Bir öğretim üyesi arkadaşım 9 Temmuz günü THY’nin 21.40 uçağı ile günübirlik geldiği İstanbul’dan Bodrum’a geri dönüş yaptı. Çünkü o gün, dekan olarak görev yaptığı Maltepe Üniversitesi’nde mezuniyet töreni vardı. O yüzden gelmişti İstanbul’a.
Uçağa bindi, koltuğuna oturdu. Havalandırma çalışıyordu ve hafif bir koku vardı... Alerjisi olduğundan rahatsız oldu ve öksürmeye başladı. Hostesi çağrı düğmesine bastı ve biraz geciken hostesten “su istedi...” Ve bakın nasıl bir cevap aldı:
“Uçak kalktıktan sonra yemek servisi yapacağız, o zaman su vereceğiz...”
Arkadaşım “Suyu şimdi istiyorum” diye zorlukla konuştu. Hostes yine cevap verdi: “Siz ilaç mı kullanıyorsunuz? O yüzden mi şimdi su istiyorsunuz?”
Yalnız o değil, diğer müşteriler de hostese öyle bir baktılar ki, hostes hanım mecburen suyu getirdi... Böyle bir havayolu şirketi, birinci ligde bir havayolu şirketi olabilir mi?
Erman Yerdelen ve Tezcan Yaramancı ikilisinin, ardından gelen Cem Kozlu döneminin, o yıllar dünyada kimsenin haberi bile olmadığı THY’yi zirvelere taşıdığı, dünyanın dev şirketlerini geçtiği dönemlerden beri, THY kalite açısından sürekli aşağı gidiyor... İkinci lige düşüyor Sayın Bakan Binali Yıldırım... Ama farkında bile değilsiniz.. Kral çıplak beyler, kral çıplak...
Bakın, sadece benim yakınlarımdan THY ile “uçma hatasında bulunan” kimlerin başına neler geldi şu yakınlarda?
Örneğin, Paris ve Madrid uçaklarında Business Class’ta, birinde verilen et bozuktu, diğerinde verilen somon. Kokmuştu resmen. Kimse yemeden iade etti. Hostesler de “haklısınız efendim” dediler o kadar...
Merkezi Avusturya’da olan Do ve Co isimli bir Türk şirketine ihale edilmiş yemek işleri. Bakın neler oluyor bu işlerde:
Temmuz ayında Türkiye’nin önemli bir gayrimenkul danışmanı, bir arkadaşı ile birlikte Amsterdam’dan İstanbul’a THY ile uçuyor. Bilin bakalım ne oluyor? “Yedikleri köfteden zehirleniyorlar...” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın bunlardan haberi var mı? Varsa ne yapıyor?
Kokmuş et ve balık servisi yapılan THY’yi görünce, aklıma Erman Yerdelen, Tezcan Yaramancı ve Cem Kozlu’nun THY’si geliyor. Gururla uçtuğumuz, bütün yabancı dostlarımıza aynı gururla önerdiğimiz Türk Hava Yolları ne hallere düştü.
Sayın Bakan Binali Yıldırım; İstanbul-Amsterdam uçağı 3 saat rötar yaptı. Hacıları bekledi. Hacılar bindi. Uçakta yabancılar da vardı. Hacılardan biri mikrofonu eline aldı. Ne pilot engelledi, ne hostesler. Adam yabancıları dehşet içinde bırakıp Kur’an okudu o mikrofondan. Adamlar korku içindeydiler. Çünkü ne olduğunu anlamamışlardı. Uluslararası kurallara göre bu suçtur. Şimdi soruyorum size “Ne gibi bir işlem yaptınız?”
Peki, hiç mi iyi bir şey yok? Var. Bir dönem nedense (!) sadece Cola Turka vardı THY uçaklarında, Kimse içmeyince ve şikayetler ayyuka çıkınca şimdi dengelediler. Bilinen Cola markaları da var artık. Hatta Light’ı bile...
Önce şu Avusturya’daki şirketi değiştirin. Kim bilir kimin nesi? Sayın Bakan Yıldırım bir uçuşunuzda vişne reçeli isteyin de rezaleti gözlerinizle görün. Herkese verdikleri o “garip markalı” vişne reçelinden... Bir zahmet Erman Yerdelen’i de arayın vaktiniz varsa.
Son not: Mart ayında THY’nin Paris-İstanbul uçağında olup bitenleri şikayet eden bir yolcunuza, ağustos ayına geldik daha cevap bile vermediniz. Ne biçim havayolu oldunuz siz ey THY yönetimi ve Bakan Yıldırım?
Sedat SERTOĞLU/Akşam