Bugün Atatürk Havalimanı THY Yer Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen panelde ülkemizde faaliyet gösteren havayolu şirketlerinin havacılık tıbbına bakış açıları ve uygulamaları ele alındı. Uçuş Tabipleri’nin katıldığı ve SHGM Hava Sağlık Bölüm Başkanı Dr. Şebnem Gökkuşu’nun yönettiği toplantıda Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç, "Türkiye Sivil Havacılık Akademisi", Dr. Murat Beyaz, "Uçucularda Performans Hekimliği" başlıklı sunumları yaptı. Prof. Dr. Hasan Fehmi Töre de uçuş hekimliğinin karşı karşıya kaldığı sorunları dile getirdi.
Havacılık Tıbbı bilinmiyor
Toplantıya katılan tüm konuşmacılar Türkiye’de sivil havacılık sektörünün havacılık tıbbı uygulamaları yönünden önemli eksikliklerinin bulunduğuna vurgu yaptı. Havacılık Tıbbı Derneği Başkanı Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç, sivil havacılıktaki uçak ve pilot sayısının, yıllık uçuş saati, can güvenliği yönünden ilgilendirdiği insan sayısı, askeri kesimden fazla olduğunu anımsatarak “Ülkemizde hava trafiğine açık 41’den fazla havaalanı bulunuyor. 15 şirket, 4-6 bin pilotla günde 400 ulusal uçuş gerçekleştiriyor. Ancak askeri kesim 80 yıldır uçuş güvenliğinin tıbbi yönüne önem verirken, sivil kesimde ciddi bir sessizlik hüküm sürüyor” dedi.
Havaalanlarında uçuş hekimi yok
Türkiye’de havaalanlarında uçucu ve yolcuların uçuşla ilgili tıbbi sorunlarını danışabilecekleri, uçağa kabul edilme sorumluluğunu alabilecek eğitimli hekimler bulunmuyor. İstisnai olarak sadece THY, THK ve DHMİ’de birer ikişer uçuş hekimi olduğunu söyleyen Doç. Dr Çetingüç, birçok havalimanında sağlık hizmeti veren Port Clinic’de hiç uçuş hekiminin olmadığına dikkat çekti. Çetingüç, “Uçuş sırasında ortaya çıkabilecek tıbbi problemlere yerden telsizle çözüm önerecek deneyimli personel de, müdahale usullerine ait çeklistler de yoktur. Yurtdışı örneklerdeki gibi belirli tıbbi merkezlerle yapılmış protokoller bulunmamaktadır” dedi.
Denetimler yetersiz
Kaza-kırım incelemelerine uçuş doktorlarının katılmadığını belirten Doç Dr. Çetingüç, bunun mutlaka sağlanması gerektiğini vurgulayarak “Ülkemizde uçuş ekiplerinin alkol-ilaç kullanımı denetlenmiyor. Kaza sonrası toksikolojik tahliller yapılmıyor. Pilotlar ilaç kullanmış mıydı? Bunun kazada bir etkisi var mı? Pilot alkol almış mı? Ancak savcı talep ettiği zaman bu testler yapılıyor. Oysa yurtdışında bunlar mutlaka uygulanır. En az pilotlar kadar stresli bir iş yapan hava trafik kontrolörlerinin stresleri ve sağlık kontrolleri ele alınmıyor” diye konuştu.
Pilotaj muayenelerine online denetim
Pilotaj muayenelerinin SHGM tarafından yetkilendirilen sınırlı sayıdaki hastanede yapılmakta olduğunu söyleyen Muzaffer Çetingüç, bu hastanelerin “On-line bağlantı” ile pilotların tıbbi kayıtlarını birbirlerine aktarmaları gerektiğini dile getirdi. Çetingüç böylece bazı pilot muayenelerinde yaşanan usulsüzlüklerin de kolaylıkla önlenebileceğini belirtti.
Uçaklarda doktor dönemi
21. yüzyılda gelişen teknolojiyle birlikte daha büyük ve daha hızlı uçakların kullanılacağını ve bu uçaklarla yaklaşık bin kişinin yolculuk edeceğini belirten Çetingüç, “Artık bin kişilik uçaklar, yörünge altı uçuşları konuşuluyor. Bunlar kozmik radyasyon zararlarını arttıracak, mürettebatın ve yolcuların jet-lag problemleri büyüyecektir. Uçaklarda daha çok yaşlı insan olacak, aynı anda daha çok kişide uçak tutması, panik, kulak ağrısı, kalp vb. acil durumlar çıkabilecek. Bir yolcunun acil hastalığı nedeniyle en yakın meydana inilmesi (diversion) zor olacağı için, birçok tıbbi sorunun uçak içinde halledilmesi gerekecek. Bu durum uçak içinde doktor bulundurulması ihtiyacını doğuracak” diye konuştu.