Yazarımız Bahadır Altan, Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin’in dünkü basın açıklamasını değerlendirdi.
KABADAYILAR, TOPÇULAR, AYÇİNLER...
Hava-İş yönetimi dünkü basın açıklamasında grev kararı açıklayacağı, hatta (yasa gereği 6 gün önce bildirme zorunluluğu olduğu için) uygulama gününü de şimdiden belirteceği beklentilerinin aksine THY yönetimine 3 Nisan’a kadar "süre verdiğini" açıkladı! Bu açıklamaya pazartesinden itibaren gazetelere ilanlar vereceklerini de ekledi...
Genel Başkan A. Ayçin her zaman olduğu gibi yüksek perdeden kendini öven hamasetten sonra "O uzlaşmaz adam size barış eli uzatıyor!" diyerek "barışın dilinden!" devam ediyor:
"...Eğer şartlarımızı kabul etmezseniz, ‘işveren biziz’ derseniz bunun altında kalırsınız O şirketin kapısından girerken çıkarken salavat getirteceğim size. Arabaya inip binerken dualar okutturacağım size. Önünüzde ve arkanızda korumalarla dolaşacaksınız. Onun için sabrımızı tüketmeden gelin oturalım bu işi masada çözelim diyoruz!”
Tehdit ve küfürlerle mücadele olsaydı işler ne kadar kolay olurdu değil mi?
Ülkemizde sendikal mücadelenin ancak işçilerle olacağını patronlar bile öğrendi, ama bizim profesyonel yıllanmış sendikacılarımız hâlâ öğrenemediler!
Bunun nedeni işçilerden çok ileride olduklarından mı dersiniz? Bence hayır, işçilerden çok uzakta oldukları kesin, ama önde olmadıkları da... Yaşam biçimleri, makam arabaları, özel yatırımlarıyla işçi sınıfıyla aralarına ördükleri, hatta korkularından tel örgülerle besledikleri duvarların, onları patronlara dönüştürdüğü, kendi işçilerine davranışlarından da bellidir. Bu duvarların onları görünmez kıldığını sanıyorlar, oysa her şey çırılçıplak ortada...
Bahadır Altan’ın yazısının tamamı için TIKLAYINIZ