Önceki gün İstanbul Halkalı’da Atakent Acıbadem Hastanesi önünde kaldırımda yürüyen Hülya Dobur’a, aşırı hızlı olduğu iddia edilen otomobil çarptı. Ağır yaralanan Dobur, götürüldüğü hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Emekli öğretmen İbrahim- Nezahat Dobur çiftinin 4 çocuğundan en küçüğü olan Hülya’nın cenazesi, yapılan işlemlerin ardından THY’e ait uçakla önce Adana’ya, oradan karayoluyla memleketi Osmaniye’ye getirildi.
İlk olarak Yenimahalle 13023 Sokak’taki baba ocağına getirilen Hülya Dobur’un cenazesi, daha sonra Yeni Mahalle Camii’ne götürüldü. Genç kadının cenazesi burada kılınan cenaze namazının ardından merkeze bağlı Sakarcalık Köyü Mezarlığı’nda, gözyaşları arasında toprağa verildi.
'AYNI KADERİ PAYLAŞTIK'
Kızını kaybetmenin acısını yaşayan İbrahim Dobur’u, kardeşleri Hayri ve Ahmet sarılarak teselli etmeye çalıştı. Bu sırada, üniversitede okurken 2008’de Çankırı’da tren çarpması sonucu yaşamını yitiren 22 yaşındaki Şule Dobur’un babası Ahmet Dobur, "Ağabey mezar taşını öpmek çok zor biliyorum. Aynı kaderi paylaştık" diyerek ağabeyi İbrahim’e sarılarak birlikte ağladı.
'SEN BURAYA LAYIK DEĞİLSİN'
Genç kadının annesi Nezahat Dobur ise, defin işlemin ardından başına geldiği kızının mezarına bir avuç toprak atıp su döktükten sonra, "Kızım sen oraya hiç yakışmadın. Erken ayrıldın. Kuzum kalksana, hakkım sana helal olsun, toprağın bol olsun, sen buraya layık değildin kuzum" diyerek ağladı.
Hülya Dobur’un İstanbul’dan gelen mesai arkadaşları da mezarın başında dua edip uzun süre gözyaşı döktü. Baba İbrahim Dobur, taziyeleri kabul ettikten sonra gazetecilerin kazayla ilgili olarak sorusu üzerine, "Olaydan haberimiz yok. Eğer sürücü suçluysa Allah belasını versin" dedi.
İbrahim EMÜL-DHA