Gazetecilik nedir?.. Ne değildir!..
CNNTürk spikeri Pelin Çift, kaçırılan uçaktaki yolcuya cep telefonu ile ulaşıyor ve diyor ki..
"Elindeki telefonu korsana ver. Canlı yayındayız. Onunla konuşayım.."
Özay Şendir kardeşim Pelin'i şiddetle eleştirenlere karşı çıkıyor.
"Burada habercilik adına nasıl bir yanlışlık var acaba?."
Olaya öyle bakarsan yok tabii.. Ama insanlık açısında feci bir yanlış var Özay.. Hem de öyle feci bir yanlış var ki!..
Haber uğruna, daha doğrusu üç paralık reyting için Pelin Hanım'ın 136 yolcunun hayatını riske etmeye, uçak kaçıran korsanların eylemlerinin belki de hedefe ulaşmasını sağlamaya hakkı var mı?.
Olay şimdi komik.. Anlatıp, anlatıp gülüyoruz.. Ama ya senaryo farklı olsaydı.. O zaman biliyor muyduk?.
Ya bu iki adam, 11 Eylül'ü yaratan El Kaide'nin intihar için yetiştirilmiş iki adamı, ellerindeki de sahici bomba olsaydı..
Hiçbir "Müzakere" deneyimi, bilgisi olmayan, sadece reyting peşinde koşan bir genç kız, aptalca soruları ile o korsanları çıldırtıp, intihar eylemini hızlandırsa ne olacaktı?..
Ya da uçağı bir daha uçuramayacaklarını anlayan korsanlar, hedeflerini bir canlı yayına bağlanıp, mesajlarını dünyaya ilettikten sonra pimi çekmek olarak değiştirselerdi..
Biz canlı yayında El Kaide mesajını tüm dünya ile dinleyip, ardından uçağın 136 insanla havaya uçtuğunu izleseydik, bunun adı habercilik mi olurdu?.
O CNNTürk dünya durdukça lanetle anılmaz mıydı?. O Pelin Çift, bir daha yatağında rahat uyuyabilir miydi, 136 insanın parçalanmış cesetleri her gözünü kapadığında önüne gelirken..
Dünyanın uygar ülkelerinde, korsanlarla, insanları rehin alanlarla konuşmak üzere uzman insanlar bulunur.. Bunlar korsanın sesinden, titreşiminden, vurgularından ve duraksamalarından ruh halini anlayabilirler.. Konuşmayı tüm uzmanlıkları ile götürürler.. Amaçları zaman kazanmaktır.. Uzayan zaman korsanın direncini ve kararlılığını kırar çünkü..
Bu arada tüm ustalıkları ile onun eyleme geçmesini de önlerler.. Başkalarının korsanlarla konuşmaları yasaktır.
Bizde bu kadrolar hala yok.. Korsanlarla görüşmeleri kimler, nasıl götürdü bilmiyoruz.
Olayın tatlıya bağlanması, korsanların aslında korsan morsan değil, iki hevesli öğrenci olmalarından.. Yoksa Atlasjet dahil, havaalanı görevlilerinden başlayarak herkesin nasıl şaşkın bir fiyasko içinde olduğunu canlı yayında izledik.
Televizyon yöneticileri hatta onlardan önce RTÜK bir bildiri yayınlayarak, insan hayatının reyting aleti olamayacağını bu şöhret peşindeki genç spikerlere anlatmalı..
Defne Samyeli, ilk haber spikeri olduğu zaman eli tabancalı bir korsanla canlı yayında saatlerce konuşmuş, yaptığını eleştirdiğim için de bana küsmüştü. O korsan rehin aldıklarını canlı yayında vurup intihar etse, Defne şimdi nerdeydi?.
Değişen bir şey yok..
İş şöhrete, reytinge gelince, insanların hayatı kimsenin umurunda değil.
Daha acısı..
Özay gibi deneyimli bir gazeteci bile "Ne var bunda" diyebiliyor.
HICAL ULUÇ-Sabah