Rötarların nedeni, lodos değil havaalanı
Atatürk Havalimanı’nda normal şartlarda saatlik iniş kalkış kapasitesi 55, güney rüzgârları estiğinde ise en fazla 42 imiş.
Normal şartlarda Atatürk Havaalanı’na iç hatlarda sefer yapan uçaklar günde 291, dış hatlarda sefer yapan uçaklar günde 592 iniş kalkış yaparlarmış. Toplam günlük iniş kalkış sayısı ortalama 883 imiş.
Atatürk Havaalanı’na iniş kalkış yapan ve iç hatlarda uçuş yapan uçakların yüzde 75’i, dış hatlarda iniş kalkış yapan uçakların yüzde 69’u THY uçakları.
Bu nedenle Atatürk Havalimanı’nın “iyi işletilmesi” her havayolu işletmesi için önemli ama THY için daha da önemli..
İyi işletme ne demek? İniş kalkış pisti iyi olacak. Taksi yolları iyi olacak. Park yerleri iyi olacak, kontrol kulesi iyi çalışacak. Bütün bunların sorumlusu DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi)
Açık anlatımıyla yerli yabancı uçak havalanamıyor, havaalanına ulaştıktan sonra saatlerce havada kalıyor ise sorunlusu havayolu işletmecileri değil DHMİ.
Gecikmeler havayolları işletmelerini büyük zarara sokuyor. Hele hele petrol pahalılığı karşısında gecikmeler şirketlere yıkım oluyor.
Kapasite artırılmalı
THY’den Dr. Ali Genç diyor ki, “Bir günlük gecikmenin hasarını iki üç günde toplamak mümkün olabilir. Çünkü personel düzeni, birbiri ile bağlantılı uçuşlar nedeniyle uçuş proğramı altüst oluyor.”
Güngör Uras’ın yazısının devamı için TIKLAYINIZ…