Yapılan açıklamada yönergelerin izin vermesine rağmen yapılan planlamaların akla ve bilime aykırı olduğu belirtildi. THY’de yeterli sayıda pilotun bulunmasına karşın, uçuş planlamalarının ‘nasıl olsa yönerge izin veriyor’ diye üzerinde fazla düşünülmeden yapıldığını açıklayan sendika, THY yönetimini planlamaların daha dikkatli yapılması konusunda bir kez daha uyardı.
İşte sendikanın bu uygulamaya örnek olarak gösterdiği bir uçuş programı:
1.Gün: 19.45 İstanbul-Esenboğa-Viyana-Esenboğa----05.55(lokal)
2.Gün: 19.10 Esenboğa-Viyana-Esenboğa------------- 03.10(lokal)
3.Gün: 20.15 Esenboğa-Arlanda-Esenboğa------------ 06.30(lokal)
4.Gün. 20.05 Esenboğa-Hannover-Esenboğa-İstanbul-09.05(lokal)
Sendika açıklamasında yapılanın basit bir ayrıntı değil, çok önemli ve esaslı bir yorgunluk faktörünün es geçilmesi olduğu vurgulanıyor ve THY yönetimi uçuş emniyeti ile ilgili riskleri görmezden gelmekle suçlanıyor. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“Olay çok vahimdir. Bu tür planlamalarda önceleri mazeret olarak sunulan ne personel eksikliği, ne de yoğunluk vardır. Bu sadece planlama yapamayan ve çalışanlarını makine gibi gören anlayışın doğal sonucudur. Şirketimiz büyümüştür, ama uçucu personel sayısı da büyümüştür. Bunun getireceği stardardize, kalite ve uçuş emniyeti sorunlarıyla baş edebilmek ancak çok dikkatli ve insan faktörünü önemseyen bir anlayışla aşılabilir. Havacılık kültürü ve uçuş emniyeti konusunda birazcık olsun donanımlı, deneyimli bir yönetici bu programa onay vermemelidir. Belki 45 yaşında diye işten çıkartılan deneyimli kabin amirlerinden birisi bile bu birimlerde görevlendirilirse bu aksaklığı gösterecektir. Ama ne akla hikmetse havacılık kültürü ve uçuş emniyeti ısrarla bu birimden uzak tutulmaktadır.
Sendikamız yasal yollardan bu anlayışla mücadelesini sürdürecek ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Avrupa’daki yetkili kuruluşlar ile Star Alliance nezdinde girişimlerde bulunacaktır”.
Bildiride THY yönetiminin eski alışkanlıklarını sürdürerek, uçuş emniyeti ile ilgili riskleri görmezden geldiği belirtilerek, “Tüm bilimsel raporların hem fikir olarak söylediği gibi ‘Uyku süresi, sirkadyen ritmi ve uyku kaybı da dahil olmak üzere yorgunluğa katkıda bulunan çok sayıda etken bireysel düzeyde tehlikeli performans kayıplarına yol açabilir. Bu ekip dördüncü günün sabahı Ankara’ya inip, biraz da bekletildikten sonra İstanbul için uçağa bindiğinde böyle bir tehlikenin olmadığı garantisini kim verebilir? “ deniliyor.
Yapılanın münferit bir ekip planlama hatası olmadığı vurgulanan açıklamada programı yapan Ekip Planlama’nın ve yöneticilerin olayın farkında olduğu, benzeri paternlerin ısrarla sürdürüldüğü belirtiliyor. Hava-İş yönetimi yapılanın basitçe bir ayrıntı değil, çok önemli ve esaslı bir yorgunluk faktörünün es geçilmesi olduğunu öne sürdü.
Hazırlanan bildiri tüm uçucu personele dağıtılarak, personel konuyla ilgili bilgilendiriliyor.