Topçu hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirten Oran, “THY Yönetim Kurulu Başkanı hangi ülkede yaşadığını şaşırmış. Burası muz cumhuriyeti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. Ali kıran baş kesen misin yoksa THY Yönetim Kurulu Başkanı mısın? Milletin verdiği yetkiye dil uzatmak, milletin verdiği yetkiden rahatsız olmak Hamdi Topçu’nun haddi de değildir, hakkı da değildir” dedi.
Oran, DHA muhabiri İbrahim Yıldız imzasıyla bugün yapılan haberde Topçu’nun hukuk sınırlarını aşan ifadeler sarf etmesi üzerine yazılı bir açıklama yaparak, yarın Topçu hakkında suç duyurusunda bulunacağını ve en kısa zamanda hakkında tazminat davası açacağın da bildirdi.
Burası muz cumhuriyeti değil
Oran’ın açıklaması şöyle:
“THY Yönetim Kurulu Başkanı hangi ülkede yaşadığını şaşırmış. Burası muz cumhuriyeti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. Burada basın özgürlüğüne inanıyoruz, burada sivil siyasete inanıyoruz, milletin iradesine saygı gösteriyoruz. Bu ülkede basın kamuoyunu bilgilendirmek için herkese soru sorabilir. Bu ülkede millet tarafından görevlendirilmiş milletvekilleri elbette soru soracaklar, araştırma önergesi verecekler, gerekirse gensoru yolunu da kullanacaklar. Bunları da beklesin. Eğer gereken cevap verilmezse bu yollar da açık.
Milletin verdiği yetkiye dil uzatmak haddin değil!
Milletin verdiği yetkiye dil uzatmak, milletin verdiği yetkiden rahatsız olmak Hamdi Topçu’nun haddi de değildir, hakkı da değildir. Basın mensupları bu zata bir soru soruyor, gidip onlara hakaret ediyor. Sen kimsin? Sen ali kıran baş kesen misin yoksa THY Yönetim Kurulu Başkanı mısın? Türkiye Cumhuriyeti ana muhalefet partisi, 89 yıllık CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı, milletvekili soru soruyor ona da efendi gibi cevap vereceksin. Bugün çıkmış bir açılışta edep sınırlarını aşan ifadeler kullanmış. Bu açıkça suçluluk psikolojisinin göstergesi. Bir yarası var ki bu kadar gocunuyor. Kendisine haber veriyorum, demek ki zülfüyare dokunmuşuz, daha da dokunmaya devam edeceğiz. Bu milletin göz bebeği kurumu iyi mi yönetiliyor yoksa kötü mü yönetiliyor, onu da herkese göstereceğiz. Kötü yönetimi için mecliste, haddi aşan ifadeleri için de hukuk önünde mutlaka gereken hesap sorulacak.
Önergeyi yanıtlamam diyorsan bırak o makamı
Hiç aklından çıkarmasın. Her şeye rağmen bu ülke o arkasına saklandığınız ağababalarının sirki değil. Bu milletin hala mahkemeleri var, bu milletin vekilleri var. Bu milletin vekilleri, bu milletin Uğur Dündar gibi cesur gazetecileri gereken hesabı sorar. Siz de paşa paşa çıkıp gereken hesabı vereceksiniz. Yazılı soru önergelerini de cevaplayacaksınız. Diyorsan ki “yok ben cevap vermem” o zaman bırakacaksın o THY Yönetim Kurulu Başkanlığını, kalkacaksın o koltuktan geleceksin siyasete orada hesaplaşacağız. Diyorsan ki “benim nasılsa ağababalarım var, onlar beni korur” o zaman sana bu şemsiyeyi kim tutuyorsa o çıksın karşımıza onunla hesaplaşalım. Hiç kimsenin piyonuyla uğraşacak değiliz.
Siyasete girince şirketten ayrıldım
Hamdi Topçu’nun açıklamasına bakıyorum, bu açıklama bir maliyeci için de ciddi bir iş adamı için de sınıfta kaldı. Birincisi insan dürüst olacak, gerçeği söyleyecek, iftira etmeyecek. Ben siyasete girdiğim günden beri hiçbir şirketin yöneticisi değilim. Bahsettiği tekstil fabrikasını da ben yönetmiyorum. Siyasete hevesli bu arkadaşa ilk tavsiyem, “bir şey soracaksan önce araştır” araştırmadan sorarsan, yaya kalırsın. Bak biz araştırıp soruyoruz, nasıl ortalık yangın yerine dönüyor, nasıl yüzler kıpkırmızı cevaplar veriliyor görüyorsun.
O fabrika ödüllü
İkincisi bahsettiği tekstil fabrikası, sosyal demokrasinin en ileri örneği İsveç’teki çok ciddi bir şirketin en büyük tedarikçisidir. 20 yıldır sürekli denetlenir. İnsan hakları ve çevre konusundaki hassasiyetinden dolayı, Ortadoğu ve Balkanlar bölgesindeki ilk ve tek ‘yeşil fabrika’ ödülünü almıştır. Şimdi burası bir tekstil fabrikası, Hamdi bey bu fabrikayı bir havayolu şirketiyle karşılaştırıyor. Hamdi bey, hatırlatıyorum tekstil fabrikasında pilot yok. Elmayla armutu karşılaştırma. İftira yolundan da vazgeç. Bir de “kaç elemanına asgari ücret veriyor” diye soruyor. Hatırlatıyorum, asgari ücret vermemek suç, bunu bile bilmiyor. Ya da kendisi herhalde asgari ücret vermemeyi bile düşünüyor. Böyle yolları çok iyi biliyor herhalde.
Sendikalarla birlikte mücadele verdik
Üçüncüsü benim sendikayı fabrikaya sokmamakla övündüğümü iddia etmiş. Kendisine hatırlatıyorum yalan söylemek hem suç hem günah. Ben yıllarca sivil toplumla gönül gönüle birlikte çalışmış, sendikalarla hak ve özgürlük mücadelesi vermiş bir insanım. Biz ışınlanma metoduyla, paraşütle koltuğa gelmedik, biz buralardan, bu mücadeleden siyasete geldik öyle de devam ediyoruz. Kendisi önce sendika hakkı talep den 305 kişiyi gece yarısı, kısa mesajla nasıl işten çıkardı, onun hesabını versin.
Basiretli tüccar değilsin
Dördüncüsü, ben hayatımda ilk kez şirketi zarar etmiş bir insanın 9 milyon dolar para batırmayı normal kabul ettiğini gördüm. İş adamlığında, maliyecilikte böyle bir şey yok. Bu milletin parasını kaybetmeyeceksin. Türk Ticaret Kanunu’nda “basiretli tacir”den bahsediyor. Basiretli tacir gibi davranacaksın, işini iyi yapacaksın. Basiretin yoksa da görevi bırakacaksın.
Kendisine ilan ediyorum, bir yanlış yapmışsa bunun hesabı da sorulacak, bu millet de gözbebeği THY nasıl yönetiliyor onu mutlaka görecek, hiç merak etmesin. SPK’ya göre, halka açık şirketlerin yöneticileri zaten bu iddialara açıkça cevap vermek zorunda. Hamdi Topçu’nun da görevi cesur gazeteci Uğur Dündar gibi insanları, milletvekillerini tehdit etmek değil, çıkıp adam gibi hesap vermek. O görevini iyi yapsın.