Dünyanın en fazla ülkesine uçan Türk Hava Yolları, başarıyla geçen 85 yılını kutlarken yeni üniforma tasarımları ile şıklık ve işlevselliği bir araya getiriyor. Yeni üniformalar, Bayrak taşıyıcı havayolunun “yeni evi” olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılmasının ardından yolcularıyla buluşacak.
Türk kültüründeki birçok klasik detaydan esinlenilerek ortaya çıkarılan yeni üniformaların tasarımı, Milano merkezli modacı Ettore Bilotta’ya ait. Türk Hava Yolları’na özel tasarlanan koleksiyondaki kumaş ve aksesuarların detaylarında yer alan “FLOW/AKIŞ” deseni, yerel zanaatkârların elinden çıkmış cam eşyalarda, seramiklerde ve yine hat sanatında çokça kullanılan klasik kıvrımların modern dokunuşlarla birleştirilmesi sonucunda oluşturuldu. İstanbul Boğazı’ndaki akış ve hareketlerden de esinlenilen “FLOW/ AKIŞ” deseni aynı zamanda, Doğu ile Batı’nın kesişme noktası olan İstanbul’un sahip olduğu dinamik enerjiyi de sembolize ediyor.
Şapka, eldiven, elbise, çanta ve çeşitli aksesuarlardan oluşan yeni kabin üniformalarına renk olarak bayrak kırmızısı ve antrasit gri renkleri hâkim. Bu projeye ait bir diğer önemli detay ise; bütünsel bir marka deneyimi yaşatmak adına kabin, kokpit, yer hizmetleri personeli ve uçan şef üniformalarının tek bir tasarım altında hayat bulması oldu.
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı yeni üniformalar ile ilgili yaptığı açıklamada; “Türk Hava Yolları olarak, zarif tasarımlar ile kullanımdaki pratik detayları ustaca birleştiren önemli ve başarılı isimlerle iş birliği yapmak bize büyük heyecan veriyor. Türk tasarım ve kültürünün geleneksel öğelerini muhafaza eden yeni üniformalarımız, markamız gibi kusursuz ve profesyonel bir duruşa sahip. Hep vadettiğimiz gibi, yeni evimiz İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışı ile birlikte bizimle seyahati deneyimleyen tüm misafirlerimize geleneksel yapıtaşlarımızı en modern hali ile sunuyor olacağız.” dedi.
Markanın yeni kabin üniformalarının tasarımcısı Ettore Bilotta; “Türk Hava Yolları için tasarımlarımı oluşturmaya başladığımda aklıma ilk gelen ve bana ilham veren şey İstanbul’du. Bu şehir, yüzyıllar boyunca sanata ve medeniyete ev sahipliği yapmış, pek çok kültürün ortak mirası diyebileceğimiz eşine az rastlanır bir zenginliği barındırıyor. Özel ilgim olan Türk Çinileri ve hat sanatının izlerini özellikle fular ve kravatlarda hissettirmek istedim.” dedi.
Farklı iklimlerde gerçekleştirilen uzun menzilli uçuşlarda sıkı testlerden geçirilen koleksiyonunun fotoğraf çekimleri ise dünyaca ünlü İngiliz fotoğraf sanatçısı Miles Aldridge tarafından yakın zamanda İstanbul’un önemli noktalarında gerçekleştirildi.
Koleksiyon çekimlerinde, titiz bir yaklaşımla “duygular ve hikâyeleri” birleştirme konusundaki yeteneğini kullanan Miles Aldridge, üniformaların parlak ve farklı karelerinden oluşan estetik bir seçki oluşturmak adına İstanbul’un renkli sokaklarından yararlandı. Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle iki kıtaya yayılan şehir, üniformalar için muhteşem bir arka plan sundu. Usta fotoğrafçı Aldridge; “Üniformaları gördüğüm zaman çok heyecanlandım, özel tasarımın altın devrini yaşadığı 1950’leri anımsattılar bana, fakat çok çağdaş bir dokunuşla… Her zaman geçmişe atıfta bulunan ama daima şimdiden izler taşıyan işlerimle çok benzettiğim bu kreasyonu oldukça etkileyici buldum.” ifadeleriyle tasarımlara yönelik düşüncelerini paylaştı.