Tacizin komiği mi olur?
Olur.
Yani sonradan anlatıldığında...
***
“O zamanlar böyle de değildi, 7-8 sene öncesinden bahsediyorum; uçakla yolculuk edenler farklıydı. Daha şık, özenli ve medeniydi. Yanınıza kıro birinin oturma şansı yok gibi bir şeydi...
Ben de o gün her zamankinden daha hoştum. Önemli bir toplantı için Ankara’ya gidiyordum.
Mini etek giymiştim. Ama öyle çok kısa değil, dizin dört parmak üzerinde falan...
Her zamanki gibi pencere kenarı koltuğuma kuruldum. Başımı arkaya yaslayıp, bu 45 dakikada neyi hayal etsem diye düşünürken...
Yanıma 35 yaşlarında bir adam, onun yanına da daha yaşlıca başka bir adam yerleşti.
İyi, bana ne?
Uçak havalandıktan biraz sonra bir rahatsızlık hissetmeye başladım. Yanımdaki adam bana biraz fazla yaklaşmıştı sanki.
Kendimi biraz çektim. Çaktırmadan. Ne sandığımı anlamasın diye...
Biraz sonra adam yine yakınlaştı...
Yahu bana mı öyle geliyor yoksa?
Yine kendimi çektim.
Sonra biraz daha...
Biraz daha...
Kadınlar bilir, şöyle bir durum vardır; çekile çekile gidecek yer kalmaz. Ama durumun taciz olduğunu kanıtlayacak kadar ileri bir durum yoktur, bir şey de söyleyemezsin.
Öyle bir haldeyken...
Aslında ikimiz de epey gerilmişken...
Adam hayatının hatasını yaptı.
Elini bacağımın üzerine koydu, hafifçe...
Evet. Resmen elini koydu.
Oha!
Bu ne cesaret, bu nasıl bir özgüven veya bu ne tür bir, bir...
Neyse işte....
Ne umuyorsun be adam? Yok bu hafif oldu:
Öküz, dana, manyak, sapık vs...
İstediğimi mi, ses çıkarmayacağımı mı sanıyor?
Artık kaçarı kalmadı işin.
Hışımla dönüp, artık sesimi ve yüzümü ve gözlerimdeki ifadeyi siz tahayyül edin,
‘Derhal elini oradan çeker misin?’ deyiverdim.
Adam ne yaptı?
Ne yaptı biliyor musunuz?
Bana baktı ve şunu dedi:
‘Tıh!’
Başını da hayır anlamında sallıyordu.
Tıh dedi ya...
Hayır çekmem elimi diyor yaa...
Gözümün içine baka baka hem de...
Ana!
Bu ne be?
Ne yapmam lazım?”
***
Hikâye bu.
Gerçek bir hikâye...
Siz şimdi sonunu da merak edersiniz, biliyorum.
Ne olacaksa?
Hemen orada sevişmeye başlayacak halleri yok ya...
Hani tanışma hikâyeleri vardır ya, “Çocuğum, baban beni uçakta taciz etmişti, orada tanıştık!” falan...
Tipik bir son:
“Hostes. Evet hostesi çağırayım, şikâyet edeyim. Ne diyeceğim? Şimdi herkes de duyacak.
‘Hostes hanım, beyefendi beni rahatsız ediyor, lütfen onu yanımdan alın.’
Bak hâlâ beyefendi diyorum yaa...
Hostes de ne yapacağını şaşırdı tabii.
Adam mı? Hiçbir şey olmamış gibi karşıya bakıyor. Sanki bizi dinlemiyor. ‘Dımtıs, dımtıs’ yukarı bakıyor...
Bugün uçakta taciz haberini görünce bu yaşadığım aklıma geldi de, anlatayım dedim.”
***
Hani ABD’de uçakta bir kadının yanında oturan adam mastürbasyon yapıyormuş da engelleyememişler ya...
Onu okuyunca...
O adam şimdi n’apıyor ki acaba?
Bizim hikâyedeki yani...
Saçma mı oldu bu soru, ne...
Peki, kadın kahraman kim mi?
Velev ki benim...
Ne olacak ki? Ne fark der yani?
Kızlar, yok mu sizde böyle hikâyeler?