THY ve yemekleri
Dün öğlen çok eleştirdiğim THY’nin yemeklerini yapan DO&CO’nun sahibi Atilla Doğudan’la yemek yeme fırsatım oldu. Atilla Bey, asıl evi Barcelona’da olan, ama şirketi Viyana merkezli bir uluslararası “caterer.” Kendisi hakkında epey haber çıktı basında, tekrar etmeyeceğim. Dünyanın en önemli organizasyonlarına yemek hizmeti veriyor.
Benim kendisine yemekler hakkındaki temel eleştirim şu oldu: Acaba THY sofistike yemek yapma uğruna lezzetten taviz mi veriyor, daha basit ama daha lezzetli yemekler mi tercih edilmeli?
Atilla Doğudan, karada yenen her yemeğin havada da ikram edilebileceğine inanıyor. Bunun için gerekli şartların ve eğitimin oluşması gerektiği görüşünde. THY için de zamanla kalitenin daha da artacağını söylüyor.
Doğrusu verdiği katalogda Cathay Pacific için yaptığı Tuna Tataki’de gözüm kaldı. Neden THY’de de böyle yemekler olmasın ki?
Benim açımdan çok olumlu bir yemek oldu. Bütün eleştirilerimi teker teker söyleyebildim, hiçbir alınma, gücenme olmadan konuşabildik. Kimilerine hak verdi, kimilerinin gerekçelerini açıkladı. Ancak beni asıl etkileyen tarafı vizyonerliği oldu. Bunu da laf arasında söylediği bir cümleden çıkarmak mümkündü: DO&CO’nun havalimanındaki yemek fabrikası yenileniyormuş ve bu iş parlayan Türk mimari grubu Autoban’a verilmiş. House Cafè’lerle yıldızı parlayan Autoban’ı nereden bulduğunu sordum ve bana dört-beş sene önce Wallpaper dergisinde gördüğünü söyledi. O zamandan bu zamana takip ediyormuş, şimdi de beraber çalışma fırsatları olmuş.
Kendisiyle tanıştığıma çok memnun oldum, böylece ileride eleştirilerimi doğrudan iletebilmem için bir diyalog da kurmuş olduk.
ORAY EĞİN-Akşam