sex and The City’nin Miranda’sı Cynthia Nixon’la yan yana düştük.
"Seray Sever’in selamı var" dedim ama anlamadı!
Uçağa binerken biraz Emmy ödül töreninden konuştuk, biraz Sex and The City’den...
Malum daha önceden ’dostluğumuz’ var ya!
Uçakta hemen yan taraftaki koltuktaydı, yanında her zamanki gibi kız arkadaşı Christine Marinoni vardı.
Bir eğitim gönüllüsü olan Christine kareli gömleği, pantolonu, oturuşu duruşuyla yol boyu bir erkek gibi Cynthia’ya kol kanat gerdi.
Hatta uçaktan inerken Cynthia’nın bavulunu indirmesine izin vermedi, tutup kendi indirdi.
Christine yol boyu gazetelerin bulmacalarını çözerken, Cynthia zaman zaman uyudu.
Cynthia’nın bir kızı bir oğlu olmasına rağmen dört yıl önce 38 yaşındayken, Christine’le ilişkisini resmen açıklamıştı.
Hollywood’un bu en ilginç lezbiyen çifti hemen tuvalet kapısının yanında oturmalarına rağmen hiç şikayetçi değillerdi hallerinden.
THY’ye, AA’dan çok daha iyi dedik ama bir uyarıda bulunmadan geçemeyeceğim.
10 saatlik İstanbul-New York uçuşlarında neden yenilenen A330’lar kullanılmıyor?
A330’ların business’taki koltukları yatak oluyor, şu an New York seferini yapan uçaklardaki business koltuklar ise tedavülden kalkmalı artık.
Ne yapalım bu kadar rahatlığa yolcuyu siz alıştırdınız...
Cengiz SEMERCİOĞLU-Hürriyet