Hani uzaktan imrendiğiniz, bir kereliğine bile olsa denemek istediğiniz bazı işler vardır.Uçakta kabin memuru olmak da benim için öyle bir iş. Çünkü habire uçuyorlar. Dur durak bilmeden. Bir gün Çin’delerse mesela, üç-dört gün sonra Paris’e gidiyorlar.Sürekli yeni insanlar tanımak (ya da teğet geçmek diyelim) ve sürekli havada olma hali bana iyi gelirdi diye düşünüyorum.Tamam, muhakkak bu işin de zorlukları vardır. Hatta insan bir süre sonra bu yolculuk halinden sıkılabilir.Artık “ayakları yere bassın” ister, filan...
Yine de bu işin bir çekiciliği, bir özgürlük duygusu var.
Geçenlerde Hava Yolları Kabin Memurları Derneği Başkanı (TASSA) İzzet Levi’yle tanıştım.
Yazının devamı için
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/14160483.asp?yazarid=149&gid=61