Lufthansa Havayolları alternatif yakıt kullanımına yönelik olarak yeni bir adım atıyor. Lufthansa Şirketler Grubu bünyesindeki uçaklar önümüzdeki ilkbahar döneminden itibaren Oslo Havaalanı’ndaki tüm uçaklarında yakıt olarak biyokerosin karışımı kullanacaklar. Lufthansa Şirketler Grubu kısa süre önce dünyanın ilk havayolu şirketler grubu olarak Norveç petrol şirketi Statoil Aviation ile yeni yakıtın kullanımına ilişkin bir sözleşme imzaladı. Böylelikle Lufthansa alternatif yakıtların araştırılması, denenmesi ve kullanılmasına yönelik olarak dört yıldan uzun süredir yürütmekte olduğu süreci kararlı bir şekilde sürdürmüş olacak.
5 BİN UÇUŞTA KULLANILACAK
Statoil Şirketi Mart 2015’den itibaren bir yıl süreyle sürdürülebilir koşullarda üretmiş olduğu ve buna uygun şekilde sertifikalandırmış olduğu 2.5 milyon varil biyolojik temelli yakıtı Oslo Havaalanı’nın tanklarına yükleyecek. Bu dönem içinde Lufthansa Şirketler Grubu bünyesindeki havayolu şirketleri (Lufthansa, Swiss, Austrian Airlines, Germanwings, Brussels Airlines) tarafından düzenlenecek yaklaşık 5.000 uçuşta biyokerosin katkılı yakıt kullanılacak.
Oslo Havalimanı uzun zamandır biyolojik temelli yakıt ikmali yapan ve uçaklara yer altı yakıt depolarından doğrudan biyokerosin yükleyen dünyanın ilk büyük havalimanı olma özelliğini taşıyor. Böylelikle Lufthansa Grubu’nun “burnFAIR” projesi kapsamında başlatmış olduğu deneme uçuşları sonrasında tarifeli uçuşlarda alternatif yakıt kullanımına yönelik yeni bir adım daha atılmış oldu.
Söz konusu proje çerçevesinde Lufthansa 2011 yılında dünyanın ilk havayolu şirketi olarak altı ay süreyle Frankfurt – Hamburg arasında sefer yapan Airbus A321 uçağında biyokerosin karışımı kullandı. Uzun süreli deneme sürecinde ayrıntılı emisyon ölçümlerinin yanısıra üretim yöntemlerine ve biyokütle teminine ilişkin araştırmalar yapıldı.
İklim dostu havayolu taşımacılığı Lufthansa Grubu’nun önemli hedeflerinden birini oluşturuyor. Lufthansa bu amaçla modern ve düşük yakıt tüketimli uçaklara yatırım yapmanın yanısıra uçaklarının yakıt verimliliğini düzeltme yönünde de sürekli yeni girişimlerde bulunuyor. Halen katkı maddesi olarak kullanılan biyolojik temelli yakıtların uzun vadede tümüyle petrolden elde edilen kerosinin yerini alacak olması hava taşımacılığında oluşan karbondioksit bilançosunun düzenlenmesi açısından yeni perspektifler sunuyor.