Nijerya uyruklu Umar Farouk Abdul Mutallab'ın Delta Havayolları'na ait uçağı havaya uçurma girişiminin son anda engellenmesinin ardından havaalanlarının güvenlik uygulamaları yeniden gündeme geldi.
Amerika'da Los Angeles ve New York'daki havaalanlarında kullanılmaya başlanılan "tam vücut taraması" yönteminin Avrupa kentlerinin havaalanlarında da testlerine başlanıyor.
İngiltere'de Manchester ve Londra'da test edilen tam vücut taraması yolcu başına bekleme süresini 20 saniye civarında uzatıyor.
İki ekranın arasına giren yolcunun vücudu düşük seviye x-ray taramasına benzer elektromanyetik dalgalarla taranıp, ekrana yansıtılıyor.
Üretici firma olan Rapiscan'ın verilerine göre, oldukça tehlikesiz olan bu işlem, yolcu başına yılda 5.000 kez zararsızca tekrarlanabilir.
Rapiscan, taramanın, diş filmi çektirmekten 20.000 kat daha az radyasyon içerdiğini de açıkladı.
"Herşey" görülebiliyor
Yolcunun üzerindeki şüpheli maddelerle birlikte, takılar, piercingler ve hatta genital organlarla birlikte, göğüs büyütme operasyonlarında kullanılan "silikon"ların bile çok rahat görünebiliyor olması, sivil toplum örgütlerinin uygulamaya karşı çıkmasına yol açtı.
Ancak, gene bu sebeplerden ötürü, İngiltere'de yapılan testlerde, güvenlik görevlilerinin bu taramayı çocukların üzerinde yapması yasaklandı. Zira tarayıcıdan çıkan sonuç, çocuğun dış hatlarını oldukça ayrıntılı gösterebildiği için, bu durum çocuk pornosu yasalarına aykırı.
Her bir tarayıcı makine 80.000 Sterline (yaklaşık 193.000 Lira) malolurken, Alman güvenlik görevlileri de, Detroit saldırı girişiminin ardından bu tarayıcıları havaalanlarında kullanma düşüncesinde olduklarını açıkladılar.
İngiliz Hükümeti de, on aylık test sürecinin sona ermesinin ardından, aygıtları kullanma konusundaki son kararını verecek...
milliyet.com.tr