THY’de Uçuş İşletmeden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı makamına yapılan atamanın ardından okurlarımızdan çeşitli yorumlar ve mesajlar aldık. İşte bunlardan birini, ismini vermeyen bir THY çalışanından gelen yorumu sizlerle paylaşıyoruz.
“Bu değişiklik de olmasaydı neredeyse THY uçuş işletme genel müdür yardımcılığının adını unutacaktık! Yaklaşık bir yıldır, ne operasyonel ne de idari anlamda hiç bir tasarrufuna rastlanmıyordu ve çalışanlar, neredeyse bu bölümü unutma aşamasına gelmişlerdi.
İşin ilginç yanı; bu makamda oturan kişi de durumdan hiç rahatsız görünmüyor, kendi halinde mutlu mesut vaziyeti idare ediyordu. Gerçi, uçuş işletme genel müdür yardımcılığının, kurumsal olarak işlev ve gücünü kaybedeli üç dört yıldan fazla olmuştu ama eski müdür yardımcısı sık sık ortalıkta yani şirketin değişik bölümlerinde çalışanlarla birlikte göründüğü için bu bölümün varlığı unutulmamıştı.
Oysa böyle mi olmalı?
Gerçek bir havayolunun, gerçek bir profesyonel yönetiminde bu bölümün ehil ellerde bağımsız olarak çalışabilmesi hem kurumsal hem de yasal zorunluluktur. Ama ne yazık ki, ülkemizde işler maalesef böyle yürümüyor.
Peki, bu son atama ile birlikte yönetim anlayışında bir değişiklik ya da durumu arapsaçına dönen uçuş işletmenin sorunlarının çözümünde bir umut olacak mı? Kesinlikle hayır! Ve yanıt “hayır” olduğu gibi bir de işlerin daha da karışma olasılığı var. Nedeni de; üç kişilik icra komitesinin gün geçmesin ki aldığı kararlar… Dünyanın hiç bir havayolunda, işletme prensiplerine bu kadar aykırı uygulamaların, ne bu denli hızla işleme konduğu görülmüş, ne de bu zor günler, amatör insanlarla aşılmaya çalışılmıştır. Ama gelin görün ki; yaptıkları her şeyin havacılıkta devrim olduğuna kendilerini inandırmış üç kişilik icra kurulu, diğer bölümlerde olduğu gibi geçen bu süre içinde uçuş işletmenin de kendine has tüm kriter ve inceliklerine sahip olduklarını varsaymaktadırlar.
Hal böyle olup, her konuda kendi istediklerini uygulayacaklarsa, atanacak kişinin kim ve nasıl biri olmasının ne önemi var? Onlara göre, atanacak kişi, toplumun fazla infial gösteremeyeceği birisi olsun yeter… Böylece toplumun hem gazı alınmış olur hem de “acaba bir şeyler yapabilir mi?” beklentisi ile insanlar bir süre daha uyutulur.
Son örnek de, hani derler ya; “cuk oturmuş!”… Yeni genel müdür yardımcısı, A. Asaf Bora tam bu tanıma uyacak kadar düzgün, kibar, beyefendi ve mesleğinde başarılı bir kaptan… Bilemeyiz önüne her getirilene sorgusuz sualsiz “evet” der mi? Ya da bir süre sonra dayanamayıp başka bir yol izler mi? Kuşkusuz, bu koşulları bildiği halde bu göreve kendi talip olmadıysa…
Gelişi nasıl olduysa olsun, kendisine başarılar dileyelim. Kolay gelsin…”