Değerli kamuoyunun dikkatine
• Milyarca dolar teşviklere rağmen batan 30’a yakın havayolu ortadayken, “uç Türkiye uç” sloganıyla pompalanan sektörün düzensiz büyümesi politikaları, alt yapı eksiklikleri, denetim ve personel yetersizlikleri basit bir sis olayında bile bu sakat sistemin çökmesine yetip artmaktadır.
• Uçuş Emniyeti ile ilgili bir kez daha Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü uyarıyoruz.
• Uçucu ekiplerimizi ise uçuş emniyeti yönünden hukuki olarak zarar görülmemesi için mevcut mesai kurallarına uyarak hareket etmeleri ve uygunsuzlukları, ihlalleri rapor etmeleri konusunda göreve davet ediyoruz.
Dünyada sivil havacılık sektöründe tekel konumundaki büyük havayolu şirketlerince baskın bir uygulama haline getirilen kuralsızlaştırma politikaları ne yazık ki hemen ülkemize de bulaşmakta gecikmemiştir. Rekabetin yürütülebilir olması için maliyetlerde indirim ve plansız büyüme politikalarının altına kuralsızlaştırma tam anlamıyla yerleştirilmiştir. Kuralsızlaştırma basit bir yönetim hatası değil bilinerek seçilen küresel kapitalist bir politikadır.
Ülkemizde özerk bir sivil havacılık otoritesi ve denetiminin de olmaması bu politikaların kolayca yerleştirilmesine olanak sağlamaktadır.
2003 yılı öncesi kamu niteliğini koruduğu esnada ulusal havayolu sistemimizin sigortası konumundaki THY’nin de, 3. Halka arz sonrası kamu niteliğine son verilerek, TBMM ve diğer devlet kurumlarının denetiminden kaçırılması ve sonrasında 3 kişilik icra komitesinin “ben bilirim” politikalarına teslim edilmesi ile kuralsızlaştırma politikaları yerli yerine oturmuştur.
Havayolları küresel aktörlerin çizdiği yolda maliyet/rekabet eksenine rağbet ederek tüketici hakkı olan uçuş emniyetini riske eden uygulamaları daha bir hevesle sürdürmektedir. Sivil havacılık otoritesi ise bu plansız büyüme ve kuralsızlaştırmaya elindeki teknik ve personel imkânları ve vizyonuyla kesinlikle yetişememektedir. Son sis olayında yaşanmakta olan krizde bunu açıkça ortaya koymuştur.
SHGM’nü bu sis olayını ve bahane ederek kendi yönetim zaaflarını kapatmaya çalışan ;
Mevcut kuralları hiçe sayan, tecrübeli ve eğitimli personelini maliyet için şirketten çıkaran
“Devletin resmi mercileri yerine geçerek personeline “olağanüstü hal ve afet ilan ettim diyen” ,
Böylelikle uçucu ekipleri fazla mesaiye zorlayan mesaisi aşmış personeli tekrar görevlendiren, dinlenme sürelerine uymayan, ana üste Sorumlu Kaptan Pilot Kararı ile mesai tutturmaya çalışan,
Ana üste crew consept adı altında SHGM onaylı lisansı olmayan personel ile uçuş operasyonunu sürdüren,
Yer hizmetleri için gerekli olan yer operasyon zaman süreçlerini istediği gibi kısaltan,
Pilotun crew consept uygulaması sonucu altına imza attığı lisanslı uçak bakım teknisyeni imzası olmayan preflight chcek formu ile “bu tür operasyon yapma riskini ben aldım” diyen havayolları yönetimlerine karşı önlem almaya çağırıyoruz.
Gerçekte sis indiğinde bir perde görevi görür, ancak bu sefer sis perdesi ulusal bir havayolu politikamız olmadığı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Tüm kamuoyunu ve yolcularımızı da sendikamızın ısrarla dile getirdiği “uçuş emniyeti tüketici hakkıdır” belgisini önemsemeye ve duyarlı davranmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla.
Türkiye Sivil Havacılık Sendikası Yönetim Kurulu