Hava-İş Sendikası 23 Mayıs 2012 saat 12.30'da THY A.O Genel Müdürlüğünün önünde bir yandan toplu iş sözleşmesinin işverence engellenmesi, aynı anda TBMM'ne havacılık sektörünün GREV YASAĞI kapsamına alınmasını öngören kanun teklifi verilmesi ile ilgili kitlesel basın açıklaması ile kamuoyunu bilgilendirecek.
Bunun yanında Hava-İş sendikası Milletvekillerine GREV HAKKININ korunması için anti demokratik girişime izin verilmemesini talep eden e-posta gönderi kampanyası düzenliyor.
http://www.havais.org.tr/mektup.php linkinden dayanışma için e-posta gönderilebilir.
Milletvekillerine gönderilen mektubun metni şu şekilde:
Sayın Milletvekilimiz
1962 Yılında Kurulan ve 50. Yılını kutlayan sendikamızın örgütlü olduğu 21 Sayılı Hava Taşımacılığı İşkolunda hem 1980 Askeri Darbe öncesi yürürlükte olan iş ilişkileri ilgili yasalar, hem de 12 Eylül darbesi ürünü ve anti-demokratik olduğu her kesimce belirtilen 2821-2822 sayılı yasalarda bile havacılık işkolu ile ilgili hiç surette grev yasağı getirilmemiştir.
Hava-İş sendikası hiçbir surette GREVİ bir amaç görmemiş, ancak işverenlerin uzlaşmaz tutumlarını, toplu pazarlık sürecinde üyesi işçiler lehine değiştirebilmek için ANAYASAL MEŞRU bir hak ve en son çare olarak görmüştür.
Hava ulaşımında sendikaların kuralları, işçilerin çalışma koşullarını düzenleyici, işverenlerin rekabet/maliyetin ardına sığınarak uçuş emniyetini riske atan uygulamalarını denetleyici rolü tüm, hava ulaşım paydaşları için UÇUŞ emniyeti ve tüketici hakları yönünden hayati önem taşımaktadır.
HAVA-İŞ SENDİKASI BU BİLİNÇLE HAREKET ETMEKTEDİR.
Bilindiği gibi 3-4 yıldır tüm sosyal paydaşlarla yapılan görüşmeler sonucu oluşturulan Toplu İş İlişkileri Yasası Kanun Tasarısı TBMM’ne sevk edilmiş olup Tasarı Komisyonlarda görüşülerek gerekli değişiklikler yapılmış ve gündemdedir.
Yine bilindiği gibi Yasa Tasarısının 64. Maddesi 6. Fıkrası Bakanlığın taslağında olmayan ancak Bakanlar Kurulundan Meclise gönderilen tasarıya son anda eklenen düzenlemede bir değişiklik yapılmış;
“(6) Hava ulaşımı alanında faaliyet gösteren işyerleri veya işletmelerde grev esnasında işveren faaliyetin yüzde kırkını sürdürebilir. Bu durumda, çalışacak işçilerin sayısı, niteliği ve çalışma yerleri, işyerinde veya işletmede çalışan işçi sayısına göre işveren tarafından belirlenir. Bu hükmün uygulanmasında, listenin tespiti, ilânı, işçi sendikasına tebliği ve listeye itiraz usûlü hakkında 65 inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır” şeklinde bir hüküm düzenlenmişti. Ancak bu hüküm daha sonra alt ve esas komisyonlarca anti-demokratik bulunarak tasarsıdan çıkarılmıştı. Bu temel değişiklik tasarısı Yüce Meclisimizin gündeminde iken İstanbul AKP Milletvekili Metin Külünk ve bazı Milletvekillerince tarafından verilen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında kanun Teklifinin 1. Maddesi ile, tüm havacılık hizmetlerinde Grev Yasağı getirilmesi önerilmektedir.
Yüce Meclisimizde temel bir çalışma hayat yasa değişikliği gündemde iken ve bu tasarıda Hava Taşımacılığı işkolunda hiçbir yasaklama öngörülmemişken getirilen bu teklif tamamen hukuk dışı ve anti demokratik bir girişimdir.
Ancak bu girişimin THY A.O’da halen sendikamızla işverenlik arasında uzlaşmazlık noktasında bulunan ve işverenin hukuki bazı engellemelerinin sürdüğü 23. Dönem toplu iş sözleşmesi ile ilişkili olduğunu düşünmekteyiz.
Bildiğiniz gibi THY A.O 2006 yılında binde 8’lik bir hisse payı ile kamu payı %50’nin altına düşürülerek hülle yolu ile kamu statüsünden çıkarılmış böylelikle TBMM Denetimi, Başbakanlık Denetimi, Kamu İhale Kanunu kapsamından “kurtarılmıştır”.
Ancak hala THY A.O Yönetimi ÖİB’nin C tipi altın hissesi nedeniyle hükümetçe belirlenmektedir. Toplu İş sözleşme masasında acizlik içine düşen THY A.O Yönetimi, aileleri ile birlikte 50 bin kişinin anayasal ve demokratik hakkı olan toplu iş sözleşmesini, ülkemizde resmi arabulucuya beklide ilk kez itiraz ederek yeni bir hukuk garabeti yaratarak engellemeye çalışmaktadır.
THY A.O işvereni 23. Dönem toplu iş sözleşme sürecinde, devletin resmi kurumlarınca yürütülen, sendikamızın hiçbir dahli olmayan prosedür işlemlerine itiraz etmiştir. THY A.O işvereni T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili Bölge Müdürlüğünce toplu iş sözleşme sürecinin Resmi Arabulucu atanması işlemi esnasında önce Bakırköy İş Mahkemesine itiraz ederek işlemi TEDBİREN DURDURMA kararı aldırmış, ancak sendikamız bu kararı kısa sürede kaldırarak sürecin kesintiye uğramasını önlemişti. İşveren buna rağmen bu Mahkeme dosyasını yürüterek yetkili Mahkeme olan İstanbul 11. İş Mahkemelerine havale ettirdiği gibi, ayrıca yine İstanbul 7. İş Mahkemesinde yeni bir dava açarak RESMİ ARABULUCU işlemlerinin TEDBİREN DURDURULMASI yönünde talepte bulunmuştur.
Yürütülen bu Mahkemeler Bakanlığa karşı açıldığı için sendikamıza herhangi bir tebligat gelmemekte sendikamız bu girişimlere sonradan müdahil olabilmektedir. Bu yeni engelleme girişimlerini de sendikamız hızla müdahale etmiştir.
İstanbul 11. İş Mahkemesi THY A.O İşvereninin T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Resmi Arabulucu atama işlemini TEDBİREN DURDURARAK Duruşma günü olarak5 Eylül 2012 tarihine yani 4 ay sonraya gün vermiştir. Bu ülkemiz çalışma yaşamında binlerce işçiyi mağdur edeceği açık bir eşi görülmemiş bir nitelikte bir karardır.
Bu nedenle İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün teklifi ve işçilerin toplu iş sözleşmesini engellemeye çalışan THY A.O Yönetimi ile eşgüdümlü bir işlem izlenimi vermektedir.
Getirilen bu grevi fiilen yasaklama maddesi başta ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri olmak üzere Avrupa Sosyal Şartı, BM Ekonomik, Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi gibi birçok sözleşmeyle birlikte Anayasa’nın 90. Maddesine de aykırıdır.
Uluslararası üst örgütümüz ITF bizzat İLO Genel Direktörlüğünü bu konuda resmi yazı ile bilgilendirmiş ve grev yasaklarının demokratikleşme ile zıt uygulamalar olduğunu belirtmiştir.
Havacılık işçileri de yasaklar değil daha geniş demokratik sendikal haklar istemektedir.
Yukarıda açıkladığımız Kanun Teklifi anti-demokratiktir. Sizden dileğimiz bu Kanun Teklifinin yasalaşmamasıdır.
Gereğini arz ederiz.