İşte Küçükkaya’nın yazısı…
Ziyaretin ilginç ayrıntılarına ve Bakan'ın önemli açıklamalarına geçmeden Lindau'ya inmeden hemen önce yaşadığımız heyecan ve endişe dolu o olayı aktarayım.
İstanbul'dan 2 saat 15 dakikalik bir yolculuk sonunda uçağımız alana doğru alçalmaya başladı. Almanya'nın en güzel bölgelerinden bir ada kenti olan Lindau'ya doğru inerken pencereden yeşillikleri izliyorduk. Uçak artık piste iyice yaklaşmıştı ve teker koymasına en fazla 1-2 saniye kalmıştı. Bir anda uçak yeniden süratlendi ve havalanmaya başladı. Çünkü pist başında Chesna tipi bir uçak duruyordu. Havalanması gerekirken ağırdan alınca pistte kalmıştı. Eğer bizim uçak piste inseydi çarpışma kaçınılmazdı. Kaptanın uçağı gördüğü anda kule de 'pas geçin, pas geçin' anonsu yapıyordu. O anons geldiğinde piste 20-25 metre kalmıştı. Ata uçağı yeniden Lindau semalarındaydı ve 15 dakika sonra iniş gerçekleşti.
BAKAN'DAN KAPTANA TEŞEKKÜR
Bakan Egemen Bağış, uçaktan inerken kokpite gitti ve kaptan ekibe teşekkür etti, onlardan bilgi aldı.
Ben de Bakan'a detay sordum, 'Burası küçük havaalanı olduğu için yoğun trafikten etkilenmiş olabilirler. Kaptan çok tecrübeli' dedi.
Ben de hemen uçağa dönüp kaptan pilot Ethem Ayık ve ikinci kaptan Emin Süren'le konuştum. Biraz zorla da olsa cep telefonumla fotoğraflarını çekmeye izin aldım.
Avrupa Birliği Genel Sekreteri Volkan Bozkır'dan öğrendim; Ethem Ayık, Özal zamanında 1988'de Ata uçağı (o zamanki adı Ana idi) alındığında göreve başlamış. Yani kaptan 22 yıldır bu uçakla uçuyor. Kendisi de hava kuvvetleri kökenli askeri pilot.
İsmail Küçükkaya-AKŞAM