İşte Hava-İş'in internet sitesinde yayınlanan o açıklama:
"THY Teknik Aş'de 8 üyemiz gerekçesiz işten çıkarıldı.
THY Teknik A.Ş’de biri sendika temsilcisi 8 üyemiz “gerekçesiz” işten çıkarıldı. 4857 sayılı İş Yasası’nın ilgili hiçbir hükmünü dikkate almadan yapılan bu yasaya aykırı işlem, THY Teknik A.Ş yönetiminin pervazsızlığını da ortaya koymaktadır.
Ana grup THY A.O ve THY Teknik A.Ş yönetimleri politikalarında hep birlikte hareket etmişler, hatta THY A.O kendi politikalarını bir anlamda Teknik A.Ş’ye dikte ettirmiştir. Bu son olayda bu kapsamdadır.
Her iki yönetimin TİS sürecinde gösterdikleri beceriksizlik ve grev oylaması başarısızlığı bu yönetimleri kendilerini atayanlar karşısında zor durumda bıraktığı gibi, personele karşı inanılmaz bir kin ve öç alma duygusuna itmiştir. Bu başarısızlık nedeniyle istifa ederek bu şirketleri terk etmek yerine, hiçbir günahı olmayan insanları işten çıkarmak, böylece kendilerini üst makamlarına affettirme yöntemini seçmişlerdir. Yönetimlerdeki bazı kişilerin artık kişisel mesele haline getirdiği bu kin ve nefret yaklaşımı şirketlerde iş barışı ve huzurunu ortadan kaldırmıştır. Bunun sonucuna da katlanacaklardır.
THY Teknik A.Ş’de uygulanan işten çıkarmaların hiçbir yasal geçerli nedeni bulunmamaktadır.Yasaya uygun somut hiçbir gerekçe gösterilmemiştir. Hatta yasanın temel şartı olan kişilerin savunmasının alınmasına bile uyulmamıştır. THY Teknik A.Ş yönetimi yasadışı davranmıştır.
Hiçbir gerekçe yazılmadan ve savunmaları bile alınmadan bu şirkete yıllarca hizmet etmiş personele “hizmetinizden istifade edilmediği” şeklindeki ancak kendilerine yakışan bir vefasızlık ve vicdansızlık örneği bir yaklaşımla yapılan bu kıyıma, yıllar sonra ilk kez sendika temsilcisi Hat Bakım da görev yapan Mustafa Doğancı’nın da dahil edilmesi tüm çalışanlara yönelik gözdağının daha da farklı amaçlı olduğunu göstermektedir.
Elbette kıyıma uğrayan tüm işçiler bizim için aynı değerdedir. Ancak sendika temsilcileri bu toplum adına hem işyerinde çalışan, aynı zamanda sendikal faaliyetlere fedakarca zaman ayıran kişilerdir. Aslında işyerinde çalışanların temsilcileridirler Sendikalı işyerinde temsilci mekanizması İLO Yönergelerinde ve kendi hukukumuzda sendikal faaliyet hakkının temel öğesi olarak yer almaktadır. Bu mekanizmaları ortadan kaldırmaya yönelik işveren hareketlerinin direkt olarak sendikal faaliyetleri tasfiye anlamına geleceği açıktır.
Bu nedenle THY Teknik A.Ş’deki bu gelişme çalışanlarımızın sendikal haklarına yönelik önemli bir saldırı başlangıcıdır. Bu gelişmeler özelleştirme sonrası sendikasızlaştırma saldırısı başlangıcıdır. Toplu iş sözleşmesiz kölelik düzeni arayışlarıdır.
İşten çıkarmalar konusunda tüm çalışanlar ortak net bir tavır koymalıdır. “Bugün bana bir şey olmadı nasılsa, bana ne” diye düşünmek yarın başına aynı tehlikenin gelmesine onay vermek demektir.
Tüm çalışanları bu yasal olmayan ve haksız olan kıyıma karşı hep birlikte birlik olmaya ve tepkimizi ortaya koymaya çağırıyoruz. Bu tepki çalışanları hiçe sayan bu çağdışı yönetim anlayışına “hiçbirimiz üretmiyoruz” diyerek gücümüzü göstermek olmaktadır."