iga-2024-3
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
14 Haziran 2012 Perşembe - 10:29

KABİNDEN GELEN ÇIĞLIK

Deneyimli bir kabin amirinden Airkule’ye gelen mektup, grev hakkını yok eden yasayı protesto ettikleri için işlerinden olan 305 THY çalışanının yanı sıra kabinden gelen çığlığın da sembolü olabilir…

KABİNDEN GELEN ÇIĞLIK
Losev-11

Bu mektubu deneyimli bir kabin amiri yazmış. İsmi bizde saklı… Çünkü 29 Mayıs günü piyango ona vurmadığı için şu anda uçuşta… Ama aklı da işten çıkarılan arkadaşında... Ve yazdığı satırlarla onların tamamının sesi olmuş. Yıllardır hizmet verdiği yolculara hitaben derdini dökmüş görülse de, sitem aslında başkalarına...  Sizi "kabinin mektubuyla" baş başa bırakıyoruz... 

 

“Ey yolcu,

Yorumlara bakıyorum da ne kadar az sevenimiz varmış!

“Uçakta iki çay verip dünyayı gezen, üstelik beşbin lira maaşı beğenmeyen!”, “yediği kaba tüküren”, “hadsiz” çalışanlara karşı, kendini ifade etme özgürlüğü güzel ama, kul hakkına dil uzatırken en azından karşındakini tanımanı isterdim.

 

Sen uçağa geldiğinde ilk beni görürsün, suratımda bir gülümsemeyle sana bakarken. Ben sana baktığımda ise yürüyüşünden korktuğunu, teninin renginden hasta olduğunu, konuşmandan sorunlu olduğunu, bagajının şeklinden tehlikeli olduğunu görürüm.

 

Sen keyifle oturup yemeğini yerken uçuşta, ben arka tuvalette başlayacak yangının dumanının bir dakika içinde kokpite ulaşıp kaptanların görüşünü engelleyeceğini bilir, kırkbin volta dayanan baltamla korkmadan parçalarım uçağın panellerini ve çarpılmadan söndürürüm yangını, nerede olursa olsun.

 

Okyanusun üstünde bir doğum başlarsa aniden, ilk sırada steril bir doğumhane oluşturur bebeğin göbek bağını tam da yerinden bağlarım. Yolcu kalp krizi geçirse, hatta ölse bile, şok aletini kaptığım gibi başlarım kalp masajına tereddüt bile etmeden. Belki bir doktor değilim ama o hiç kimsenin olmadığı gökyüzünde elindeki tek şans olarak eğitildim ben.

 

Şekeri yükselip komaya giren birine şeker versem bile yanlışlıkla, komada bir hafta kalabileceğini, ama şekersizliğin birkaç saat içinde öldürebileceğini bilirim.  Boğazına bir şey kaçıp da nefes alamayan insanın sırtına vuran milyonların yaşadığı bir ülkede bunun ne kadar yanlış olduğunu ve dünyada bunu yapan tek ülke olduğumuzu ben ve kaderimizi paylaştığımız binlerce arkadaşım iyi biliyor.

 

Doğal olarak sen "heimlich manevrasının" ne olduğunu, ya da bir yangının hangi sınıfa girdiğini ve neyle müdahale edileceğini bilemezsin. Benim % 100 bilmekle sorumlu olduğum ders kitaplarımda kenelerin insanlara sürü halinde saldırdığı, timsahlardan nasıl korunabileceği yazar. Ben çölün ortasında yardımın gelmesini beklerken, 3 günde susuzluktan öleceğimi, gerekirse senin idrarını nasıl damıtıp içebileceğimi, buz gibi okyanusta nasil durursan soğuktan en az etkileneceğini, yağmur ormanlarında renklerine göre zehirli hayvan ve bitkileri nasıl ayırabileceğimi, sana hangisini yedirebileceğimi biliyorum da, sen acaba o uçağa bir şey olduğunda yaşaman için benim seni 90 saniyede dışarı çıkarmam gerektiğini ve bunu sağlayabilmek için senelerce uygulamalı derslerde nasıl çalıştığımı biliyor musun?

 

Hayatında hiç bomba görmedin kuşkusuz! Ben kokusundan ve şeklinden nasıl olduğunu bilir, bomba uzmanının uzaktan yardımı ile onu etkisiz hale getirebilecekken yazdığın yorumda demişsin ki: "Ne iş yapıyorlar ki o kadar para alıyorlar?" Umarım şimdi anlamışsındır işimin ne olduğunu.

 

Bir de "alkolik" demişsin benim için, sebebini anlamadım ama! Evet sana sunduğum şarabın üzümünün hangi tarihte hangi ülkede toplandığını, hangi iklimde daha iyi verim alındığını, votkanın hangi fıçıda bekletildiğini, kaç kere distile edildiğinde ne tat aldığını, malt ile scothc whisky arasındaki farkı bilir, sen "bana bir kokteyl öner!" dediğinde, ellerimle hazırlayabilirim birçoğunu. Ayrıca sen bana "skoc on di rok olsun, ama buzsuz olsun" dediğinde, suratımda hiçbir kası oynatmadan sana güler, buzsuz whiskini ayni nezaketle sunar,  havada içilen bir bardak alkolün normalde içtiğin üç bardağa bedel olduğunu bilirim. Ama bu beni alkolik yapmaz.

 

Ben kabinde yakın dövüş için eğitildim, nerene baskı uygularsam seni hareketsiz bırakır ya da bayıltabileceğimi bilirim, 60 saniyede seni kelepçeler koltuğa sabitlerim. Ama sarhoş bir yolcu beni tekme tokat dövüp yumrukladığında elimi bile kaldırmadım ona. Açılan davada bana avukat bile vermedi şirketim. Türkiye'de havacılık kanunları olmadığı ve denizcilik kanunlarına tabii olduğumuz için bir ay bile yatmadı o yolcu.  Sen şakadan da olsa "uçağı kaçırıyorum" desen 15 yıl yersin ama beni öldüresiye dövsen ya da taciz etsen bir ay bile sürmez çıkman, hem de yine bilet alıp yine gelirsin ayni uçağa, ben orada savunmasızken. Benim iş kanunumu yıllardır çıkarmayan meclis iki günde grev hakkımı yasaklayan kanunu yürürlüğe koydu! Bunu biliyor muydun?

 

Şimdi sana tekrar soruyorum ey yolcu.

Bilir misin ki ben Ankara'yı sis basıp da eve dönemediğimde, o gece beni istemeye gelen kayınvalideme kahveyi kardeşim yaptı. Ben otelde ağlarken, iç savaş var diye otelden çıkamadığım Nijerya'da uçağa giderken arabamıza ateş açıldı, 3 kurşun isabet etti. Birçok seferde içinde olduğum uçak kaçırılmaya çalışıldı, bir keresinde yapılan müdahalede kurşun kaptanımın sol omuzu üstünden uçağın göstergesine saplandı. Bişkek'te odamda uyurken ayaklanma çıktı, kaldığım oteli yaktılar.  Üniformamı çantamı çaldılar, Capetown'da 3 gün önce bir turistin öldürüldüğü sokakta sırf hava karardı diye mahsur kaldım saatlerce. Amerika'da sırf ırkçılık yüzünden bir markette tutuklandım. Kimsenin bilmediği bir Afrika sokağında tecavüz edildi. Amerika’da ikiz kuleler yıkıldığında ülkeme dönemedim günlerce. O sırada çocuğum hastanedeydi, yanında olamadım, kocam trafik kazası geçirdiğinde Avrupa'da yanardağ patlamıştı, 3 saat sonra evimde olacakken altı gün sonra, anca taburcu olmasına yetişebildim. Miami’de tayfun çıkıp ben sığınakta korkudan titrerken, evde annem kalp krizi geçirdi, sırf üzülmeyeyim diye bana söylemediler bile...

 

Benim çocuğum bir yaşında öğrendi üniformanın ayrılık demek olduğunu. Ne zaman giysem ağladı, anne gitme diye. Küçükken getirdiğim hediyelere kandı bir süre. Sonra büyüdüğünde 17 yaşındayken bir gün ona kızdığımda "sen hayatımda ne zaman yanımdaydın ki şimdi bana karışabiliyorsun!" dedi ağlayarak. Evet işim yüzünden ilk diş çıkarmasını göremedim ya da ilk dans gösterisini izleyemedim, birçok hastalığında yanında olamadım, hatta mezuniyetine izin istediğimde şirketim bana "ancak hastaneye düşerse ya da ölürse izin veririm" dedi. Bana kanunen verilen mazeret iznimi kullandırmadı, kullandırmayacak ve ben daha nice doğum günleri, düğünler, ölümler kaçıracağım kim bilir…

 

Evet yerin yedi kat altında madenlerde çalışmıyorum belki ama özel odamda misafirler ağırlayarak, milyarlar da almıyorum. İngilizce bilmediğimi iddia etmişsin, ben ana dilim gibi biliyorum da asil olay bu değil. Ben hiç kimsenin İngilizce bilmediği Japonya'nın bir köyünde kaybolduğumda tarzanca da olsa anlaşır bulurum yolumu. Doktorun bile İngilizce bilmediği Çin'de bir hastanede arkadaşımın safra kesesinin ağrıdığını, Endonezya'da bir sokak köşesinde İngilizcesi olmayan polise veririm yankesicinin eşgalini bir şekilde. Hemen hemen dünyanın her dilinde hoşgeldiniz ve güle güle diyebilirim elbet ama şimdi Türkçe anlattıklarımın anlaşıldığından emin değilim.

 

Yazılan yorumlarda bana "sen kimsin ki" diyenlere benim de sorma hakkım olmalı değil mi? Ben o uçakta senelerin verdiği soğukkanlılıkla her şartta yolcular için uğraşacak olan, gerektiğinde itfaiyeci, bomba uzmanı, polis, doktor, hemşire, ebe, izci, asker, cankurtaran, barmen, aşçı,  garson, porter, o an neye ihtiyacin varsa ben oyum! Peki ya sen kimsin?

 

Bizde bir söz vardır: "havacılıkta kurallar kanla yazılır" diye çok da doğrudur. Her bir kural yaşanmış bir felaketin incelenmesiyle bir daha olmasın diye önlem almak için getirilmiştir. Uluslararası kanunlarca uymam gerekirken ben mesaimin tutmadığı uçuşlara zorlanıyorum şimdi. Gitmezsem işten atılırım ama gittiğimde o uçağa bir şey olursa, hele bir de sen vefat edersen ben kabinde adam öldürmekle yargılanır ve hapse düşerim ey yolcu. Hatta geriye dönük bir senelik tüm mesailerim incelenir sivil havacılıkça ve uymadığım bir kural tespit edilirse ölümümden sonra ne sigortadan ailem para alabilir, ne de ben emekli olabilirim eğer yaşıyorsam. Şimdi sana soruyorum ey yolcu, yaşamak mı iyi bu durumda ölmüş olmak mı? Ya da o uçuşa gidip işine sahip çıkmak mı, yoksa kurala uygun davranıp uçuşa gitmeyip işten atılmak mı? Cevabını bende bilmiyorum ama şunu biliyorum ki eğer bir gün kendini uçakta her yer duman içinde, maskeler dökülmüş, çığlık atarken bulursan "Bu işi bir milyara yapacak çok insan var!" dediğini hatırlamanı isterdim.

 

Benim arkadaşım Amsterdam'da uçağı düşüp, ayıldığında çimlerin üstünde bulunca kendini, koşup göçükteki delikten içeri girdi hemen, kurtarmak için seni, arkadaşlarını, ekibini. Yarim saat geçtiğinde kimse gelmemişken hala kurtarmaya, o kanattaki tonlarca yakıtın patlama ihtimalini bile bile arkadaşının kopan uzvunu arıyordu, belki dikerler diye. Evini çocuğunu aramak aklına bile gelmedi onun sen kurtarılmadan oradan.  

Yanlış takılan bir vida bir uçağı düşürdü zamanında diye vidalar boylarına göre ayrılırken teknikte, şimdi adam yok diye uçaklar bile ayrılmıyor. Az para çok iş diye tutturunca şirketim, en eski ve tecrübeli iyi teknisyenlerimiz gitti ve yerlerine yeni mezun stajyerler geldi. Böyle oldu da ne oldu sana göre değil mi?

 

Sanıyorsun ki param artmadığı için ordaydım ben o gün, o yüzden işimden oldum; oysa ki ben o gün "grev hakkıma dokunma" diye bağırırken, benim şirketim Ankara'ya uçağı iki hostesle kaldırdı! Her kapıda bir kabin memuru olmazsa benim seni 90 saniyede çıkaramayacağımı bildiği halde. Ve hep beraber yanacağımızı bildiği halde o uçakta, bir diğer uçuş için kapı açmayı şöyle bir gösterip uçağı temizleyen işçileri koydu "hostes" diye. Ne senin canın umurundaydı şirketimin, ne de benim haklarım.

 

Ben yine ekmeğimi çıkarırım taştan bile olsa da, ancak merak ediyorum vakti geldiğinde o enkazdan kim çıkaracak seni?

 

Sevgili yolcu bütün bunları senin anlamamanı anlıyorum aslında, bu doğal da geliyor bana. Ama, beni yönetenlerin anlamaması çok koyuyor insana. Bir de beni onların önüne savunmasız atan ve sahipsiz bırakan sendikam var ya, onu hiç ama hiç anlayamıyorum…”

 
13 YOLCUYLA 'SIR' OLDU
 
İSG’YE ÇİFTE ÖDÜL
YORUMLAR
Toplam 57 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
SAYGIN!!! 19 Ekim 2012 Cuma 01:09

' havacılığın içinde olmasak inanacaz kardeşimiz bir doktor olmuş bir avukat bir tercüman bir gurme bir hızır acil servis adama sorarlar o kadar meziyetin vardı da neden bu işi yapıyorsun görende zanedecek astronot' Ey bu yorumu yazan aklı yitik cahil insan!! Şimdiye kadar uçtuğun seferlerdeki tüm ekip arkadaşlarım adına söylüyorum ki HAKKIMIZ SANA HARAM OLSUN!!

Yorumu oyla      0      2  
adam dedim nefesime yazik 25 Haziran 2012 Pazartesi 23:09

ah be yolcubeni anlamadin ya, evet 3 ayda egitimle ogrenilmez ama 20 yil kalinca o kabinde binbirturlu hadise icinde ogrenirsin hata yapa yapa. oyuzden bagiriyoruz ya yaziktir bukadar kalifiye adama 1000 lira fazla verildigi icin vazgecilen onca tecrubeye. bu kadar nefret edilen onca yillik sendikaya yazik, ATATURKUN kurdugu bu sirkete yazik. O kadar meziyetim var bu isi yapiyorum cunku havacilik meslek degil hayat tarzidir yasam felsefedir bir koklayan vazgecmez kolay. benim param senin dilini yorar sen yorulma arkadas bir turk dunyaya bedel ya 4 kisi yapiyorum 6 kisilik isi ucakta peki sen ne ise yararsin bu hayatta? var git isine ben yine senin onunden salina salina gecen iki uzun bacak olayim bakimli; ama dua etde birgun colugun cocugunla kaza gecirirsen yolda yanindan gecen ben olayim araban takla attiginda. Cunku bu memlekette bir ben bilirim birde itfaiye ilk once kontagi kapat, yaraliyi hareket ettirme, 112 yi ara ve ilk yardima yerinde basla kuralini ve inan duracagim sen olsanda karsimda

Yorumu oyla      1      0  
Safsata 21 Haziran 2012 Perşembe 16:48

Tabi o kadar profesyonelsiniz ki, 2 sene önce THY uçağında kafasından aşağıya kaynar kahve döktüğünüz yolcuya ilk acil müdahaleyi bile yapamadınız , kadıncağız kafasında oluşan yanıklar nedeniyle aylarca işine gücüne gidemedi. Bu yazdıklarınıza kimse inanmaz, gerçeklere dönün lütfen.

Yorumu oyla      0      2  
KHB 20 Haziran 2012 Çarşamba 10:14

KHB de herşey yoluna girdi, AMA YA VİCDANLAR??.. NEŞE hanım NUR içinde yat. Senin Yokuluğunu Şimdi Daha İyi Anlıyoruz. Kabinde ve Yönetimde innaılmaz HUZUR vardı. Emine LİM hanım döneminde Kabinde 'Törör- Huzursuzluk-İnançsızlık- Güvensizlik-Sadakatsızlık vb' var. Birden Bir Yöneticinin değişmesi ile Nasıl Kabin Değişdi. Anlamak çok zor. Kabin Emine Hanıma Karşı Düşüncesini ve Tavrını Koymuşdur.

Yorumu oyla      0      0  
Hostes.. 19 Haziran 2012 Salı 23:18

Sevgili meslektasim, cok guzel yazmissin hatta az bile.. Bende senin gibi yillarimi verdim bu meslege, yaklasik 18 yil kadar.. Fakat goruyorum ki bazi insanlar anlamamakta israrli, bosuna yormussun kendini. Bileti satin aldiginda, komple ucagi satin aldini ve bizleride hizmetcileriymis gibi goren bir zihniyetle karsi karsiyayiz. Bizi anlamak yerine hala acitasyon yaptigini dusunenler var; yazik, yaziklar olsun.. Siz yolcular bizi ne kadar asagilayip. gormezden gelmeye calisanizda biz variz ve sartlar ne olursa olsun size gulumsemeye ve yardima ihtiyac duydugunuzda yaninizda olmaya devam edicegiz. Umariz bir gun gecte olsa bunu anlarsiniz.

Yorumu oyla      0      0  
Yazık 16 Haziran 2012 Cumartesi 20:32

Burada kabin memuru eğitiminde kapsanan konuların bir kısmına değinilmiş. Bir kısım konu da müfredata yazar tarafından eklenmiş belli ki. Onu öyle bilirim bunu böyle bilirim kralını yaparım üslubu hoş değil. Bu şekilde empati kazanmak çok zor. Buna benzer -hostes deyip geçme- minvalinde yazıları daha önce de okuduk. Kabin memurlarının, sadece THY'dekiler değil, memleketimizdeki tüm firmaların memurlarının derdi sıkıntısı çok. Ne yazık ki sorunlarına çare aramayı bilmiyorlar. TK'cılar kendi sendika yöneticilerini, emeklerini on yıllardır sömüren insanları tanımazlar. Diğer şirketlerin çalışanları sendikalı olamadılar bile. Türk havacılığında kan gövdeyi götürüyor. Her an yeni bir facianın eli kulağında. Buna karşı mücadele mektupla değil reyle verilir. Hem sendika seçimlerinde hem genel seçimlerde. Tabii, Türk insanı pos bıyığı görünce solcu, fırça bıyığı görünce dindar sandığı için yine birileri sırtımıza semeri vurur, tıpış tıpış yürürüz. Çok acıyınca da canımız, mektup yazarız yine.

Yorumu oyla      0      0  
purser 16 Haziran 2012 Cumartesi 14:09

Bu kadar mı güzel ifade edilir. Kanım dondu okurken. Ağzına eline sağlık arkadaşım.

Yorumu oyla      2      0  
sky 16 Haziran 2012 Cumartesi 13:47

Yasadıklarımızı o kadar iyi ifade etmışsinki, bunun yanında ne söylense az kalır. Maalesefki şirketimiz milyon dolarlık reklamlar verirken, bizleri garson gibi gösteriyor, oysa reklamlarında bizim asıl görevimizin yolcuların güvenliği olduğunu gösteren reklamlar yapsa halkımız da bu tarz düşüncelere sahip olmayacak. Emirates'de bir yolcu, hostes çağırma düğmesine bastığında, o yolcu ya ölmek üzeredir, ya da acıl durum gerektirecek bir durumdan bahsedecektir. ama o uçakla uçan bizim sagıdeğer milletimiz su istemek için düğmeye bastıgında hostes tarafından nasıl yerin dibine sokulduğunu asla kimseye söyleyemeyecektir. Bizim uçaklarımızda öyle mi?Maalesef o bilince erişemedik, bizi örnek alan yabancılarda kendi uçaklarında yapamadıklarını bizim uçaklarımızda rahatça yapabiliyorlar, çünkü bizim kesin kurallarımız hiçbir zaman olmadı.. Bizde kurallar kaza olunca değişir, kaza unutulunca yine değişir. Tıpkı Amsterdam kazasında inişte hala kulaklık toplamak zorunda bırakılan ve vefat eden arkadaşımız gibi

Yorumu oyla      0      0  
aviator 16 Haziran 2012 Cumartesi 13:14

Benim aklımın almadığı konu son günlerde öyle bir dramatik durum yaratıldı ki thy kabin ekiplerine karşı sanki onlardan başka kabin memuru yok bu ülkede. Thy kabin ekibi kadar özel havayollarında çalışan kabin ekipleride var. Mektupta yazanların hepsini bizlerde yaşıyoruz yapıyoruz ama tek bir farkla! Biz bunları ayda 1000 tl maaşa yapıyoruz. Özel sağlık güvencemiz yok gittiğimiz otellerde 2 kişi kalıyoruz e/r seferlerde crew restimiz yok off günün hemen bitiminde 00.05 de göreve gidiyoruz kaptan kararı denen bir illetle görev saatimiz bir çok ucusta 16 saatlere çıkarılıyor bir yolcu şikayeti geldiğinde direk amirliğimiz yada 1 numaralığımız alınıyor açıklama hakkı dahi tanınmadan. Ana base dışına gönderilip ne zaman döneceğimizi bilmeden günlük proğramlarla aylarca çöllerde görev yapıyoruz. Bunların hepsini 1000 tl maaşla yapıyoruz. Havalimanlarında karşılaştığımızda thy ekipleri ile bize ezilmesi gereken böcek gibi bakmaları ne kadar onur kırıcıda olsa yazık üzüldük hallerine.

Yorumu oyla      0      0  
Malik 16 Haziran 2012 Cumartesi 07:10

"Ben ekmeğimi taştan bile çıkarırım,ancak merak ediyorum vakti geldiğinde kim çıkaracak o enkazdan seni" diyorsunuz hanımefendi. Bu yazınızı okuduktan sonra, işvereniniz sizi iyiki işten çıkarmış diye düşündüm. Bu kadar çok şey bildiğini iddia eden, görev zamanı geldiğinde hiç bir işe yaramaz. Bu kadar çokşey bilen, hepsinden 5er gram biliyor, tamamını bilmiyor demektir. Riskiniz çok yüksek. Anadil gibi bildiğinizi söylediğiniz ingilizceniz hangi anadil gibi? British mi, US mi, Canadian mı, Australian mı, Irish mi, Turkish American mı? Siz kaçırılan uçakta görevliyken, kuleden uçağa Sofya yaklaşma intibaı vererek talimat veren kişinin ingilizcesini raporunda "basit ingilizce konuşan biri" diye yorumlayan hostes değil misiniz? Siz ekmeğinizi taştan çıkarın bakalım. Vakti geldiğinde siz enkazdan kimseyi çıkaramazsınız. Sizin göreviniz enkazdan adam çıkarmak değil. O görev kurtarma/yardım ekibinin. Uçak enkaz haline geldiğinde siz sağlam ve ayakta olacağınızdan nasıl bu kadar eminsiniz?

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
13 YOLCUYLA 'SIR' OLDU
Rusya'da, pazartesi gecesi 13 yolcusuyla izinsiz havalanan tek motorlu ...
‘YENİDEN DEĞERLENDİRİYORUZ’
Çalışma Bakanı Faruk Çelik: 'THY'den çıkarılan 305 kişiyi yeniden değerlendiriyoruz'
SON DESTEK YUMURTACI GRUPTAN
İşte çıkartılan THY çalışanlarının son destekçileri, yaptıkları yumurtalı ...
 
AYÇİN’DEN YASAĞA SERT TEPKİ
Atatürk Havalimanı’nda eylem ve gösteri yapılmasının yasaklanmasına Hava-İş ...
SUNEXPRESS UÇAĞINDA KAVGA
SunExpress Havayolları uçağında arbede. İki yolcu erkek kabin memuruna ...
BUNDAN BÖYLE GÖSTERİ DE YASAK
Flaş, flaş..Atatürk Havalimanı’nda bundan böyle gösteri, yürüyüş ve herhangi ...
 
WARREN BUFFETT’IN SİPARİŞ REKORU
Dünyanın en zengin iş adamları arasında ilk üçte yer alan Warren Buffett'in ...
THY ÇİNLİLERİ AFRİKA’YA TAŞIYOR
THY’nin Afrika’da 20 noktaya uçuşu bulunduğuna dikkat çeken Kotil, THY’nin ...
ANTALYA HAVALİMANI YEŞİLLENDİ
ICF Airports Antalya Havalimanı’nda düzenlenen Çevre Haftası etkinlikleri ...
 
İbrahim Köktener
PEGASUS’UN FARKI
İbrahim Köktener
Engin Aksüt
KOKPİTTE TEK PİLOT
Engin Aksüt
Osman Gazi Baykal
HAVACILIK ŞİİRLERİ-III
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
HAVACILIKTA YAPAY ZEKÂLAR
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
20 SANİYEDE PASAPORT KONTROLÜ
İGA TERMİNAL İÇİNDE TAKSİ HİZMETİ
SATILIK HAVALİMANI HİSSELERİ
EMIRATES'İN İLK A350'Sİ
KANATLAR ÇARPIŞTI
PİLOTLARI İLGİLENDİREN KARAR
İSG'DE REKOR TRAFİK
AIR ASTANA EN İYİ HAVAYOLU SEÇİLDİ
CORAL TRAVEL'A İKİ ÖDÜL BİRDEN
LİTVANYA'DA UÇAK DÜŞTÜ
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Çarşamba Perşembe Cuma
9 / 10 °C 10 / 13 °C 10 / 13 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •Airbus
  •almanya
  •turizm
  •filo
  •Antalya