'Seçebileceklerine' odaklananlar kazanır
Antalya'dan Denizbank'ın yöneticiler toplantısından dönüyoruz. Asistanım arkadaşlarla birlikte otomobille İstanbul'a dönmeye karar verdi. Kendi biletini iade edecek, onu benimkinin üstüne katıp benimkini 'business'e yükseltecek... 'Boşuna uğraşma!' dedim, 'Uçağa bir saat var, bu kalabalıkta kimse seninle uğraşmaz!'
Uğrayacağı yenilgiyi izlemek için ben de arkasından bankoya yanaştım. O andan itibaren olanlara hala inanmakta zorluk çekiyorum. Türk Hava Yolları'nın sahibi tezgahın arkasındaki bayan olsaydı, karşısında da benim yerime öz be öz babası dursaydı ancak böyle davranırdı. Müthiş bir keyifle, işinden zevk aldığı her halinden belli olan bir tavırla, bütün işleri halletti; bir de üstüne check-in işini satış bankosundan çözmek, CIP kartı vermek gibi bizim aklımıza gelmeyen hizmetleri de kendiliğinden teklif ederek, hayatımızı keyifli ve huzurlu kılmak için de elinden geleni yaptı... İsmini almak için ısrar ettim. Canan Güllüpınar imiş. O seçimini 'iyi' olmaktan yana kullanmıştı.
THY'nin elemanlarının yarısı, Canan Hanım gibi, 'çalışma duygusunun modunu seçme' özgürlüğü ve yetisine sahip olsa, THY'yi kimse tutamaz...
Ali Saydam-Akşam