İşte Tolga Turgut’un yazısı:
Duty free gelirleriyle tehlikeli oyun
Duty free’lerde limitler kısıtlandığı veya alışveriş olmadığı takdirde, yerli ve yabancı turistler ihtiyaçlarını yurtdışından satın alıp diğer ülke ekonomilerine katkı sağlayacaklar.
Ülkemizdeki önemli havalimanlarının terminal binaları, hatırlayacağınız üzere 1997 itibarıyla özelleştirmeler kapsamında ihale edildi, yenilendi, uluslararası marka oluşturan firmalarımız gelişti, on binlerce insana ise direkt istihdam sağlandı. Hiç şüphesiz bu özelleştirmelerin başarısında havalimanlarındaki duty free’lerden (gümrüksüz satış mağazaları) elde edilen gelirler lokomotif oldu. Ancak hükümet AB’yi örnek alarak duty free gelirlerinde kısıtlama yapmak hatta havalimanları, limanlar ve karayollarında bu işletmeleri kapatmak gibi yanlış bir çalışma içerisinde!
Konumuz havacılık olduğu için durumu dünya havacılık penceresinden sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz yolcular, AB ülkeleri hariç, her memleketin havalimanlarında yer alan duty free mağazaları sayesinde kişisel ve/veya hediyelik ürünleri belirli vergilerden muaf yani daha ekonomik olarak satın alabiliyoruz. Sınırlar kalktığı için duty free mağazalarının bulunmadığı AB ülkelerinde ise yolcular benzer bir ‘Travel Value’ konseptinde avantajlı alışveriş imkanı buluyor. Havalimanı işletmecilerinin duty free’lerden sağladığı gelirler ise, dolaylı olarak hem daha modern altyapılı terminallerden uçuş yapmamızı hem de bu seyahatlerin daha ekonomik hale gelmesini sağlıyor.
BU GELİRLER ÖNEMLİ
Çok değil bundan 25-30 yıl önce hepimiz pahalı uçak bileti fiyatları ile otogarlara benzeyen ilkel yapılardan seyahat ediyor, sokak büfelerini andıran duty free mağazalarından alışveriş ediyorduk. 80’li yıllarda İngiltere’de başlayan ve 1990 ortalarında yap-işlet-devret modeliyle ülkemize yansıyan terminal özelleştirmeleri sayesinde daha modern, teknolojik ve medeni koşullarda seyahat imkanlarına kavuştuk.
Ülkemizde havalimanları yerine terminal özelleştirmeleri yapılmakta, terminal işleten firmaların yüzde 30-45 civarındaki gelirleri duty free mağazalarından elde edilmektedir. Bu geliri kısıtlanan veya kesilen bir terminal işletmecisinin devlete kirasını ödeyebilmek üzere, müşterisi olan havayoluna sunduğu asıl hizmetlerde fiyat artışı yapmaması, ülkemiz dahil tüm dünyada ekonomik uçuş imkanı sağlayan düşük maliyetli havayollarına sunacağı şartların rekabetçi olabilmesi, yolcuya sağlayacağı konforu artırılabilmesi, artan maliyetlerin bilet fiyatlarına yansıması durumunda yolcu kapasitesini değil artırmak bu seviyelerde tutabilmesi mümkün olabilir mi? Sonuçta dolaylı olarak havayollarının yolcu kaybetmesi, küçülme veya iflasları söz konusu olabilir, böylece büyümekte olan havacılık sektörümüz darbe yediği gibi yüzlerce insan işsiz kalabilir.
ZİNCİRLEME ETKİ
Zaten 18 yaş altına satışı mümkün olmayan alkollü içki reklamlarının yasağı ile başlayan, ürün satışlarındaki limitlerin artması ve benzer kısıntılar, hatta kapatma tehdidi ile devam eden girişimlerin, havacılık sektörüne vuracağı darbenin büyüklüğünü bilen bir kişi olarak endişe ile takip ediyorum.
Bu kısıtlamaları yapmak için AB üyeliği mazeret olamaz, zira AB’ye girmemize en iyi ihtimalle 10 yıl var ki, AB’de bile doğru bir vergi mevzuatı ile eskiden duty free olan mağazalar kısa bir sürede ‘travel value’ adı altında benzer ciroları yapmaktalar. Ancak AB benzeri bir travel value konsepti maalesef ülkemiz tam AB üyesi olmadan hayata geçirilemez.
Ülkemizde terminal özelleştirmeleri ile bazı havalimanlarımızda yap-işlet-devret, diğerlerinde ise işlet-devret modelleriyle toplamda 10 milyar doların üzerinde bir bedel karşılığında, süreli işletmeler taahhüt edilmiştir. Özünde kamuya ait olmak suretiyle ihale edilen terminalleri işleten TAV, IC-Fraport, Limak, ATM gibi firmaların söz konusu kiraları ödeyebilmeleri, sektörde on binlerce istihdamı devam ettirebilmeleri için gümrüksüz satış mağazalarından elde edilecek gelirler çok önemlidir.
Ülkemize yılda 20 milyon civarında turistin (ki yüzde 90’ı havayolunu tercih eder) geldiğini düşünürsek ülke ekonomisine duty free mağazalarının yarattığı sıcak döviz girdisinin yadsınamayacak kadar değer taşıdığını görebiliriz.
Duty free cirolarının, terminal işletmecilerine sağlayacağı gelir, işletmeci firmalardan devletin alacağı kira, sağlanacak istihdam ve iş potansiyeli, oradan da havayollarının oluşturacağı bilet fiyatlarına kadar olan zincirleme etkisinden söz ediyoruz.
Unutmamak gerekir ki yolcuların biletlere ödediği bedel, maliyetlerle belirlenir. Bilet gelirlerinden havayolu, havalimanı, petrol şirketi, yer hizmetleri şirketi ve diğerleri pay alırlar. Dünya çapında artan ve artacak rekabet sonucu bilet fiyatları ortadayken, hükümet başarı ile milyarlarca dolara yaptığı ihalelere ait ödemelerin terminal işletmecileri tarafından nasıl gerçekleştirileceğini düşünmektedir acaba?
11 Eylül sonrasında, güvenlik nedeniyle ABD, AB ve bazı diğer ülkelere yapılan uçuşlarda yolcu beraberinde taşınacak ürünlerin sınırlanması sebebi ile zaten havalimanı duty free gelirleri olumsuz etkilenmiş durumda. Hal böyle iken, zaten kişi başı belli limitlerdeki duty free alışverişlerini esnetebilme çalışmaları yerine, mevcut kısıtlamaları artırmak veya duty free’leri kapatmak gibi çağdışı düşüncelerle ülkemizde yükselme ivmesindeki havacılık sektörünü yavaşlatma düşüncelerini anlamakta güçlük çekiyorum. Yaptığımız uluslararası yolculuklar sırasında limitler dahilinde vergi muafiyetiyle aldığımız ürünler hariç, diğer tüketimlerimizde zaten ülke vatandaşı olarak devletimize gerekli vergileri ödüyoruz. Limitler kısıtlandığı veya alışveriş olmadığı takdirde, yerli ve yabancı turistler ihtiyaçlarını yurtdışından satın alıp diğer ülke ekonomilerine katkı sağlamayacak mı?
Şu andaki bu yanlış yaklaşımın benzeriyle çok yakın geçmişte ülkemiz kumar turizmini yok ettik. Kumar yasağı sonrasında, Türkler kumar oynamak için farklı ülkelere gidip o ülke ekonomilerine katkı yaptı, ülkemize kumar turizmi için gelen turist gelirleri de yok oldu.
Havacılık sektöründe yapılan milyar dolarlık ihalelerin devamı, büyük ölçülerdeki istihdamın sağlanması, bu sayede sektörün ve ülke ekonomisinin kalkınması isteniyorsa, gümrüksüz eşya satış mağaza gelirlerini negatif etkileyecek çalışmalardan kaçınmak şarttır.