Değerli okurlar,

Airkule’ye 10 yazar emek veriyor. Ve 10 yazarın görüşleri de birbirinden farklı, hatta tamamen zıt olabilir. Zaman zaman yazarlarımız arasında dahi fikir çatışmaları yaşanabilir. Bu da gayet doğaldır ve hiçbir biçimde kesintiye uğramayacak demokratik anlayışımızın gereğidir. Airkule Ailesi içinde şimdiye kadar bu ilkeden taviz verilmemiştir, bundan sonra da verilmeyecektir.

Bahadır Altan “AKP Saldırdıkça” başlıklı yazısını 7 Haziran seçimlerinden önce geçtiğimiz Mayıs ayında yazmıştı. Yazının sonunu da “HDP’ye ‘He’ diyelim” cümlesiyle bağlamıştı. Kabul edilir ya da edilmez, bu Altan’ın kararıdır, görüşüdür. Sonuçta Altan’ın işaret ettiği parti, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş ve 7 Haziran seçimlerinde de yüzde 13’ün üzerinde oy alarak, 80 milletvekili çıkarmıştır. Şimdi bu noktada HDP’ye oy verenlerin şehitlerin kemiklerini sızlattığını söyleyebilmek, bu partiye oy verenleri vatan hainliğiyle itham etmek hangi mantığa hangi vicdana sığar? Takdiri sizlere bırakıyorum… Kaldı ki, Bahadır Altan’ın bu yazıyı yazmasının ardından “HDP’ye ‘He’ Demem Ama”  başlıklı bir yazıyla kendisinin görüşlerine katılmadığımı açıklamış, okurlardan gelen eleştirilere de yanıt vermiştim. Eleştirilerin bir bölümü de “havacılık sitesinde siyaset yazılmaması” şeklindeydi. Buna karşı Airkule yazarlarının da zaman zaman siyaset yazdığını belirtmiş “Yaşadığımız ülkede hemen her sektörde olduğu gibi, havacılık sektöründe de siyasetin yoğun etkilerinin varlığını yadsıyabilir miyiz? Adaletten eğitime, güvenlikten sağlığa, hatta sanatın her dalına kadar siyaset her alanda etkin değil mi?” diye sormuştum.

Ayrıca bu yazı yazıldığında sesini çıkarmayanların, aradan 4 ay geçtikten sonra yazıyı da çarpıtarak gündeme getirmeye çalışmaları hangi amaca hizmet ettiklerini ortaya koymuyor mu? Amacınız Bahadır Altan’ı işten attırmak, onun ekmeğiyle oynamaksa, bunda ne kazancınız olacağını düşünüyorsunuz? Ve peşinen söyleyeyim, boşa kürek çekiyorsunuz!    

Sonuçta bizim eğitimini gördüğümüz, ustalarımızdan öğrendiğimiz habercilik bu değil! Yazılanları tamamen çarpıtarak, insanları düşüncelerinden ötürü “birtakım odaklara hedef göstermek” seviyesizliğini gösterenler, yaptıklarının hesabını da yargı önünde verecekler elbette… Haberciliği bildiğimiz gibi, bizi karalamaya çalışanlardan hukuk çerçevesinde hesap sormasını da biliriz.