TALPA Başkanı Muzaffer Özacar, Haber Müdürümüz Süleyman Şen’in riskli bölgelere yapılan sivil uçuşlar konusunda kamuoyunu aydınlatma amacıyla bir girişimleri olup olmayacağı yönündeki sorusunu yanıtladı. Özacar, “Sitemizde bunu kısa sürede yayınlayacağız. Bu süre 48 saati geçmeyecek. Konu hakkındaki görüşümüzü belirteceğiz” dedi.
“Duyurunuz veya açıklamanız ne yönde olacak?’ şeklindeki sorumuza Özacar, “Olumlu yönde olacak tabi ki. O riske değer mi? Bir atasözü var biliyorsunuz, ‘Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değsin’ gibi. Şirketler gerçekten bu konuda çok iyi kazançlar sağlıyor. DHL dediğimiz kargo taşıma şirketi sizi kiralıyor diyelim. O şirket adına taşıma yapıyorsunuz. Riskli olduğu zaman ücretler artıyor. Taşıdığınız kargo, diyelim Avrupa’ya 1 dolara taşıyorsunuz, oraya belki 2 dolara taşıyorsunuz. Bu kazanç göz ardı edilemiyor. Bu konuda bir duyurumuz olacak” cevabını verdi.
YAPTIRIM GÜCÜMÜZ YOK
TALPA Başkanı Muzaffer Özacar, “Bizim yaptırım gücümüz yok. Dernek sadece ikaz etmek veya hatırlatmak şeklinde bir uyarıyı yayınlar. Yoksa yaptırım gücümüz yok” şeklinde konuştu.
Hatırlanacağı gibi Airkule.com, Bahreyn-Bagram seferini yapan ACT Havayolları’nın Airbus 300 tipi uçağının Afganistan’da inişinden kısa süre önce saldırıya uğradığını ve uçakta yaşanan çok şiddetli patlamayı gündeme getirmişti. Uçağın ve kırılan sol dikmenin fotoğrafları ile emergency iniş anındaki video görüntüsünü de yayınlayarak büyük bir başarıya imza atmıştı. Airkule.com yazarlarından Kaptan Pilot Bahadır Altan da bu haftaki yazısında TALPA’ya bir çağrıda bulunarak, dünyanın çeşitli riskli bölgeleri için yayınlanan AIP(Aeronautical Information Publication -Havacılık Enformasyon Yayını'larını gündeme getirmiş ve buralara uçan Türk havayolu şirketleri ile kamuoyunun dikkatini çekmek için TALPA’ya görev düştüğünü yazmıştı. Bahadır Altan yazısının bir bölümünde şu satırlara yer vermişti:
“Ama artık batılı şirketler bu bölgelere askeri uçaklar dışında hemen hiç uçak göndermezken, neden Türk şirketlerinin bu uçuşları yaptığını sorgulama zamanı gelmedi mi? Uçuş ekiplerinin yüksek kâr peşinde nasıl bir riske atıldığını görmek için bir sonraki uçağımızın düşmesi ve arkadaşlarımızı yitirmemiz mi gerekiyor? Bizim kargo şirketlerimiz ACT ve Kuzu Kargo dışında, ya da Bağdat’a uçan THY ve Erbil’e uçan Atlas dışında (Bilgim dışında başkaları da olabilir) bölgeye gitmeyen batılı şirketler para kazanmak istemiyor mu dersiniz? Peki bu uçuşlar için hem de çok pahalı bilet sattıkları yolcuların AIP’de yazılan riskleri bilme hakkı yok mudur? Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bu konuda denetim görevini neden askıya alıyor?
AIP yayınlarında yazılı riskler bu sitede defalarca yayınlandı. Ama kamuoyu ne yazık ki kaza olmadan, insanlar ölmeden harekete geçmiyor! O halde ne yapmalı?
Sorunun cevabını yıllar önce MNG şirketinin pilotları vermişti. O zamanki MNG, şimdiki ACT patronlarınca yönetiliyordu. Pilotlar işgalin ilk yıllarında, çok daha riskli dönemde Bağdat’a yapılan uçuşlara hep birlikte kocaman bir “HAYIR” ile, “Biz bu seferi yapmayacağız!” dediler. Mesleğimiz açısından bu örnek duruşu sergileyen arkadaşlarımı selamlıyorum. Şimdi bu duruşa şiddetle ihtiyaç var.
Riskli bölgelere yapılacak uçuşlarla ilgili kamuoyunu aydınlatma ve pilotları toplayarak kararlar alıp uygulama sorumluluğu Pilotlar Derneği, TALPA’nın omuzlarındadır.
Evet, top TALPA’dadır.
Umarım ACT uçağı gibi taca atılmaz!..”