Isparta yakınlarında gerçekleşen müessif kazadan sonra, kamuoyunu yanlış bilgilerle yönlendirmeye çalışıldığı izlenimi veren bir kampanya yürütülüyor.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından görevlendirilen, Kaza Kırım Komisyonu’nun raporu yayınlanmadan başlatılan, gerçek dışı bilgilendirme çabaları, habercilik sınırlarını zorlamanın ötesinde anlam taşıyor. Türk Sivil Havacılık Endüstrisine yönelik haksız değerlendirmelere yol açıyor..
Gerçeği yansıtmayan raporlardan söz edilerek, şirketimizin SHGM tarafından kayırıldığı, uçuş güvenliği yetersizliğinin, ilgililerce göz ardı edildiği izlenimi uyandırılmaya çalışılıyor.Olmayan belgelerden söz edilerek, gerçek anlamda bilgi kirliliği yaratılıyor.
Sadece şirketimiz değil, habercilik iddiasıyla dünyada yeni bir güç merkezi olmaya başlayan, Türk Özel Sektör Sivil Havacılığı baltalanıyor. Son günlerde şirketimizi hedef alan gerçek dışı haberlere ilişkin, doğruları kamuoyuyla paylaşmak kaçınılmaz hale geliyor.
En değerli varlıklarını yitiren insanlarımızı, yeniden üzecek bu acı tacirliğine karşı çıkmak kaçınılmaz hale geliyor.
Ülkemizdeki sivil havacılığın gelişimine paralel olarak, Türk Bayraklı havayolu işletmeleri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve sefer düzenledikleri ülkelerin sivil havacılık otoriteleri tarafından yoğun biçimde denetleniyorlar.
Denetimlerde SHGM tarafından saptanan bulgulara ilişkin olarak, işletmelere 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu ve buna dayalı ; Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğinde (SHY 6-A) belirtilen cezai yaptırımlar (müeyyideler) uygulanıyor. Anılan yaptırımların, uluslararası kriterlere göre belirlendiklerini anımsatmak gerekiyor.
Haberlerde yer alan konu; denetim, SHGM uzmanları tarafından şirketimizde gerçekleştirilen olağan bir denetim işlemidir. Denetimde bazı bulgular saptanarak, eksikliklerin yönetmeliklerde öngörülen yasal sürelerde giderilmesi, doğal olarak şirketimizden istenmiştir.. Haberde söz edildiği gibi; SHGM tarafından saptanan bulgular arasında, uçuş ve seyir güvenliğinin aksatıldığına ilişkin hiç bir madde bulunmamaktadır.
SHGM’nin verdiği yasal sürede,şirketimizce yerine getirilmesi istenen işlemler tamamlanarak, bilgi ve belgeleriyle birlikte yetkililere sunulmuştur.
SHGM uzmanları tarafından, ikinci kez şirket merkezinde denetleme yapımış olup, bu çalışmanın sonunda ilk denetlemede saptanan bulguların, tamamının kapatıldığı, ancak bazılarından tatmin olunmadığı, ilaveten 10 yeni bulgu daha tespit edildiği, bir yazıyla şirketimize bildirilmiştir.
Tesbit edilen yeni bulguların kapatılması için şirketimize 30 günlük süre verilmiştir. Bu süre içerisinde tüm bulgular şirketimiz tarafından kapatılarak, sonuçları, SHGM’ne sunulmuştur. Şok tanımıyla nitelenerek, gündeme getirilen belgeler, olağan denetim işlemlerine ilişkin yazışmalardan ibarettir.
Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği’nin (SHY 6A) İdari Yaptırımlar başlıklı 43. maddesinin “j” bendidinin 1. fıkrası “Uçuş emniyetine etki etmeyen ancak bu Yönetmelik, ICAO ve JAA tarafından belirlenen koşulların tamamının veya bir kısmının kaybedildiğinin tespit edilmesi halinde işletmeciye en fazla üç ay süre verilerek eksikliklerin tamamlanması istenir. Verilen süre içerisinde eksikliklerini tamamlamayan işletmecinin uçuşları durdurularak işletme ruhsatı askıya alınır. Verilen süre içerisinde eksikliklerini gideremeyen işletmecilerin işletme ruhsatları iptal edilir” hükmünü içermektedir.
Bu nedenle denetimlerdeki bulguların sayılarından daha çok içerikleri önem taşımaktadır.. İşletmemizde gerçekleştirilen denetimlerde saptanan bulgular da, yönetmeliğin yukarda belirtilen 43. Maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken nitelikleri taşımaktadır.
Bulguların uçuş güvenliğini doğrudan etkileyen niteliklerde oldukları doğru değildir.
İşletmemiz SHGM tarafından verilen yasal süre içerisinde, yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Denetimlerin sıklığından da anlaşılacağı gibi şirketimize hiç bir ayrımcılık yapılması söz konusu değildir.
Kuşku yaratacak ifadelerle, SHGM üst yönetiminde yer almış çok deneyimli bir uzmanın emekli olduktan sonra, sivil havacılık sektörüne katkılarını sürdürme çabalarını,insanların hayatını hiçe sayan bir kayırmacılık kanıtı gibi sunulmasının, habercilik olarak değerlendirilmesi, Türk Basınına büyük bir haksızlık olur. Bu arkadaşımızın şirketimiz dışında başka bir yapıda görev alması, yadırganacak bir davranış sayılamaz.
Farklı konulardaki denetim raporlarını, uçuş güvenliği ile ilişkilendirme çabalarına dayalı habercilik anlayışının, kamuoyunu yanlış yönlendireceği açıkça görülmektedir. 30 Kasım 2007 tarihinde meydana gelen müessif kaza ile ilgili olarak, Ulaştırma Bakanlığı tarafından oluşturulan “Kaza Kırım Heyetinin” raporu yayınlanmadan, asılsız haberlerin yayılması, başta şirketimiz olmak üzere, Türk Sivil Havcılık Endüstrisine büyük zararlar vermektedir.,
SHGM tarafından hazırlanan raporlarda, şirketimizin İşletme Ruhsatının askıya alınması veya iptal edilmesi ile ilgili herhangi bir ibare yer almamaktadır.. Bu konudaki haber tamamen asılsız ve gerçek dışıdır.
“İşte Ölümcül Hataların Belgesi” diye gizemli biçimde sunulan yazı ise şirketimize her hangi bir konuda verilmiş, izin belgesi değildir. Önceden hazırlanan ve işletmemize gönderilen, denetleme raporuna ilişkin değerlendirme metninin, üst yazısından ibarettir.Bütün havayolu şirketlerine her yıl yapılan olağan denetimlere ilişkin raporların,SHGM’deki çeşitli yöneticiler tarafından imzalanarak bu yöntemle gönderilmesi yerleşik bir uygulamadır. Bu tür yüzlerce yazı, havayolu işletmeleri ve SHGM arşivlerinde mevcuttur.
Türkiye’nin de üye olduğu, uluslararası sivil havacılık kuruluşlarının, SHGM’nin ve tüm hava yolu işletmelerinin temel politıkaları, “sıfır kaza” hedeflidir. Ancak en üst düzeyde gösterilen duyarlığa rağmen, bu tür müessif kazalar uçak imalatcısı ülkeler dahil, sivil havacılık faaliyetlerinin yürütüldüğü her ülkede meydana gelmektedir.
Bu nedenle, özellikle Sivil Havacılık Yasa ve teammüllerine göre çalışan, “kaza kırım heyetinin” raporu açıklanmadan, bu tür asılsız haberlere başvurularak, kamu oyunun yanlış bilgilendirilmesi, tasvip edilmesi mümkün olmayan haksız bir davranıştır. Tüm kamu oyuna saygıyla duyururuz.